01 Ağu 2012 10:54 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:59

RIDVAN AKAR'DAN MEHMET ALİ BİRAND'A 'EMEK HIRSIZLIĞI' DAVASI

Rıdvan Akar, "Son Darbe: 28 Şubat" belgeseli ve kitabı ile ilgili Mehmet Ali Birand'a tazminat ve ceza davası açtı

Gazeteci Rıdvan Akar, “Son Darbe: 28 Şubat” adlı belgesel ve aynı isimli kitabın yayım sürecinde fikri haklarına tecavüz edildiği gerekçesiyle Mehmet Ali Birand, Reyhan Yıldız ve Birand'a ait BİR TV A.Ş. hakkında maddi ve manevi tazminat davası ile ceza davası açtı. Rıdvan Akar, dava dilekçesinde, kendisi ile ekip arkadaşlarının adı hiç verilmeden “Bir Mehmet Ali Birand yapımı” anonsuyla sunulan belgesel ile kitabın oluşumunu nasıl sağladığına ilişkin olarak somut kanıtlar ve yazışmalar ortaya koydu. Akar, avukatları Prof. Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu ve Ali Mesut Seçkin'in hazırladığı dilekçede, davalılardan 5.000 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminat talep etti.

İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne verilen dava dilekçesinde, “28 Şubat Belgeseli projesinin Rıdvan Akar’ın Mehmet Ali Birand’a önerisi üzerine 2005’te başladığı” vurgulandı. Dilekçede, projenin yapım aşamasında Akar’ın metin yazarlığının yanı sıra proje ekibini kurmak, araştırmaları gerçekleştirmek ve Necmettin Erbakan gibi dönemin önde gelen tanıklarıyla söyleşiler yapmak gibi kilit sorumlulukları üstlendiğinin altı çizildi.

Ayrıca, dilekçede CNN Türk'ün hazırladığı taslak sözleşme metninde “belgeselin metin yazarının Rıdvan Akar olduğu ve belgesele ilişkin tüm hakların Birand ile birlikte Akar’a ait olduğu” aktarılırken, Mehmet Ali Birand’ın bu taslak sözleşmeye hakkında şu e-postayı gönderdiği belirtildi:

“Rıdvan, Aşağıdan gelen sözleşmeyi ekte bulacaksın. Sen imzaladıktan sonra bana ver, ben de imzalayıp göndereceğim. MAB”

Dilekçede, sözleşme taslağına göre de Akar’ın “belgeselin ‘sahibi’ konumunda” olduğu, dolayısıyla belgeselin telif haklarının “ortak eser sahibi” olan Akar’a da ait olduğu vurgulandı. Belgeselin ilerleyen sürecinde Rıdvan Akar’ın belgeselin ilk bölümlerine denk gelen metinleri yazdığı ve ilgililere gönderdiği, ayrıca belgeselde Mehmet Ali Birand ile birlikte anons yapılması konusunda fikir birliği sağlandığı bilgisi de dilekçe de yer aldı. Ayrıca “Birand’ın o ana kadar belgeselde kiminle konuşulduğu, kime ne sorulduğu, ne araştırması yapıldığı, hangi arşiv görüntülerine sahip olunduğu konusunda herhangi bir fikir sahibi bile olmadığı” belirtildi.

Akar’ın 32. Gün haber programında çalışırken “iş aktinin Birand tarafından 20 Aralık 2010’da haksız bir biçimde feshedildiği” bilgisi hatırlatılan dilekçede, “Son Darbe: 28 Şubat” belgeselinin sadece Reyhan Yıldız’ın katılımıyla tamamlanmış gibi gösterilmek istendiği not düşüldü. Hazırlıkların büyük çoğunluğunun Rıdvan Akar’ın da katkısıyla gerçekleştiği belirtilen dava dilekçesinde, 14 Şubat 2012’de CNN Türk’te yayınlanmaya başlayan belgeselin jeneriğinde veya “katkıda bulunanlara teşekkür” bölümünde Akar’ın isminin yer almadığının altı çizildi. Dilekçede, “emek hırsızlığı” tartışmasının başladığı süreçte Birand’ın TV8’de katıldığı bir programda dile getirdiği “Mal benim, kimin adına yer vereceğime ben karar veririm” açıklaması da yer aldı.

