10 Ara 2021 00:45 Son Güncelleme: 10 Ara 2021 01:20

RTÜK, 2021'de en çok cezayı hangi kanala verdi? Para cezalarının yüzde 52'si...

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) 2021 yılı verileri, para cezalarının büyük bir kısmının muhalif yayın yapan televizyon kanallarına uygulanırken iktidara yakın televizyon kanallarına ise neredeyse hiç cezai müeyyide uygulanmadığını ortaya koydu.

RTÜK’ün 2021 verileri, bu yıl da en çok para cezasının muhalif yayın yapan televizyon kanallarına uygulandığını ortaya koydu.

Buna göre genel yayın türü ve haber kanalları kategorisinde toplam 92 kez cezai müeyyide uygulanırken, toplam ceza miktarı yaklaşık 27 milyon TL’yi buldu.

T24’ten Eray Görgülü’nün haberine göre; “Prime time”da yani genel yayın türünde yayın yapan kanallarda toplam 35 kez idari para cezası uygulanırken bu cezaların 12'si FOX TV'ye, 5'i Show TV'ye, 4'ü Kanal D'ye, 3'ü TV 8'e, 2'si TR 35'e, 2'si FM TV'ye, 4'ü radyolara uygulandı.

Star TV, Kanal Z ve Kudüs TV'ye birer kez para cezası verilmesi kararlaştırıldı. Genel yayın türünde yayın yapan kuruluşlara kesilen para cezalarının toplamı 24.5 milyon TL'yi bulurken cezaların yaklaşık yüzde 52’sine karşılık gelen 12.7 milyon TL'si FOX TV'ye kesildi. TV8’e 4.1 milyon TL, Kanal D’ye 3.5 milyon TL, Show TV’ye 3.2 milyon TL, Star TV’ye ise 786 bin TL para cezası uygulandı. Bu kategoride olan ve en çok şikayet alan kanallardan biri olan ATV’ye ise para cezası uygulanmadı.

A HABER’E TEK CEZA MAHKEME KARARI İLE VERİLDİ

Bir yıl boyunca haber kanallarına ise 57 kez müeyyide uygulanırken, kesilen cezanın toplam tutarı yaklaşık 2.3 milyon TL’yi buldu. Bu cezaların 19'u Halk TV'ye, 18'i Tele 1'e, 8'i KRT TV'ye, 4'ü Habertürk'e, 4'ü TV 100'e uygulanırken Haber Global, TGRT Haber, Bloomberg ve A Haber kanallarına da birer kez ceza uygulandı. A Haber'e kesilen idari para cezası ise mahkeme kararı gereği uygulandı. 2013 yılında A Haber’de yayınlanan ve Gezi eylemleri sırasında Taksim Divan Otel’de yaşananların ele alındığı yayın nedeni ile şikayet konusu olan Gündem Özel programına ilişkin mahkeme kararında , "kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içermez" ilkesinin ihlal edildiği belirtildi. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in mahkeme kararına rağmen karşı oy kullandığı RTÜK kararı ile A Haber’e 29 bin TL para cezası uygulandı. Haber kanallarında kesilen ceza sayısının yüzde 33'ü Halk TV'ye, yüzde 31'i de Tele 1'e uygulanırken, kesilen idari para cezası tutarının ise yüzde 26'lık kısmına denk gelen 588 bin TL’si Habertürk TV'ye, yüzde 25'lik oran ile de 581 bin TL’si Halk TV'ye kesildi.

