05 Tem 2011 14:13 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:32

RUŞEN ÇAKIR CNN TÜRK'TE!

NTV ekranlarında Yazı İşleri programını hazırlayıp sunan Ruşen Çakır, bugün ekrandaki rakibi Ayşenur Arslan'ın Medya Mahallesi programına konuk oldu.

"Arkadaşlarım tutuklandı diye gazetecilik yapmazsam onları yanlız bırakmış olurum"

NTV'deki Yazı İşleri programı tatile çıkan ve sakal bırakmaya başlayan Ruşen Çakır, Ayşenur Arslan ile gündemdeki konuları ve Ahmet Şık ile Nedim Şener'in gerekçesi henüz açıklanmamış tutukluluk halini konuştu.

İşte Ayşenur Arslan'ın sorularına meslektaşı ve rakibi Ruşen Çakır'ın verdiği yanıtlar:

Ayşenur Arslan: Sen köşende her gün Ahmet Şık ve Nedim Şener için bir mesaj koyuyorsun. Kaç gün geçti içeride?

Ruşen Çakır: Kimi gözaltını kimi ise tutukluluğu sayıyor... Benim bildiğim kadarıyla 120 gündür içerideler. Yani 4 ay önce gözaltına alındılar.

A.A.: O kadar oldu mu? Gündem o kadar çabuk değişiyor ki... Ama hala bilmiyorlar değil mi neden içeride olduklarını?

R.Ç.: İddianame henüz hazır değil. Haklarında gizli deliller var denildi ama gizli de olsa o deliller ortaya çıkartılırdı. Çok büyük bir tepki oldu kamuoyunda. Bu tepkinin giderilmesi için ortaya çıkartılırdı deliller. Aziz Yıldırım meselesinde her türlü kayıt, fotoğraf, delil ortaya çıkıyor. Bizim arkadaşlarımızın ise hakkında hiç bir delil yok. Özel yetkili savcılar kamuoyunu önemsiyor ve ona göre davranıyor. Ama kamuoyunu etkileyemedikleri, ikna edemedikleri tek vaka Ahmet ile Nedim olayı...

ŞİKE OPERASYONUNDA MEDYA SORGULAMADAN YÜKLENİYOR

Ruşen Çakır, TemizLİG ismi de verilen Şike Operasyonu ile ilgili olarak da ilginç bir analiz yaptı. "Her zaman olduğu gibi deliller hemen ortaya döküldü. eleştirel yaklaşan neredeyse kimse yok. Sorgulanmadan servis edilen malzemeleri yayınlıyorlar" diyen Çakır, sözlerine şöyle devam etti:

R.Ç.: Medya Fener'in bu seneki şampiyonluğu üzerine çok gitmemişti, Trabzon'un itirazlarına rağmen, şimdi ise savcılık kararı sonrasında bütün goller tartışılmaya başlandı.

MEDYA ÖNCE KORKAKTI ŞİMDİ ACIMASIZ

A.A.: Ama Ermna Toroğlu mesela çıktı ve anlattı herşeyi...

R.Ç.: Benim söylediğim de bu. Toroğlu için gittiği zaman da söylenmişti. Ama medyada bu konu hiç yazılmadı, konuşulmadı. 2 ay öncesinde dokunulmaz olan şey şimdi şeytan taşlamaya dönüştürülüyor. Sorgulamadan servis edilenleri yazıyor medya. Gazetelere baktığımız zaman çok kişinin onuru, kariyeri ile oynandığını görüyoruz. Medya önce korkaklığını, şimdi de acımasızlığını sergiliyor.

CHP'NİN BOYKOT KARARI YANLIŞ

Ruşen Çakır, CHP'nin mecliste yemin etmeyerek fiili boykot uygulamasına da itiraz etti.

R.Ç.: Bizim arkadaşlarımız hapse atıldığı zaman ben onlar serbest bırakılana kadar gazetecilik yapmıyorum dersem yanlış yaparım, onları yalnız bırakırım. CHP bu nedenle çocuk gibi küserek yanlış yapıyor bence. BDP ise kitlesine yaşadığı durumu anlatıp kendi haklılığını ortaya koyabiliyor. BDP çok geniş bir hareketin en zayıf halkası belki de. BDP kendi tabanına hitap eden grup toplantıları yapıyor. Ama biliyorlar ki aslında hedefleri sadece kendi tabanlarına seslenmek değil, tüm Türkiye'ye seslenmek istiyorlar. Yani kısa bir süre sonra geri dönebilirler gibi düşünüyorum ben.

A.A.: Ben farklı düşünüyorum. Ben gazeteciyim gazeteciliğimi bırakmalı mıyım dedin? Tabii ki bırakmamalıyız. Ama biz ne yaptık, sokağa çıktık, eylem yaptık. Gazeteciliğimizin dışında bir eylem yaptık yani. Siyasetçi siyasetçiliğini terketmeden farkedilmek için birşeyler yapmalı fikrindeyim.

R.Ç.: Başka mekanizmaları işletmeliler bence. Haklısın ama bu iki örnek uyuşmuyor. Yemin etmedikleri zaman katılamıyorlar sürece.