10 Ara 2009 12:03 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:00

REHA MUHTAR ECE VAHAPOĞLU'NA HANGİ TAVSİYELERDE BULUNDU?

Okan Bayülgen'in Ece Vahapoğlu'nun derin dil bilgisini komuoyunun gözleri önüne serdiği programdan sonra tartışmalar dinmek bilmiyor.

ECE´NİN AÇIKLANAN REZALETİ...

O akşam, mesaj atmış bana Ece (Vahapoğlu) ki Okan Bayülgen´in programına çıkıyor...

Herkes beni çok televizyon izliyor zanneder, oysa ben her gece iki program yapıp, ratingleri altüst ettiğimde bile televizyonda sadece belirli şeyleri seyreder, ötekilere hiç bakmazdım bile...

Örneğin Kurtlar Vadisi´ni hiç izlemedim ben...

Hiçbir diziyi de izlediğimi söyleyemem...

O kadar ki, Deniz´le (Uğur) ilk karşılaştığımda, hayal meyal resimlerden, ve bir iki kez belli belirsiz televizyonda görmüşlüğümden ibaret bir yüz tanışıklığım vardı...

Haftada 7-8 sinema filmi...

Türkiye´den, İngiltere´den, İtalya´dan, İspanya´dan futbol maçları...

Haber kanallarına göz gezdirme...

Tarih kanalı, moda, ilgimi çekerse bazı belgeseller, çok çok Amerikan televizyonlarından bir iki şov...


***


Ece´ye diyemedim ki "Ben kendi programımı izlememişim neredeyse hiç bugüne kadar... Nasıl başka şov programını izleyeyim..."

İyi ki de izlememişim...

Çünkü o format sinirlendiğim bir format...

Birisinin bilgisizliği, aptallığı üzerine formatlanan televizyon programlarını sevmiyorum ben...

Televizyon zaten, insanların hayatları üzerinden program yapma işi...

Bir de onların eksiklikleri, aptallıkları, bilgisizlikleri üzerine kurduğunuzda programı, insanın içi acıyor...

Neyse Ece programın formatını bildiği halde katıldığına göre, söylenecek bir söz yok...


***


Programda Okan, Ece´yi imtihan ediyor...

"Madem Boşnakça bildiğini söylüyorsun o zaman şu şarkının sözlerini Boşnakça´ya tercüme et..."

Ece´nin annesi Boşnak...

Boşnakça´yı pek bildiği söylenemez...

Olsa olsa anneden gelen kulak aşinalığı vardır...

Şarkı sözlerini çevirmesi imkansız...

Orada bilemediği için takılıyor Ece...

Arkasından, Ece´ye İspanyolca birşey soruyor...

Onu da "İtalyanca sor" diye geçiştiriyor Ece...

Çünkü İtalyanca ve İspanyolca birbirine çok benzeyen iki dil...

Ece ise İtalyanca´yı çat pat bildiğinden, daha az bildiği İspanyolca´yı da eklemiş üstüne belli ki...

Sonunda iş öyle bir hale geliyor ki, Okan, Fransızca "Affet beni" nasıl denir diyor, Ece ona bile cevap veremiyor...


***


Oysa ben biliyorum ki, iki yıl önce Ece, Nice´e gitti orada 3 ay siyaset bilimi üzerine Fransızca olarak okudu ve kendi çapında bir tez yazdı...

İngilizcesi ve Fransızcası gayet iyidir Ece´nin...

Geri kalanı elbette çat pat...

Burdan çıkacak sonuç:

1) Başkasıyla alay etmeden önce insan önce kendine bir bakmalı, her lafı doğru söylüyor mu diye...

2) Çat pat bildiğin, az buz aşina olduğun her dili "biliyorum" diye ortaya çıkmayacaksın ikiii...

Misal bana sordular mı fazla hava basmadan şöyle derim:

"İngilizce bilirim... Az Fransızca... Tavernada konuşacak kadar Yunanca..."

Bu kimseyi küçültmez, "Bu kadar işte" dersin "Daha fazlasını bileni alim yapsınlar" diye dalganı geçersin olur biter, bana ne?..


***


3) Canlı yayın öyle dışarıdan bakıldığı gibi gevrek gevrek sırıtarak "acı var mı acı" dediğiniz gibi bir olay olmadığı herkes tarafından anlaşılmalıdır üüçç...

Adama su gibi bildiği şeyi unutturur alimallah...

Nitekim Ece, az kaldı söylenenin İngilizce´sini bile unuttu canlı

yayında...

4) Ece farkında mı bilmiyorum ama ben farkındayım...

O sorulara tersten başlasaydı Okan yani İngilizce sorarak başlasaydı, Ece´nin performansı 4 katına çıkardı...

Muhtemelen bir Boşnakça´da, belki de biraz İspanyolca´da bocalardı...

Gerisinde sular seller gibi akardı...

Buradan çıkacak sonuç:

İyi başlayan şeyler, morali düzeltir, performansı artırır...

Kötü başlayan şeyleri ters çevirmek çok zordur...

Hele bir de kafanızın bir yerine "tüh be yakalandık işte, tongaya düşürüldük" gibi bir takıntı varsa, sonraki sorulara cevabınız berbat olacaktır...

5) Ece için özel bir not:

Her yerde bulunmak zorunda değilsin sevgili arkadaşım...

Her programda...

Her dilde...

Her yayında...

Hatta Twitter´da...

"Less is more" der İngilizler...

Meali:

"Az çoktur..."


Reha Muhtar/VATAN