KAMUOYU OLUŞTURABİLEN KANALLARA BASKI KURULMAK İSTENİYOR

RTÜK'ün 2021 yılı verilerine ilişkin konuşan RTÜK Üyesi Okan Konuralp, mevcut tabloyu "Siyasi iradeye yakın medyanın başarısızlığının üstünü örtme çabası" olarak değerlendirdi ve şunları söyledi: "Milyarlarca doları bulan doğrudan ve dolaylı desteğe rağmen, iktidarı kayıtsız şartsız destekleyen basın kuruluşlarının kamuoyu oluşturma gücü neredeyse hiç kalmadı. Bu açıdan baktığımızda, ortada işe yaramayan bir medya yapılanması var. Bu sadece siyasi iktidar için değil, basınımız için de acınası bir durum. Hal böyle olunca, izlenen, kamuoyu oluşturabilen ve çok daha önemlisi gazeteciliği ve yayıncılığı olabildiğince evrensel standartlarda yapabilen ya da yapmaya çalışan kuruluşlar üzerinde baskı kurulmak isteniyor. Futboldaki ilkel 'oynayamıyorsan oynatma' taktiği misali; izlenmiyorsan, okunmuyorsan, kamuoyu oluşturamıyorsan, izlenilen, okunan, kamuoyu oluşturabilen kuruluşları bir yolla sustur. İletişim Başkanlığı ve Basın İlan Kurumu’yla birlikte RTÜK de 'oynatmama' taktiğinin aracına dönüşmüş durumda. Siyasi iradeye yakın medyanın başarısızlığının üstünü örtme çabası. 2021 yılı cezalarının kurumlar ve yayıncılık çizgisi açısından dağılımına baktığımızda önümüzde duran gerçek bu. Belli haber kanalları cezalandırılıyor. Amaç ses kesmek; oysa kesebilmeleri de mümkün değil.

GÜNDÜZ KUŞAĞINDAKİ AÇIK İHLALLERE KARŞIN YAPTIRIM UYGULANMIYOR

Neyi yaparlarsa yapsınlar haber, haberin taşıdığı hakikat bir yolunu bulur ve muhatabına ulaşır. Gogol’un, ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ adlı eserindeki ‘Cezayir beyinin burnunun altında kocaman bir ben varmış’ cümlesinden mülhem, kimse burnun altındaki benin bilinmesini engelleyemez. Öte yandan, haber kanalları dışındaki kanallar arasında da ayrımcılık var. Örneğin gündüz kuşağı programlarındaki veya dizilerdeki açık ihlallere rağmen bazı kanallara yaptırım uygulanmıyor. O kanalların rakibi kuruluşlar ise aynı gerekçelerle cezalandırılıyor."

BİRİ NE KADAR KÖTÜYSE, DİĞERİ DE O KADAR KÖTÜ

Konuralp, "iktidara yakın medyanın etkisini yitirme sebepleri"ne ilişkin soru üzerine de şu değerlendirmede bulundu: "Pek çok neden sıralanabilir ancak şöyle özetlemeye çalışayım. Zaman zaman kurul toplantılarında; ‘Bu kanallar RTÜK kanununa, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatlarına uygun yayıncılık yapıyorlarsa, örneğin yıllardır tarafsızlık ilkesine uygun, insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı yayın yapıyorlarsa; siyasi düşünce ve benzeri nedenlerle ayrımcılık veya kişi ve kuruluşları küçük düşürücü yayınlar yapmıyorlarsa, bu kanallara saygın ulusal ve uluslararası kuruluşlardan ödül verilmesine aracılık edelim’ diyorum. Mümkün mü? Mümkün değil, kendileri de biliyor bunu. Bu kanallara ödül verecek ulusal ve uluslararası saygınlığı olan tek bir meslek örgütü bulamazlar. Şunu unutmayın; medya ile siyasi iktidar arasında bağımlılık ilişkisi oluşturduğunuzda, doğrular söylenmez, gerçekler görünmez olur. Bağımlı olduğunuza benzersiniz. Birbirlerine benzediler, özetle. Biri ne kadar kötüyse, diğeri de o kadar kötü. İktidara yakın medyanın irtifa kaybetmesinin nedeni özetle budur; gerçeklerden kopmuş, liyakatsiz ve kibirli bir medya düzeni.

RTÜK DÜZENİ DE KÖKTEN DEĞİŞMELİ

Konuralp, önümüzdeki süreçle ilgili öngörülerine yönelik soruyu ise şöyle yanıtladı: "Tüm medya için söyleyeyim, sürdürülebilir değil bu düzen. Herkesin sesisin duyulduğu ve herkesin sesinin herkese ulaşabildiği yeni ve örgütlü bir medya düzenine ihtiyaç var. RTÜK düzeninin de kökten değişmesine. Yayıncı kuruluşlar da yandaş veya muhalif olmamalı. Evrensel kurallara uysunlar yeter. Bu çerçevede gazeteciler de gazetecilik yapsın. Doğrusu budur; gazetecinin görevi halkın haber alma hakkı gereği, gerçekleri nesnel bir biçimde, sansürlemeden aktarmaktır. Bir diğer öncelikli görevi de fikir ve ifade özgürlüğünün, kişi hak ve özgürlüklerinin, basın özgürlüğünün evrensel kriterlerine, insan haklarına, kadın, çocuk ve hayvan haklarına uygun yayın yapmaktır."