Rasim Ozan Kütahyalı'ya otelde gözaltı baskını
Rasim Ozan Kütahyalı, "paralel polis çetesinin, salak bir sebeple kendisini tutuklamaya kalktığını" iddia etti.
Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, "paralel polis
çetesinin, salak bir sebeple kendisini tutuklamaya kalktığını"
iddia etti.
Kütahyalı, eşi Nagehan Alçı'yla birlilkte Liberal Düşünce
Topluluğu'nun (LDT) kongresi için gittiği Kapadokya'da, polisin
sabaha karşı, gece konaklamadıkları otele baskın yaptığını yazdı.
Baskının, bir şikâyet nedeniyle vermediği ifadeden kaynaklandığını
belirtirken "salak bir sebep" ifadesini kullanan Kütahyalı, ertesi
gün "otelde kalma ve polis kendisini almaya gelince entelektüel
direnişin yanı sıra aksiyoner direniş gösterme planı yaptıklarını,
ancak vazgeçtiklerini" anlattı.
Kütahyalı'nın olayı anlattığı "Liberal Düşünce Kongresi'ne paralel
polis baskını" başlıklı yazısı şöyle:
Hafta sonu Kapadokya'da Liberal Düşünce Kongresi vardı. Eşim
Nagehan'la kongrenin katılımcılarındandım. Aslında bu yazıda
kongrede konuşulanları aktaracaktım. Fakat öyle tuhaf bir olay
yaşadık ki öncelikle bunu anlatmalıyım.
Kapadokya'ya cumartesi geldik ve Kongre'nin yapılacağı otele
yerleştik. Sonrasında tüm gün sunumlar ve tartışmalarla geçti.
Günün akşamı bir dostumuzun ısrarıyla yeni açılmış başka bir mekâna
geçtik. Orada konaklayıp pazar sabahı Kongre'nin yapıldığı otele
geldik. İçeri girdiğimde otel çalışanları benimle konuşmak
istedi.
Gece yarısı tam 4'te polisler otele baskın yapmış ve "Rasim Ozan
Kütahyalı'yı alacağız" demişlerdi. Otel görevlileri garip
tavırlarla gelen bu polis ekibini görünce şok olmuştu. "Neden
alacaksınız" deyince de cevap vermemişler ve "bize gelen emir
böyle" demişlerdi. Beni alıp nezarethaneye koyacaklarını ve
pazartesi sabahı savcıya ifade vereceğimi söylemişlerdi. İçlerinden
biri pişkin pişkin gülerek "pazartesi sabahına kadar misafir
edeceğiz kendilerini" demişti. Bunun üzerine otel yetkilileri de
eşimle beraber otelden ayrıldığımı söylemişti. Bu cevaba çok
öfkelenen polis ekibi ilk kaldığımız otel odasına baskın yapmış
ancak odanın boş olduğunu görüp daha da öfkelenmişlerdi.
Otel yetkilileri polislerin anormal tavırlarından bu işin paralel
bir boyutu olduğunu hissetmişlerdi. Bu GBT kaydına göre yapılmış
rutin bir tebliğname değildi. İntikam amaçlı bir gece yarısı
operasyonuydu. Polislerin ısrar ve öfkeyle benim nerede olduğumu
sormalarına da bu yüzden yanıt vermemişler. Her ne kadar bir kısım
kendine liberal diyen profesörler ve yazarlar paralel devlet
gerçeğini inkâr etseler de sıradan vatandaş normal devletin dışında
paralel bir devletin varlığının farkında. Tuhaf bir polis çetesinin
gece yarısı 4'te anti-paralel bir şahsı tutuklamak için mütecaviz
bir şekilde gelip otel basmasını normal karşılamıyorlar. Şu an bile
bu paralel çete kendilerini tacize devam eder diye korkuyor.
Avukatımı ve İçişleri Bakanlığı'nı aradığımda iş daha da
ilginçleşti. Henüz ifade vermediğim bir şikayet dosyasını bahane
etmişti paralel polisler. Benim o şikâyetten bile yeni haberim
olmuştu. Hemen her gün ekranda olan ve yeri yurdu belli olan bir
köşe yazarıydım. Devletin verdiği polis koruması olan bir adamı
paralel polis çetesi bu salak sebeple tutuklamaya kalkmıştı. Ben
her hafta bir konferans vesilesiyle başka şehirde otelde kalıyorum.
Bu olaydan iki gün önce yine başka bir oteldeydim. Hiçbir otelde
böyle bir olay olmadı ama Liberal Düşünce Topluluğu'nun kongresi
vesilesiyle Ürgüp'e geldiğimde bu rezaletle karşılaştım. İçişleri
Bakanlığı yetkilileri de duyduklarından şok oldular ve gereğini
yapacaklarını söylediler. Binlerce paralel polis barındıran Emniyet
Teşkilatı'nda kritik görevlerden uzaklaştırılsalar bile böyle bir
taşra ilçesine operasyon yapmaya kalkan paralel gruplar
çıkabiliyor. Bu olaya Atilla Yayla ve Ürgüp'teki diğer liberal
akademisyenler de çok öfkelendiler. Atilla Yayla Berat Özipek ve
Murat Yılmaz'a göre bu rezalet sadece bana karşı değildi. Benim
vesilemle paralel çeteye karşı dimdik durmuş Liberal Düşünce
Topluluğu'na da gözdağı verme çabasıydı.
Bu rezaleti öğrenince hem paralel örgütün bu trajikomik haline
güldüm hem de o gece otelden ayrılmamayı istedim. Kongre'deki
herkes bu düşüncedeydi. LDT paralel yapıya entelektüel direnişin
yanında aksiyoner direniş nasıl olur gösterecekti. Çete beni
tutuklamaya geldiğinde neler yaşayacaklarını göreceklerdi böylece.
Hanya neresi Konya neresi o gece öğreneceklerdi. Şimdi de öyle
olacak ama maalesef o pis suratlarını göremedik bu heriflerin. Bu
fırsatı kaçırdığıma üzülüyorum.
Türkiye 'de her ne kadar pasifize edilmiş olsa da adacıklara
sıkışmış bir paralel devlet hâlâ mevcut. Bu çete üyeleri memuriyet
kariyerlerine devam ediyor. Ülkenin Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nı
bile yatağından alıp hapse tıkmaya yeltenecek kadar kafayı üşütmüş
bu çete hâlâ ayakta. Bu ülkenin gerçek demokratları hâlâ tehdit
altındadır.