Ruşen Çakır'dan HDP ve Baraj analizi
Habertürk gazetesi yazarı Ruşen Çakır, HDP'nin seçimlere bağımsız girmesin durumunda 50'den fazla milletvetvekili çıkarabileceğini yazdı.
Habertürk gazetesi yazarı Ruşen Çakır, HDP'nin seçimlere bağımsız
girmesin durumunda 50'den fazla milletvetvekili çıkarabileceğini
yazdı.
HDP'nin seçime parti olarak girip barajı aşarsa bugüne kadar
sandalye kazanamadıkları bazı büyük illerde şeytanın bacağını
kırabileceğini belirten Ruşen Çakır, "Böylesi bir durumda toplam
milletvekili sayısı kolaylıkla 50’yi aşabilir" dedi.
HDP'nin barajı aşaması durumunda, hemen hemen MHP ile aynı temsil
düzeyine ulaşabilir veya onu geçebilir. Mevcut parlamento
aritmetiğinde MHP'nin 52 sandalyesi bulunuyor...
Ruşen Çakır'ın 'HDP’nin zor seçimi' başlıklı bugünkü yazısı
şöyle:
KARAR VERİLMEDİ
Demokratik Toplum Partisi (DTP), yüzde 10 ülke barajı nedeniyle
2007 genel seçimlerinde, “Bir Umut Adayları” adı altında toplanan
bağımsız adayları destekledi ve 22 milletvekilliği elde etti.
Arada DTP kapatıldı, yerine kurulan Barış ve Demokrasi Partisi
(BDP) de 2011 genel seçimlerinde, yine yüzde 10 barajı nedeniyle
“Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” adıyla katılan bağımsız
adayları destekledi. 47 ildeki 64 adaydan 36’sı seçildi, bunlardan
Hatip Dicle’nin vekilliği mahkeme kararıyla AKP’li Oya Eronat’a
geçti.
BDP kapatılmadı ama yerini Halkların Demokrasi Partisi’ne (HDP)
bıraktı ve önümüzdeki genel seçimlere HDP’nin parti olarak mı
gireceği, yoksa yine bağımsız adayları mı destekleyeceği henüz
belli değil.
YA HEP YA HİÇ
Gerçekten zor bir durum. Yine bağımsız adaylarla girilmesi
durumunda, bu yöntem konusunda epey tecrübeli olduklarını da hesaba
katarsak HDP’lilerin 40 milletvekilini aşması şaşırtıcı olmaz.
Ancak seçimlere parti olarak girmeleri ve tabii ki barajı aşmaları
durumunda, zaten milletvekili çıkardıkları seçim bölgelerinde
sayıyı iyice artırabileceklerini, hatta bugüne kadar sandalye
kazanamadıkları bazı büyük illerde şeytanın bacağını
kırabileceklerini düşünebiliriz. Böylesi bir durumda toplam
milletvekili sayısı kolaylıkla 50’yi aşabilir.
Sandalye sayısının artmasından çok, HDP’nin seçimlere parti olarak
girmesinin siyasi anlamı önemli. Ve bu sadece HDP’nin değil, genel
olarak Kürt siyasi hareketinin geleceğini yakından ilgilendiren bir
konu. Nitekim şu ana kadar gerek İmralı (Abdullah Öcalan), gerek
Kandil (PKK/KCK), gerekse HDP’den yapılan açıklamaların tümünde
seçimlere parti olarak girilmesi eğilimi ağır basıyor.
Bu yaklaşımı en iyi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın,
önceki gün yayınlanan söyleşimizdeki şu sözleri özetliyor:
“Savunduğumuz şeylerin yüzde 10 bile değeri yoksa varsın
parlamentoda olmayalım. Biz değil parlamentonun kendisi düşünsün.
Bizim yokluğumuzun yaratacağı eksikliği ve boşluğu parlamento içine
sindirebiliyorsa... İki dönem çok kritik olduğu için bunu yaptık
ama bu dönem hem devletin bakışı değişmiyorsa hem de bizim
savunduğumuz değerler sahiplenilmiyorsa varsın parlamentoda
olmayalım.”
İMRALI VE KANDİL FAKTÖRÜ
Demirtaş yine de HDP yönetimi olarak kesin bir karar almadıklarını
söyleyerek seçimlere bağımsız adaylarla katılma kapısını da açık
bırakıyor. Zira Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok umut verici olsa da
yüzde 10’u aşmanın kesin olmadığını biliyorlar. Ayrıca parti
tabanında da gereksiz risklere girmek yerine, eskisi gibi belli bir
sayıda milletvekiline razı olma eğilimi ağır basıyor.
Fakat HDP’nin kararını esasen çözüm sürecinin gidişatı
belirleyecek. İlginçtir, çözüm sürecinde, pek gönüllü olmasalar da
kader birliği etmiş olan AKP ile HDP arasında bu konuda hiçbir
uyum, anlayış birliği gözlenmiyor. Örneğin, hayli düşük olmasına
rağmen, Anayasa Mahkemesi’nin barajı kaldırma ihtimaline iktidar
partisinin gösterdiği aşırı tepki, HDP’lilerin süreç konusunda
canlarının iyice sıkılmasına yol açtı.
Şahsen HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasının imkânsız olmadığını
düşünüyorum. Ancak zamanın ve HDP’nin maddi imkânlarının azlığı,
medya ilgisi ve desteğinden büyük ölçüde mahrum olması gibi
nedenlerle bu hedefe ulaşması pek de kolay olacağa benzemiyor.
Herhalde bütün bu hesapları HDP’liler de yapıyordur. Bununla
birlikte, İmralı ve Kandil’den gelecek mesajlar ışığında HDP’nin
seçimlere parti olarak katılma kararı alma ihtimalini hiç yabana
atmamak gerekir.