30 Nis 2011 10:59
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:18
REHA MUHTAR NEREYE KOŞUYOR? PATRONUNUN ENİŞTESİ BİRAND'A NEDEN ÇATTI?
Yeni patronu Ali Karacan'ın eniştesi Mehmet Ali Birand'a durup dururken çatmasının nedeni belli oldu! Medyaradar'ın usta kalemi Varol Ersoy yazdı...
Milliyet ve Vatan Gazeteleri’nin Demirören ve Karacan Grubu ortaklığına satılmasından sonra gözler, bu gazetelerin yazarlarına çevrildi…
İlk olumlu tepki de; satıştan hemen sonra yeni patronlara “hoş geldiniz” yazısı yazan Reha Muhtar’dan geldi…
Bu yazıdan anlaşılan; Reha Muhtar’ın satıştan çok fazla rahatsızlık duymadığıydı…
Ancak Muhtar, üç gün önce yazdığı bir yazıyla bu kez adeta “Beni atın” dedi ve okurları şaşırttı.
Bu yazıda, Karacanlar’ın eniştesi olan Mehmet Ali Birand’a yüklendi…
Hem de onlarca yıl önce yaşanmış bir olayı, bugüne taşıyarak…
Durduk yerde Birand’ın, röportaj yaptığı Mehmet Ali Ağca’dan oğlu için imzalı fotoğraf istediğini hatırlattı ve bunun Abdi İpekçi’nin kemiklerini sızlattığını yazdı…
Bu yazı medya kulislerinde büyük yankı uyandırdı ama; ne anlam taşıdığı çok da net anlaşılamadı…
Ta ki; düne kadar…
Dün, çok yakın çevresinden öğrendiğimize göre, bu yazı aslında Reha Muhtar’ın yeni patronlarına verdiği bir tür “Beni atın” mesajıydı…
İyi de Muhtar, neden atılmak istiyor?
İşte bu sorunun yanıtı, medya kulislerini sarsacak türden bir bomba:
Evet; Reha Muhtar VATAN’dan gitmek istiyor… Ama istifa ederek değil, atılarak… Çünkü yaklaşık dört yıldır bu gazetede yazan Muhtar, atılması durumunda iki kat fazla tazminat alacağını biliyor…
Gideceği yer de çoktan belli:
Eski patronu Turgay Ciner’in Habertürk Gazetesi…
Muhtar’ın, satış kararından hemen sonra Ciner’le ve kurmaylarıyla görüştüğü, Habertürk Grubu’na geçmek için prensipte anlaştığı ama VATAN’ın durumunun netleşmesi için bir süre izin istediği konuşuluyor…
Yakın çevresinin verdiği bilgiye göre Muhtar, sadece Gazete Habertürk’te yazmakla kalmayacak; iki yıl önce CNN’de denediği tartışma programı formatını da Habertürk TV’ye taşıyacak…
İşte; Reha Muhtar’ın, Mehmet Ali Birand’ın yıllardır bildiği halde “göz yumduğu” bir tavrını, durup dururken gündeme getirmesinin nedeni bundan ibaret…
Unutmayın; mekan değişse de, Bab-ı Âli içimizde yaşıyor…
Doğal olarak, “kumpas”ları da…
Bu nedenle; duyduğunuz hiçbir şeye şaşırmamayı öğrenin!
VAROL ERSOY
İlk olumlu tepki de; satıştan hemen sonra yeni patronlara “hoş geldiniz” yazısı yazan Reha Muhtar’dan geldi…
Bu yazıdan anlaşılan; Reha Muhtar’ın satıştan çok fazla rahatsızlık duymadığıydı…
Ancak Muhtar, üç gün önce yazdığı bir yazıyla bu kez adeta “Beni atın” dedi ve okurları şaşırttı.
Bu yazıda, Karacanlar’ın eniştesi olan Mehmet Ali Birand’a yüklendi…
Hem de onlarca yıl önce yaşanmış bir olayı, bugüne taşıyarak…
Durduk yerde Birand’ın, röportaj yaptığı Mehmet Ali Ağca’dan oğlu için imzalı fotoğraf istediğini hatırlattı ve bunun Abdi İpekçi’nin kemiklerini sızlattığını yazdı…
Bu yazı medya kulislerinde büyük yankı uyandırdı ama; ne anlam taşıdığı çok da net anlaşılamadı…
Ta ki; düne kadar…
Dün, çok yakın çevresinden öğrendiğimize göre, bu yazı aslında Reha Muhtar’ın yeni patronlarına verdiği bir tür “Beni atın” mesajıydı…
İyi de Muhtar, neden atılmak istiyor?
İşte bu sorunun yanıtı, medya kulislerini sarsacak türden bir bomba:
Evet; Reha Muhtar VATAN’dan gitmek istiyor… Ama istifa ederek değil, atılarak… Çünkü yaklaşık dört yıldır bu gazetede yazan Muhtar, atılması durumunda iki kat fazla tazminat alacağını biliyor…
Gideceği yer de çoktan belli:
Eski patronu Turgay Ciner’in Habertürk Gazetesi…
Muhtar’ın, satış kararından hemen sonra Ciner’le ve kurmaylarıyla görüştüğü, Habertürk Grubu’na geçmek için prensipte anlaştığı ama VATAN’ın durumunun netleşmesi için bir süre izin istediği konuşuluyor…
Yakın çevresinin verdiği bilgiye göre Muhtar, sadece Gazete Habertürk’te yazmakla kalmayacak; iki yıl önce CNN’de denediği tartışma programı formatını da Habertürk TV’ye taşıyacak…
İşte; Reha Muhtar’ın, Mehmet Ali Birand’ın yıllardır bildiği halde “göz yumduğu” bir tavrını, durup dururken gündeme getirmesinin nedeni bundan ibaret…
Unutmayın; mekan değişse de, Bab-ı Âli içimizde yaşıyor…
Doğal olarak, “kumpas”ları da…
Bu nedenle; duyduğunuz hiçbir şeye şaşırmamayı öğrenin!
VAROL ERSOY