Ancak, dilekçede, “Son Darbe: 28 Şubat” projesinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) 9. ve 10. maddelerine göre “ortak eser” niteliği taşıdığı belirtildi. Belgeselin, “Birand tarafından ısrarla, izinsiz olarak, sadece kendi çalışması imiş gibi CNN Türk kanalında yayınlanması” ve metinlerin kitapta “Birand ile Reyhan Yıldız tarafından yazıldığının ileri sürülmesi” dilekçede, Akar’ın “hem fikri hem de şahsi haklarına ağır bir tecavüz” olarak nitelendirildi.

Birand’ın TV8’deki aynı programda dile getirdiği “Ben belgeseli bitirenlerin isimlerini koyarım daima. Yarıda bırakanların değil” sözlerine dilekçede, “Jenerikte yer alan isimlerin bir bölümü de (Örneğin, İlkay ERKOÇ ve Başak SOLMAZ) ‘gidenlerden’ oluşmaktadır. Yani belgeselin yapım aşamasında bu isimlerin gitmiş olmasına karşın isimleri jenerikte yer almıştır. Dolayısıyla Mehmet Ali Birand’ın Rıdvan Akar’ın ismini jenerikte anmamasının bir izahı mümkün değildir” ifadesiyle yanıt verildi.

'Para kazanmayacağız, dedi ama para aldı'

Akar’ın “Son Darbe: 28 Şubat” belgeseli ve aynı isimli kitapta isminin yer almamasına gerekçe olabileceği belirtilerek, dilekçede Birand’ın “Bu belgeselden ikimiz de para kazanamayacağız” dediği, ancak CNN Türk’ün söyleşi kasetleri için Birand’ın oğlu Umur Ali Birand’ın yöneticisi olduğu Bir TV A.Ş.’ye fatura karşılığı 30 bin TL ödediği anlatıldı. Dilekçeye göre, gelişmeleri öğrendikten sonra Akar, Birand’a şu e-postayı attı:

“Bu belgeselden ikimiz de para kazanmayacağız” diyen sizsiniz. O şirket sizin şirketiniz… Bütün işi bugüne kadar ben yaptım. O parası istenen kasetlerin tamamındaki söyleşiler bana ait. Orada harcanan mesainin tamamı da bana ait. Her şeyi ben yapacağım. Bütün izinlerimi gecelerimi okuma, yazma vb. çalışmaya ayıracağım ve -kimse para kazanmayacak düşüncesiyle- bunu bütünüyle karşılıksız yapacağım… Bu projenin halen iki bölümü yazıldı ve montajlandı. Bana kalacak olursa geride daha 12 bölüm var. Benim bir yılım bu işle gitti / gidiyor…”

Dava dilekçesinde Birand’ın Akar’ın e-postasına yanıtı ise şöyle yer aldı:

“Bu koşullarda belgeseli gerçekten yapmak istemiyorsan, bana hemen bu hafta sonu bildir, ben de ona göre önlemini alayım. İlk iki bölümün metinlerini de geri göndertirim.”

Karşılaştırmalı 'intihal' tabloları

Belgesel jeneriğinde tek “metin yazarı” olarak geçen Mehmet Ali Birand’ın beyanlarına karşılık dilekçede “Müvekkil Rıdvan Akar Tarafından Yazılan Metin” ve “Davalı Mehmet Ali Birand Tarafından Yazıldığı İleri Sürülerek Belgeselde Yayınlanan Metin” başlıklarıyla karşılaştırmalı bir tablo yer aldı. Birand'ın Rıdvan Akar'ın hazırladığı metinleri neredeyse birebir kullandığını gösteren karşılaştırmalı tablodan bazı bölümler şöyle:

Belgeseldeki karşılaştırmalı tablonun bir benzeri Mehmet Ali Birand ve Reyhan Yıldız imzasıyla Doğan Kitap tarafından yayımlanan “Son Darbe: 28 Şubat” kitabındaki metinler için de kullanıldı.

