27 Tem 2013 10:40
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:18
REHA MUHTAR ''HASAN CEMAL'İ SUSTURMAK İKTİDARA MI YOKSA MUHALEFETE Mİ YARADI?''
Reha Muhtar, Hasan Cemal'in Milliyet'ten ayrılması üzerinden kendi patronajına nasıl bir mesaj gönderdi?
HASAN ABİ MESELESİ İKTİDARA MI YOKSA MUHALEFETE Mİ YARADI?..
Bir gazetecinin kaleminin elinden düşmesi, susması, yazmaması kimin işine geliyor acaba?..
Cevaplaması hayli ilginç bir sorudur bu...
İktidar, eğer muhalif gazetecilerin yazmamasının “kendi yönetiminin sağlamlaşması açısından yararlı görüyorsa” baştan söyleyeyim hiç böyle görmesin...
İktidara yaramaz, gazetecilerin yazmaması...
İktidarı yıpratır...
Bir gazetecinin yazısının engellenmesi, o gazetecinin yazısının yayınlanmış halinden daha etkilidir...
***
Sevgili Hasan Abi Milliyet’te yazıyordu... Benim de eleştirdiğim İmralı Tutanakları haberi, ortalığı birbirine kattı...
Hasan Abi; İmralı Tutanakları haberini yazan gazeteci değildi...
O tutanakların yayınlanmasını savunan gazeteciydi...
Olabilir...
O savunur...
Siz savunmazsınız...
Fakat o gün durumu eleştiren yazısını gazete yönetimi yayınlamayı uygun görmeyince Hasan Abi; istifa etti...
Kendi köşemde “dönmesi için dil döktüm Hasan Abi’ye...”
Gazetenin yönetimi de o günkü yazı ötesinde Hasan Abi’yle bir sorun olmadığını söylüyordu...
Olmadı...
Hasan Abi istemedi ve ayrıldı...
***
Hasan Abi’nin ayrılması “iktidara mı yaradı?..”
Hayır...
Muhalefete mi yaradı?..
Evet...
Nurtopu gibi bir Hasan Abi meselemiz oldu böylece...
Hasan Abi gazetede niye yazmıyor?..
Hasan Abi gibi gittikçe artan bir gazeteci yazar kesimi, gazetelerinden ayrılıyorlar...
***
Kimseye hayır getirmez bu süreç... Ne onlar yazmıyor diye, hükümetin inandırıcılığı artar...
Ne de “yalan ve çarpıtılmış gazetecilik” bu yolla sona erer...
Bir kere, gazetelerdeki temel sorun, köşe yazarları değil, yalan haber manipülasyonlarıdır...
Olayları manipüle etmek bir sayfa sekreterliği işidir...
Bir yazı işleri meselesidir...
Derin odakların “gizli, çarpıtılmış, köpürtülmüş ve algı değiştirmeye konuşlandırılmış haber servisi yapması” meselesidir...
Köşe yazarı meselesi değil...
Köşe yazarı, yansıtılan olaylar üzerinden görüş bildirir, eleştirir, över...
Etkisi okuyucusu ve köşesiyle sınırlıdır...
Köşe yazarları eleştirdi diye iktidarlar düşmez...
Köşe yazarları çok beğendi diye, kimse iktidar da olmaz...
***
Medya açık ve şeffaf yayın yaparsa, manipülasyon yapanlar rahat deşifre olurlar...
Mesele olayların nerede manipülasyona tabi tutulduğunu görebilme meselesidir...
Nasıl değiştiriliyor olaylar ve algılar?..
Bunları çözebiliyorsanız “medya meselesi”ni halledersiniz...
Gerisi özgürlükler meselesidir...
Herkesin dilediğini eleştirmeye ve övmeye hakkı vardır...
Reha Muhtar’ın yazısının tamamı için tıklayın
Bir gazetecinin kaleminin elinden düşmesi, susması, yazmaması kimin işine geliyor acaba?..
Cevaplaması hayli ilginç bir sorudur bu...
İktidar, eğer muhalif gazetecilerin yazmamasının “kendi yönetiminin sağlamlaşması açısından yararlı görüyorsa” baştan söyleyeyim hiç böyle görmesin...
İktidara yaramaz, gazetecilerin yazmaması...
İktidarı yıpratır...
Bir gazetecinin yazısının engellenmesi, o gazetecinin yazısının yayınlanmış halinden daha etkilidir...
***
Sevgili Hasan Abi Milliyet’te yazıyordu... Benim de eleştirdiğim İmralı Tutanakları haberi, ortalığı birbirine kattı...
Hasan Abi; İmralı Tutanakları haberini yazan gazeteci değildi...
O tutanakların yayınlanmasını savunan gazeteciydi...
Olabilir...
O savunur...
Siz savunmazsınız...
Fakat o gün durumu eleştiren yazısını gazete yönetimi yayınlamayı uygun görmeyince Hasan Abi; istifa etti...
Kendi köşemde “dönmesi için dil döktüm Hasan Abi’ye...”
Gazetenin yönetimi de o günkü yazı ötesinde Hasan Abi’yle bir sorun olmadığını söylüyordu...
Olmadı...
Hasan Abi istemedi ve ayrıldı...
***
Hasan Abi’nin ayrılması “iktidara mı yaradı?..”
Hayır...
Muhalefete mi yaradı?..
Evet...
Nurtopu gibi bir Hasan Abi meselemiz oldu böylece...
Hasan Abi gazetede niye yazmıyor?..
Hasan Abi gibi gittikçe artan bir gazeteci yazar kesimi, gazetelerinden ayrılıyorlar...
***
Kimseye hayır getirmez bu süreç... Ne onlar yazmıyor diye, hükümetin inandırıcılığı artar...
Ne de “yalan ve çarpıtılmış gazetecilik” bu yolla sona erer...
Bir kere, gazetelerdeki temel sorun, köşe yazarları değil, yalan haber manipülasyonlarıdır...
Olayları manipüle etmek bir sayfa sekreterliği işidir...
Bir yazı işleri meselesidir...
Derin odakların “gizli, çarpıtılmış, köpürtülmüş ve algı değiştirmeye konuşlandırılmış haber servisi yapması” meselesidir...
Köşe yazarı meselesi değil...
Köşe yazarı, yansıtılan olaylar üzerinden görüş bildirir, eleştirir, över...
Etkisi okuyucusu ve köşesiyle sınırlıdır...
Köşe yazarları eleştirdi diye iktidarlar düşmez...
Köşe yazarları çok beğendi diye, kimse iktidar da olmaz...
***
Medya açık ve şeffaf yayın yaparsa, manipülasyon yapanlar rahat deşifre olurlar...
Mesele olayların nerede manipülasyona tabi tutulduğunu görebilme meselesidir...
Nasıl değiştiriliyor olaylar ve algılar?..
Bunları çözebiliyorsanız “medya meselesi”ni halledersiniz...
Gerisi özgürlükler meselesidir...
Herkesin dilediğini eleştirmeye ve övmeye hakkı vardır...
Reha Muhtar’ın yazısının tamamı için tıklayın