20 Kas 2013 10:15
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:46
Reha Muhtar'dan Ahmet Kaya savunması; 'Üç çocuğumun üzerine yemin ederim ki'
Vatan yazarı Reha Muhtar, Ahmet Kaya eleştirilerine şöyle yanıt verdi:
Üç çocuğum üzerine yemin ediyorum: Ahmet Kaya’ya tek
kelime hakaret etmedim...
Sakinleştirmek dışında tek bir harekette bulunmadım... Peki
sen ne yapmaya çalışıyorsun Balçiçek?..
İnsan gibi insanın hayattaki en önemli varlığı çocuklarıdır...
Adam gibi adamın yaşamındaki en kutsal varlık yine
çocuklarıdır...
Çocukları kendi canından, daha kıymetli; çocukları kendi
hayatından daha kutsaldır...
Adam gibi adamlar yalan söylemezler...
Yalanı vicdanları için bir taşınması ağır bir yük
sayarlar...
Fakat yalan söylediği yolunda kuşku belirirse bile; adam gibi
adamlar; en azından hayattaki en kutsal varlıkları olan
çocuklarının üzerine yalan yere yemin etmezler...
Bu girişi yaptım...
Çünkü birazdan Türkiye’de oynanan oyunu deşifre etmek için,
hayatımın en kutsal, en değerli varlıkları üzerine yemin
edeceğim...
***
Dün Balçiçek İlter isimli hanım, Habertürk televizyonunda
benim ismimi; Gülten Kaya’ya dayandırarak “benim ismimi kirli bir
iftira içeren bir suçlamaya” sokmaya kalkıyor...
Olay hakkında, tek bir ters görüntüm, tek bir sözcüğüm, tek
bir hareketim olmadığı halde, beni “kirli bir kampanyanın parçası”
yapıyor...
Bu arkadaş gazeteci olarak görev yapıyor...
Televizyoncu olarak da program...
Fakat geçmişte “Fikri Sağlar’la yaptığı röportajı, dergisinde
yayınlamadan önce, gizli merkezlere götürdüğü ve onlarla
paylaştığı” mahkeme zabıtlarında yer aldı...
Fikri Sağlar kendisiyle gazeteci olarak görüşüp, görüşmeyi
yayınlamadan önce gizli merkezlerle paylaşan Balçiçek İlter isimli
arkadaştan tazminat almaya hak kazandı...
Balçiçek İlter (o zamanki soyadıyla Pamir) dergisi için
röportaj yaptığı görüşmeyi niye yayınlamadan önce gizli merkezlerle
paylaştı?..
Onlara Fikri Sağlar hakkında ne anlattı;
Bu soruların cevabı bilinmiyor...
***
Fakat aynı Balçiçek İlter (Pamir), ne ilginçtir ki Fikri
Sağlar olayından birkaç sene sonra bu kez de gayet enteresan bir
şekilde, bütün ayrıntılarını onlarca defa yazdığım ve anlattığım
bir geceye “beni de eklemlendirerek” hedef yaratmaya
kalkıyor...
Balçiçek İlter’e önce şunu söyleyeyim...
Benim hayatta her şeyim açık...
Gizli kapaklı ilişkilerim yok...
Röportajlarımı gizli merkezlerle paylaşarak gazetecilik
yapmıyorum...
Psikolojik harekatlar yapmam, ama yapanları anlarım...
Balçiçek İlter yazılarında, söylemlerinde, yayınlarında,
gazetelerinde, televizyonlarında Ahmet Kaya’ya küfür edenleri gayet
iyi biliyor...
Bunların hiçbirini özellikle ve nedense hiç dile
getirmiyor...
Onun yerine sanatçılarla birlikte beni o gece 10. Yıl Marşı
okudular diye hedefe koyuyor...
YALAN SÖYLÜYOR BALÇİÇEK İLTER...
O resimdekiler ve o sanatçılar; 10. Yıl Marşı
okumuyorlar...
O resimdeki ünlü sanatçılar ve ben, salonda gerilen sinirleri,
saldırganlığı, mütecavizliği engellemek için, havayı yumuşatmak
uğruna Türkiye’nin barış şarkısı olan Memleketim şarkısını
söylüyorlar...
Ne İbrahim Tatlıses, ne Mahsun Kırmızıgül, ne Emel Sayın, ne
Ajda Pekkan, ne Muazzez Ersoy, ne Ferdi Tayfur, ne Reha Muhtar, ne
Beyazıt Öztürk, o şarkıda ortamı germeye değil; yumuşatmaya
çalışıyor...
Memleketim şarkısıyla ortam gerdirilmez...
Memleketim şarkısıyla ortam yumuşatılır...
Ortamı yumuşatacak, Yunus’tan, Emrah’tan, Mevlana’dan bahseden
şarkı, Anadolu’nun barış şarkısıdır...
O sanatçılar o barış şarkısını mırıldanıyorlar...
***
O şarkıyı o gece ortamı yumuşatmak için söyleten
benim...
10. Yıl Marşı’nı söyletmiyorum, ortam daha fazla gerilmesin
diye Mevlana, Yunus ve Emrah’tan oluşan barış ve birlik şarkısını
hep beraber söylüyoruz... Bu insanlar Ahmet Kaya’ya tek bir kelime
de laf etmiyorlar sahnede...
***
Şimdi gelelim adam gibi adam olmanın şartına...
Yemine...
Üç çocuğumun üzerine yemin ediyorum ki;
Ne o gece...
Ne başka bir gece...
Ne herhangi bir canlı yayında,
Ne herhangi bir köşe yazısında...
Ne herhangi bir röportajda...
Ne o gecenin herhangi bir anında...
Ne o gecenin dışında herhangi bir yayın anında...
Ahmet Kaya ile ilgili tek bir kelime kötü bir laf... Tek bir
hakaret dolu sözcük etmedim..
***
Yine üç çocuğumun üzerine yemin ediyorum ki;
Öfkenin kabardığı o esnada, insanları sakinleştirmeye
çalışmak, Ahmet Kaya’yla sakinleştirici bir röportaj yaptırmak
dışında, en ufak, en minik, en basit bir davranışta bile
bulunmuyorum...
Olayın böyle olduğunu, hiç yüksünmeden “en değerli ve kutsal
varlıklarım üzerine yemin ederek” açıklıyorum...
Peki sen Balçiçek ne yapmaya çalışıyorsun?.. Bir şeyleri mi
örtmeye uğraşıyorsun?..
Birilerini mi kollamaya çalışıyorsun?..
Ahmet Kaya’ya operasyon yapan o talimatları veren gerçek
sorumluların üzerlerini mi örtmeye çabalıyorsun?..
Niye Ahmet Kaya operasyonunu yalan haberlerde montajlı
haritalarda, yazılarda küfür, hakaret, aşağılama yoluyla sistematik
itibarsızlaştırma faaliyetinde, onu linç edenleri, manşetlerden ve
sayfalardan linç edilmesi için talimat verenleri
açıklamıyorsun?..
Kimi korumaya çalışıyorsun Balçiçek?..
Kimi ve kimleri?
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN