22 Ağu 2010 14:26 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:34

RUHAT MENGİ'NİN EKRANA DÖNÜŞ ÇABASI! KÖŞESİNDEN NASIL SESLENDİ?

Star TV'de yayınlanan Her Açıdan programı yayından kaldırılan, kendisine göre ise tatile giren Ruhat Mengi okuyucularının tepkilerini köşesine taşıdı.

Kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz? Amaç buydu zaten!

Bir haber-tartışma programını yıllardır ekranda olan programlar (ve yenileri) arasında zirveye taşımış ve yıllar boyu her hafta aynı başarıyla orada kalmasını sağlamış bir gazeteci olarak mutluluk ve huzur duymam lazım velâkin hiç de öyle değil.

Her Açıdan bugüne kadar her yaz 8 veya 12 haftalık tatillere girdi ama hiç bu yaz olduğu gibi tatile girdiği haftadan başlayarak itiraz, tepki yağmuruna tutulmadı. Haziran ve Temmuz ayları süresince gelen yüzlerce mektuptaki güven, ilgi ifadeleri izleyicilerimizin beni gördükleri her yerde gösterdikleri büyük sevgi hep aynı cümlelerle bitiyor;

“Neredesiniz, şu anda ekranda en çok size ihtiyaç var.”
Bir gazeteci, televizyoncu övgüler kadar eleştirilere (hatta çoğu kez hakarete varan tepkilere bile) hazırlıklı olmalı, bunlara hiçbir zaman hakaretle cevap vermemelidir. Hele de meslektaşlarına karşı... Bizim programımız daha yayında olduğu saatlerde bin çeşit yalan ve iftirayla haberlerini yapanlar oldu, ağzımdan çıkan veya köşemde yazdığım cümleleri ters yüz ederek, yalana çevirerek yazdılar, buna bile katlandım. İnternet sitelerinde, kendi biyografim dışında (birilerinin kafadan uydurduğu bazı kimlik bilgileri dahil) benimle ilgili yazılanların büyük çoğunluğunun gerçekle bir ilgisi yoktur. Bunları hukuki yöntemlerle değiştirmeye çalışıyoruz ama kimseye hakaret etmiyoruz.

Edenler nedeniyle açıkça yazmak istemiyorum ama Başbakan Erdoğan’ın geçen Pazartesi çıktığı TV programında sorulması gereken soruların sorulmayışı , söylenen her sözün onaylanması sanıyorum bardağı taşıran damla oldu.

EKRANLAR İKTİDARIN

Her gün aralıksız e-postalar yağıyor. Bunlarda tüm kanalların iktidar partisinin kadrolu elemanı gibi çalışan gazeteci ve akademisyenler tarafından işgal edildiğini söyleyen vatandaşlar bana “neredesiniz” diye sorarken bazen de öfkeyle hesap soruyorlar; “Biz size güvendik, inandık, böyle bir dönemde nasıl ortadan kaybolursunuz?”. Bazılarına cevap yazıyor ve nedenlerini anlatıyorum ama hepsine yetişmem mümkün değil. Zaten onlar da bunu tahmin ettikleri için “hiç değilse köşenizden bir bilgi verin” diyorlar.
Cuma günü son gelen e-postalardan biri, Oktay Önderen;
“Kaç Pazar oldu programlarınızı seyredemiyoruz. Bunu bizden esirgeyemezsiniz. ‘Dörtte bir’lik de olsa objektif bir program seyredemiyoruz. Maalesef bütün kanallar yandaş, sözde liberal gazetecilere kaldı. Artık yalanları dinlemeye tahammül edemiyorum. Daha fazla zaman geçirmeden ekranları eskisi gibi seyredilir hale getirin. Rica ediyorum” diyordu.

Yine dün Ünsal Çevik;

“Sayın Mengi, Pazar günleri yayınlanan, çok severek büyük bir dikkatle izlediğim ve izlerken yaşlı yüreğimi ferahlatan riyasız, doğruluk timsali programınızı çok özledim. TRT dahil tek taraflı programların hiçbiri hız kesmedi, hangi kanalı açsanız methiyeler düzülüyor.
Kaliteli programınızı ve seçkin konuşmacılarınızı hasretle beklediğimi bilgilerinize sunarım” diye yazmıştı.
Perşembe günü Murat Yazdıcutan; “O günlerde de hiç az değildi ama özellikle bugünlerde hazırlayıp sunduğunuz programın eksikliği, yeri o kadar belirgin ki anlatamam. Her geçen gün bu eksiklik biraz daha net şekilde kendini gösteriyor.” derken Hediye Bektaş ise “Bizlerin anlayacağı dilde konuşup, tarafsız tavrınızla, kendi alanlarında en iyileri programınıza getiriyordunuz. Şu anda ise TV’ler kafalarımızı karıştırıyor, ne tercih yapacağımızı bilmiyoruz” diyordu.

Bunlar sadece birkaç tanesi ama geriye kalanlar hakkında bir fikir veriyor. Ekranda Her Açıdan’ı arayanların TÜSİAD’a; Türkiye’nin en büyük sanayicilerinin bulunduğu sivil toplum kuruluşuna yapılan baskıya bakmalarını rica ediyorum.

İyice düşünsünler, ondan sonra karar versinler. Bu referandum sonucuna göre neler olacağının işareti TÜSİAD’a, diğer STK’lara, sendikalara yapılan baskıda ve ekranların, gazetelerin durumunda gizlidir.

Yalanlara aldananların son pişmanlığı fayda etmeyecek.
ALTIN VURUŞ

Özün Kanbay ise “Hangi kanalı açsak ya Başbakan veya bir bakan konuşuyor. Altın vuruş yapmak için nasıl da asılıyorlar, insanın tüyleri ürperiyor. Kanallar birlik olup ‘Evet’e mi destek vermeye karar verdiler, muhalefet partileri neden ortada yok? Neden ekranlarda ‘Evet’ diyenler var da ‘Hayır’cıları hiç görmüyoruz. Onlar da mı ‘bertaraf edilmek’ten korkuyorlar” diye yazmış.
Düşünülecek sözler bunlar!

Ruhat Mengi/Vatan