14 Kas 2010 16:26 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:47

"RIDVAN MEMİ BAM TELİNE BASTI, MEDYANIN ERGENEKON'U DA ÇÖZÜLMELİDİR!"

Zaman yazarı Ahmet Tezcan, eskiden yardımcısı olan Rıdvan Memi'yi İpekçi'nin katili Ağca ile yaptığı röportaj için destek çıktı.

Rıdvan Memi bam teline bastı, medyanın Ergenekon'u da çözülmelidir

Bir söyleşi yaptı, parçalamaya kalktılar.
Rıdvan Memi. Gazeteci. TRT Haber'de bence televizyonlardaki en kaliteli söyleşi programı olan Kozmik Oda'yı hazırlayıp sunuyor. Kuyumcu kadar titiz, konuklarını seçerken, sorularını hazırlarken.Tek kusuru var Memi'nin: Beyaz Türk değil!

Mehmet Ali Ağca ile cezaevinden çıktıktan sonra tek söyleşiyi Memi yaptı geçen salı akşamı. Söyleşinin nasıl yapıldığını, Rıdvan Memi'nin nasıl titizlendiğini çok iyi biliyorum. Biliyorum çünkü Memi; her programdan önce çağıracağı konuk, seçeceği konu üzerinde güvendiği gazeteci dostlarıyla istişare etmeyi, hatta onlarla bir ön tartışma yapmayı hem şart hem zevk edinmiştir.

Ağca geldi, Memi sorularını sordu. Kıyamet koptu. Medya ağaları çok kızdı.

Tabii klasik bir "merkez medya taktiği" ile önce iftira atarak:

"Ağca'ya TRT kaç para verdi?" diyerek çamur attılar. Öyle olması gerektiğini düşünüyorlardı. Çünkü zamanında kendileri öyle yapmışlardı. Ağca'ya kardeşi üzerinden para ödeyerek onunla söyleşi yapmışlardı. Üstelik hem o parayı verip hem de İpekçi cinayetine dair zırnık kopartmadan söyleşmişlerdi Ağca ile.

Şimdi alakalı alakasız yazıp çiziyor ve sadece "Neden İpekçi cinayetini sormadın?" diye asıp kesiyorlar.

Bu satırlar yayınlanana kadar belki açıklanmış olacaktır ama bendeniz de tekrara düşmüş olayım. Zamanında Ağca'ya "Ne şartın varsa kabulümüzdür" diye yalvarıp, Abdi İpekçi cinayetiyle ilgili tek kelime sormadan yaptıkları söyleşiler arşivlerdedir hâlâ.

TV söyleşisinde dünyanın her yerinde söyleşi yapılacak olanla bir ön konuşma yapılır, konuşulacak konu belirlenir, sınırlanır. İki taraf da buna uymak durumundadır. Uymazsanız ikinci programa konuk bulamazsınız.

Memi; Papa suikastında bilinmeyen Vatikan faktörünü kardinal isimlerini verdirerek anlattırdı Ağca'ya. Dünya medyası şimdi Ağca'nın TRT ekranında söylediklerinin izini kovalıyor. Söyleşi haberi, EuroNews internet sitesinde en çok tıklanan ikinci haber. Rusya'daki Pravda'ya, İtalya'dan Avustralya'ya varıncaya kadar bütün haberciler Rıdvan Memi'nin programda Ağca'ya söylettiği bilgilerin peşine düşmüş durumda. Memi'ye e-mailler yağıyor dünyanın dört bir yanından.

Fakat bizim Medya Ağaları başka telden çalıyor, TRT ve Rıdvan Memi'yi suçluyorlar.

Hatta Hürriyet Gazetesi'nde "TRT ve Rıdvan Memi'nin Ağca söyleşisini eleştiren Doğan ve Ülsever'in yazıları sansürlendi" diye basın özgürlüğü yaygarası kopartıyorlar, "Bakın gördünüz mü patronumuzun üzerinde baskı var" diye hükümeti de suçluyorlar.

Çünkü çaba göstermeden, masa başında yapılabilecek en kolay "gazetecilik" türü bu:

Çamur atmak!

Hiç akıllarına gelmiyor; "Acaba Yalçın Doğan ve Cüneyt Ülsever'i sansürleyen patronumuz vergi kaçakçılığı cezasından kurtulmak için değil de Abdi İpekçi cinayetinin kaşınmamasını istediği için o yazıların konulmasını engellemiş olamaz mı?" diye hiç düşünmüyorlar.

Düşünseler internete girmeleri, Google'a tıklamaları ve http://ebrar.wordpress.com/2006/12/20/ipekci-cinayetindeki-supheler/ benzeri web sitelerinde yayınlanan haber ve yorumları okumaları yahut Tamaşa Ural'ın 2000 yılında yayınlanmış Çarmıhtaki Ülkücü kitabını okumaları, yeniden, tekrar tekrar, kendilerini de sorgulayarak düşünmeleri gerekecek.

Buyursunlar... Düşünsünler... Araştırsınlar... Ağca'yı konuştursunlar, Ağca para isterse tapusu yok evimi satıp ben ödemeye hazırım, söyleşi yapsınlar ve arkasından ağladıkları İpekçi'nin öldürülüşünde gizli kalmış bütün noktaları ortaya çıkarsınlar.

Onlara bir tüyo vereyim:

Rıdvan Memi; Abdi İpekçi cinayetiyle ilgili "yeni bilgiler" için şu an iz ve iş üstünde. Eminim bunu hakkıyla yapacak, hem yeni bilgilere ulaşacak hem de yıllardır üstü örtülen bazı olayların ve bilgilerin de üstünü açacaktır. TRT ise bu araştırma için ona bütün imkânları sağlamalı, kuruma yönelecek saldırılara aldırmadan dik durmalıdır.

Çünkü Rıdvan Memi; Papa suikastı çerçevesinde Mehmet Ali Ağca'yı konuşturup ilk defa somut, net, açık bilgiler ve isimler alarak hem dünya medyasının hem de Türk medyasının bam teline bastı. Papa suikastı, global medya ve dünya için ne kadar önemli ise Abdi İpekçi ve hatta Çetin Emeç cinayetleri de bizim hâlâ ulusal bile olamayan yerel medyamız ve Türkiye için o kadar önemlidir. Rıdvan Memi'nin TRT'de Ağca söyleşisi ile bastığı bam telinin titreşimleri, ümidim odur ki, benim medyanın Ergenekon'u dediğim gazetecilikteki gizli ve pis yapılanmaların da ortaya çıkmasına vesile olacaktır.

Umarım bu şarkı burda bitmez!

Son söz; TRT yönetimini söyleşiye izin verip doğru yapılanın arkasında durdukları için tebrik ediyor, bir dönem yardımcılığımı yapan Rıdvan Memi'yi de gururla alnından öpüyorum!

Ahmet Tezcan/Zaman