20 Eyl 2013 13:12 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:39

RUŞEN ÇAKIR EZBER BOZDU! PKK GÜLEN CEMAATİNDEN NE İSTİYOR?

Vatan yazarı Ruşen Çakır Gülen cemaatiyle PKK'nın yıldızlarının hiçbir şekilde barışmadığını söyleyerek çarpıcı bir yazı kaleme aldı..

Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır "PKK Gülen hareketinden ne istiyor?" başlıklı yazısında işin perde arkasını şöyle aktarıyor;

KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, İMC TV Haber Müdürü Hamza Aktan’la söyleşisinde Fethullah Gülen ve hareketine yönelik sert eleştirilerde ve suçlamalarda bulundu. Bu şaşırtıcı değil çünkü Gülen cemaatiyle PKK’nın yıldızlarının hiçbir şekilde barışmadığı, aralarında özellikle Kürt gençlerini kazanma konusunda kıyasıya bir rekabet olduğu ve bu nedenle sık sık ihtilaf yaşandığı biliniyor.

Şaşırtıcı değil çünkü Öcalan da BDP heyetiyle yaptığı ilk görüşmenin Milliyet Gazetesi tarafından yayınlanan zabıtlarında da görüldüğü gibi, Gülen ve hareketi hakkında suçlamalarda bulunmuştu. Murat Karayılan da, geri çekilmenin ilan edildiği basın toplantısına katılmak için Kandil’de bulunan bir grup Türkiyeli gazeteciyle sohbetinde, birdenbire konuyu Gülen cemaatine getirmiş ve Bayık’ınkine benzer sözler söylemişti.

Gülen hareketi çözüme karşı mı?

Öncelikle şunu vurgulamak lazım. Gülen ve hareketinin, Bayık’ın son söyleşide ileri sürdüğü gibi “çözüm sürecine karşı” olduğu tespiti fazlasıyla zorlama. Bilindiği gibi Gülen, 7 Ocak günü, yani süreç başlar başlamaz, “Sulh hayırdır, hayır sulhtadır” başlığıyla haberleştirilen sohbetinde hiç tartışmaya yer vermeyecek bir biçimde hükümetin başlattığı yeni girişime destek vermiş, hatta angaje olmuştu. Ne var ki geçen süre zarfında kendisinden de, cemaatin yayın organlarından da benzer çıkışlara tanık olmadık, hatta tam tersine, Gülen hareketinin sürece yönelik kaygı ve eleştirilerinin öne çıktığını gördük.

Ta ki Gülen’in haziran ayında Irak Kürdistanı’nda, Erbil’de Kürtçe yayınlanan Rudaw Gazetesi’nden Rebwar Kerim’in sorularına verdiği yanıtlara kadar. O mülakatta Gülen’in özellikle ana dilde eğitimi “devletin vatandaşlarına karşı adil olmasının gereği” olarak tanımlamasının (http://rusencakir.com/Gulenden-Kurtce-egitim-acilimi-Gec-oldu-ama-iyi-oldu/2049) birçok açıdan bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz.

Gülen hareketi sürecin neresinde?

Ancak Gülen ve hareketinin çözüm sürecinin lehine görüş beyan edip pozisyon alması sürecin içinde aktif bir şekilde yer aldığı anlamına gelmiyor. Cemaatten görüştüğüm bazı kişiler hükümetin kendilerini sürece dâhil etmeye pek gönüllü olmadığından yakındılar. Eğer bu doğruysa, arkasında, yine Kürt sorununun çözümüyle alakalı bir önceki (Oslo) süreçle bağlantılı olarak patlak veren MİT krizi ve bunun hükümetle cemaatin arasını ciddi olarak açması olsa gerek.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