"REKABETTEN RAHATSIZLAR!... KARŞILARINDA HİÇBİR GÜÇ GÖRMEK İSTEMİYORLAR!.." ERGUN BABAHAN DOĞAN GRUBU'NUN AKP SENARYOLARININ ARKA PLANINI YAZDI!...
Ellerinde birden fazla gazete bulunduranlar bir görev dağılımı yapmışlar, öncü güçleri, tahrip gücü olarak kullandıkları yayınları var.
Manşetleri okumak
Ağustos 2002'de SABAH'ın yayın yönetmeni olarak göreve başladığımda geçmişin bir özeleştirisini yapmıştım.
SABAH'ı o gün içinde bulunduğu duruma iten koşulları irdelemiştim.
Aradan 6 yıl geçti ama Türkiye'de bir kısım basının tavrı değişmedi.
Ellerinde birden fazla gazete bulunduranlar bir görev dağılımı yapmışlar, öncü güçleri, tahrip gücü olarak kullandıkları yayınları var.
Karşılarında hiçbir güç görmek istemiyorlar.
Rekabetten rahatsızlar.
Siyasetin istikrarından ve gücünden de rahatsızlar.
Onun için sürekli yeni oyunlar sahneye koyuyorlar.
Bir gün yıldız yaptıkları adamın hakkında ertesi gün kuşku yaratacak bir haber yayınlandığında, manşeti doğru okumanız gerekir.
Destek çıktıkları isimler, ilk fırsatta imha edilecek olanlardır.
Onlara vururken kimi parlatmaya çalıştıklarını doğru okumak anlamak gerekir.
Bugün ortada bir gerçek var, o da şu:
AK Parti'yi parçalayacak güç Doğru Yol örneğinde olduğu gibi, transferler, asker tazyiki, gözdağları olamaz.
AK Parti'yi yine muhafazakâr ama kendileriyle işbirliğine yatkın isim veya isimlerle yıpratmak, bölmek amacını taşıyorlar.
O nedenle manşetlerini doğru okumak gerekir. Çünkü her manşet bu işi doğru yapacağına inanılan bir ismi öne çıkarma, gündeme getirme çabasıdır.
Türkiye'de özellikle yazılı medyayı büyük sıkıntılara sokan "çocukluk hastalığı" yeniden arsızca canlanmış görülüyor.
Aslında bu geniş bir kamp ve arayış da geniş kapsamlı.
Aranan ismin özellikleri belli: Muhafazakâr hatta eşi başörtülü olabilir ama kendilerine yakın ve bu yakınlığı sınavdan geçmiş, parti tabanında bilinen, din bilgisi güçlü.
Aynı tabana hitap edip sağ gösterirken merkezden çakabilecek bir isim.
Başlıkları dikkatli okursanız birkaç ismin öne çıkarılmaya başlandığını görürsünüz.
Bu işe soyunanların görmesi gereken bir gerçek var, birtakım koşulları benzese de 28 Şubat atmosferinde değiliz.
Medya güçlü ama bir iktidar yaratacak kadar güçlü değil.
Parlatmaya parlatabilir ama desteği halk nezdinde kösteğe dönüşebilir.
Tek hedefleri var, istedikleri inşaat iznini, istedikleri ihaleyi alabilecekleri bir iktidar oluşturmak.
Bu iki-üç partili bir koalisyon olursa, mutluluk katsayıları daha da artar.
Hep diyoruz ya, memleket, laiklik dertleri yok, tek dertleri "Güç bende" diyebilmek ama meydan artık boş değil.
ERGUN BABAHAN-SABAH~hs~-->
http://www.gbradw.com/ngg