REHA MUHTAR´DAN SEZEN AKSU İLE GÜNAH ÇIKARMA SEANSI!
Reha Muhtar günah çıkarıyor. Yıllarca Show Haber ile sıradan insanların da dahil olmak üzere pek çok ünlünün özel hayatını didik didik eden Muhtar, Sezen Aksu ile günah çıkarma seansına başladı. Nerede? Nasıl?
Aşağıdaki yazıyı okuyanlar inanamıyor. Yazılanlar tartışılabilir. Ancak yazanı Reha Muhtar olunca, insan küçük dilini yutuyor. Anchormanlik ve haber yöneticiliği döneminde yaptığı haberleri eleştirilen, kameralarıyla ve diliyle insanın özel hayatına girmediği yeri bırakmayan Reha Muhtar´da müthiş bir değişim görülüyor. Muhtar, Sezen Aksu´nun mayolu fotoğrafını çeken paparazziye verilen hapis cezasını doğru buluyor.
Yaşasın Adalet!.. Bravo Sezen Aksu
Bravo... İşte tam da budur... Sezen Aksu gibi bir sanatçı olmak, inandığında Don Kişot gibi tüm ilahlara karşı tek başına cesurca savaşabilmek işte böyle bir şeydir...
Televizyonların, gazetelerin kısaca medyanın magazin dünyasını idare eden köşe başlarını tutmuş kerli ferli adamları "Sezen´in ayrıcalığı mı var?" diye mahkemeye aba altından sopa gösteriyorlar...
Neden?..
Çünkü bir magazinci arkadaş, bir yıl hapis cezası aldı...
Sezen Aksu´yu kendi halinde teknede arkadaşlarıyla tatil yaparken çıplak mayosuyla görüntüledi diye...
Magazinci arkadaş, üstelik iyi de bir arkadaştır ama konu o değil, mesele "insanların şöhret diye bu ülkede resmen o......" muamelesi görmesidir...
"Bu insanlar o...´dur ya da o... çocuğudur ya...
Bunlar arkadaşlarıyla baş başa tatile çıkamazlar...
Denizde mayo giyemezler...
Bir yerde oturup iki kelam laf edemezler...
Kafalarına esip içip sarhoş olamazlar..." Gerekçe hazırdır...
"Efendim ne yapalım siz ünlüsünüz..."
Ünlüyle o.... arasında, o muhabirin gözünde hiçbir fark yok... İnanın yok...
Öyle bir meslek bilinci gelişmemiş...
O muhabir çocuğa bir gün sorsan "Kardeşim sen bir gün karını alıp arkadaşlarınla deniz kenarında piknik yapsan... Birileri gelip karının çıplak fotoğraflarını seni istemeden çekse, ne yaparsın?.. Bunu bir de her tarafta yayınlayacağız dese ne hissedersin?.."
Sizin yüzünüze bön bön bakacak, "Ama ben ünlü değilim ki..." diyecektir...
Sanki ünlü olmak Münih Bahnhof´unda sokak arasında iş tutan fahişe olmak anlamına gelmektedir.
Cengiz (Semercioğlu) kardeşim, Kenan Erçetingöz arkadaşım hep beraber mahkemeyi etkilemeye soyunmuşlar...
"Sezen Aksu olmak ayrıcalıklı olmak mı demektir?.."
Breh breh breh...
Sanki mahkeme, bir kadının en temel insan hakkı olan seyahat hakkını ihlal edilmesini karara bağlamıyor da Sezen Aksu´ya durup dururken torpil geçiyor?..
Hele Cengiz yazısında öyle bir örnek vermiş ki akıllara ziyan...
Aynen şöyle diyor:
"Evet Sezen Aksu´nun teknesi özel bir alan, ama herkesin gözünün önünde dolanıyor, yani kamunun ortasında...
Bu tür kararlar yoruma açıktır..."
Tekne özel alan ama deniz kamusal alan...
Bu durumda Sezen´in özel alanda tatil yapıp, güneşlenebilmesi için tekneyi evinin salonunda gezdirmesi gerekiyor...
Öyle değil mi Cengiz?..
Cengiz´e göre öyle, çünkü bakın ne diyor:
"Bir yataklı vagon düşünün içinde bir çift sevişiyor...
Tren istasyonda durunca, pencereden içeri giren paparazzi çifti görüyor ve fotoğraflarını çekiyor...
Özel hayata müdahale midir?..
Değildir, çünkü herkesin görebileceği bir alanda, istasyonda yaşanmaktadır olay..."
Cengiz kardeşimin hangi söylediğini düzelteyim?..
Yataklı vagonun parasını vermişin, kiralamışın...
Orası artık senin demek değil midir yolculuk boyunca...
Yataklı vagondaki odayla, istasyona aynı şey dersen, evinin yatak odasının penceresiyle sokağın arasında da fark yok dersin...
Zaten senin bakışınla, yatak odası