Birand, Posta gazetesinde yayımlanan (18 Şubat 2012) köşe yazısında konuya dair yaptığı açıklamada “Kanalın maaşlı elemanlarından yeni bir ekip kurdum, bizzat kolları sıvadım. Yola, Talip Korkmaz ve Reyhan Yıldız liderliğindeki gençlerle devam ettim. Planlama değiştirildi. Baştan itibaren tüm metinler yeniden yazıldı. (…) Bana her şeyi söyleyebilirsiniz, ancak beraber çalıştığım kişilerin önünü kapattığımı, onları yüceltmediğimi ve haklarını yediğimi söyleyemezsiniz. Örneklerini de herkes biliyor'' demişti..

“Metinler arasında benzerlikten de öte ayniyet bulunduğu” belirtilen dava dilekçesinde, ancak metinlerin “Birand tarafından, Akar’ın ismine yer verilmeden sahiplenildiği” belirtildi. Dilekçede, karşılaştırılan metinlerin “akışı, sistemi, konuların ele alınış yöntemi ve sırasının paralel olması da intihale ilişkin göstergeler” olarak sayıldı.

Dilekçede, ek olarak Birand’ın, Rıdvan Akar başta olmak üzere eski ekibin gerçekleştirdiği söyleşiler için yaptığı “Gayet tabi o söyleşiler benim söyleşilerim. Benim yaptırdığım söyleşiler. Bütün metinler yeni baştan yazıldı, yeniden planlama yapıldı ve belgesel bitti” açıklamasına da yanıt verildi. 2006’da Akar ve ekip arkadaşlarının Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Kemal Derviş gibi dönemin önde gelen 50’den fazla isimle söyleşiye imza atıldığı, söyleşi yapılması gereken diğer isimlerle irtibat kurulduğu ve söyleşi yapılacaklar listesini bütünüyle belirlendiği belirtildi.

'Gerçekler tirajı en yüksek üç gazetede yayımlansın'

Dilekçenin “Sonuç ve İstem” bölümünde de şu ifadelere yer verildi:

“1- Önemli bir bölümü müvekkilimiz tarafından vücuda getirilmiş olup FSEK kapsamında korunmakta olan “Son Darbe: 28 Şubat” adı ile CNN Türk televizyon kanalında yayınlanan belgeselde ve aynı isimle Doğan Kitap Yayınevi tarafından basılarak piyasada satışa çıkan kitapta müvekkilimizin de ESER SAHİBİ OLDUĞUNUN TESPİTİ ile söz konusu eserlerin üzerinde, jeneriğinde, ilanlarında ve eserlerin kullanıldığı her yerde görünür bir şekilde müvekkil “Rıdvan AKAR”ın ismine yer verilmesine, ayrıca gideri davalılar tarafından karşılanmak üzere hükmün ülke genelinde tirajı en yüksek 3 gazetede yayınlanmasına;

2- Anılan eserleri, eser sahibi sıfatıyla iznini almadan yayınlamış bulunan davalıların bu hareketinin müvekkilin fikri ve şahsi haklarını ağır bir şekilde yaralamış olması nedeniyle, uğramış bulunduğu zararın giderimi için;

Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kayıyla MADDİ TAZMİNAT için şimdilik 5.000 TL ile MANEVİ TAZMİNAT için 10.000.-TL. olmak üzere TOPLAM 15.000 TL.’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen müvekkilimize ödenmesine,

3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.”

Ceza davası da açıldı

Akar, tazminat davasına ek olarak Mehmet Ali Birand ve Reyhan Yıldız hakkında 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 71. maddesi gereğince Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ceza davası da açtı.

Bahsi geçen davaların yanı sıra Akar’ın Birand’a açtığı, hâlen görülmekte olan iki ayrı dava daha var. Akar, Birand’a ilk davasını 32. Gün haber programında iş aktinin feshedilmesi ardından, 10 yıla ilişkin tazminat hakkı ile birlikte içeride kalan maaşlarını da alamaması nedeniyle açmıştı. Birand’ın avukatları “Akar’ın yaptığı gazetecilik değil, metin yazarlığıydı” içerikli bir savunma yaparken, Akar bugün sürmekte olan ikinci davasını Birand ile kendisi arasında imzalanan bir sözleşme nedeniyle açtı. Birand, savunmasında Akar’a borçlarını kayıt altında alan bu sözleşmeyi “imzalayıp, imzalamadığını hatırlamadığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını düşündüğünü, ayrıca o dönem ödeme gerektirecek bir emek almadığını” söyledi.