14 Haz 2016 14:23
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:19
Rasim Ozan Kütahyalı'dan 'Kumpas' isyanı: En dürüst kalemlerden biri Yıldıray Oğur!
Balyoz davasında kumpas iddianamesinde sanık olan Yıldıray Oğur'a Rasim Ozan Kütahyalı'dan destek geldi.
"Balyoz Davası'nda kumpas" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma
tamamlandı ve o dönem Taraf gazetesinde çalışan Ahmet Altan, Mehmet
Baransu, Yasemin Çongar, Tuncay Opçin ve Yıldıray Oğur gibi isimler
davada sanık oldu.
Sabah Gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, bugün Yıldıray Oğur'a haksızlık yapıldığını yazdı köşesinden.
Yıldıray Oğur'un "Fethullah kumpasçısı" gibi yargılanacak olmasının adalete uygun olmadığını ifade eden Rasim Ozan Kütahyalı ortada bir darbe planı olduğu konusunda da iddialı:
"Fethullahçı polis- yargı kumpaslarını detaylı biçimde açığa çıkarıp özeleştirel bir dil ve somut tanıklıklarla yazmak konusunda en dürüst kalemlerden biri olan Yıldıray Oğur'un şu an Fethullah kumpasçısı gibi yargılanacak olması akla ve adalete asla uygun değildir.Diğer taraftan bu Fethullahçı kumpasların dışında kanlı canlı bir Balyoz Darbe Planı gerçeği de vardır."
İŞTE RASİM OZAN KÜTAHYALI'NIN O YAZISI
Balyoz Davası'ndaki dijital belgelerin büyük çoğunluğunun sahte olduğu bugün artık net biçimde kanıtlanmıştır.
Fethullahçı çete tarafından üretilen tüm o sahte dijital dokümanların amacı Fethullah askerlerinin yukarıya yükselmesinin önündeki rakip subayların tasfiye edilmesiydi...
***
5-7 Mart 2003 sözde semineri tam anlamıyla bir askeri darbe planıydı.
Buna hiç kuşku yok. Fakat bu resmi askeri kayıttan hareketle 365 kişiyi yargılamak ve TSK'dan tasfiye etmek imkânsızdı...
***
Fethullahçı çete gerçek bir darbe toplantısı kaydı üzerine onlarca sahte belge ekleyerek hunhar bir tasfiye operasyonu gerçekleştirdi.,
Fethullahçı subayları terfi ettirmek için önlerine geçebilecek subayların listesini çıkarıp fabrikasyon dijital belgelere yerleştirdiler ve yüzlerce masum subayı yaktılar...
***
Dün de bahsettiğimiz gibi Balyoz davasında Fethullah polisleri savcı ve hâkimleri askeri darbe planları ile hiç alakası olmayan yüzlerce subayı hunharca tasfiye etti. Öte yandan bu Fethullahçı polis- yargı kumpaslarını detaylı biçimde açığa çıkarıp özeleştirel bir dil ve somut tanıklıklarla yazmak konusunda en dürüst kalemlerden biri olan Yıldıray Oğur'un şu an Fethullah kumpasçısı gibi yargılanacak olması akla ve adalete asla uygun değildir. Diğer taraftan bu Fethullahçı kumpasların dışında kanlı canlı bir Balyoz Darbe Planı gerçeği de vardır.
Bugün maalesef bu gerçek de kimi mahkemelerce inkâr ediliyor...
***
5-7 Mart 2003 sözde semineri yüzde yüz bir askeri darbe planıdır. Başka bir dijital kanıta ihtiyaç yoktur. Fethullahçı çetenin kepazelikleri yüzünden oluşmuş şu anki konjonktür bu toplumun çoğunluğuna Balyoz gerçeğini unutturamaz. Şu altta alıntıladığım ifadelerden yüzlercesi olan bir askeri darbe toplantısı asla normal değildir. Fethullahçı kumpas çetesi ne kadar gerçekse 5-7 Mart 2003 Balyoz darbe planı da o kadar gerçektir...
"...Harekât sonrası sokak hâkimiyetinin sağlanmasını müteakip bu gösterilen hassas bölgelere darbe şeklinde operasyonlar icra edilecek. Hafif piyade taburumuz çevreemniyeti alırken, motorlu taburlarımız, kolluk kuvveti arama tarama faaliyeti icra edecek.
Yakalanan şüpheliler Hasdal'da askeri cezaevine götürülerek sorgulamaları yapılacak..."
Sabah Gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, bugün Yıldıray Oğur'a haksızlık yapıldığını yazdı köşesinden.
Yıldıray Oğur'un "Fethullah kumpasçısı" gibi yargılanacak olmasının adalete uygun olmadığını ifade eden Rasim Ozan Kütahyalı ortada bir darbe planı olduğu konusunda da iddialı:
"Fethullahçı polis- yargı kumpaslarını detaylı biçimde açığa çıkarıp özeleştirel bir dil ve somut tanıklıklarla yazmak konusunda en dürüst kalemlerden biri olan Yıldıray Oğur'un şu an Fethullah kumpasçısı gibi yargılanacak olması akla ve adalete asla uygun değildir.Diğer taraftan bu Fethullahçı kumpasların dışında kanlı canlı bir Balyoz Darbe Planı gerçeği de vardır."
İŞTE RASİM OZAN KÜTAHYALI'NIN O YAZISI
Balyoz Davası'ndaki dijital belgelerin büyük çoğunluğunun sahte olduğu bugün artık net biçimde kanıtlanmıştır.
Fethullahçı çete tarafından üretilen tüm o sahte dijital dokümanların amacı Fethullah askerlerinin yukarıya yükselmesinin önündeki rakip subayların tasfiye edilmesiydi...
***
5-7 Mart 2003 sözde semineri tam anlamıyla bir askeri darbe planıydı.
Buna hiç kuşku yok. Fakat bu resmi askeri kayıttan hareketle 365 kişiyi yargılamak ve TSK'dan tasfiye etmek imkânsızdı...
***
Fethullahçı çete gerçek bir darbe toplantısı kaydı üzerine onlarca sahte belge ekleyerek hunhar bir tasfiye operasyonu gerçekleştirdi.,
Fethullahçı subayları terfi ettirmek için önlerine geçebilecek subayların listesini çıkarıp fabrikasyon dijital belgelere yerleştirdiler ve yüzlerce masum subayı yaktılar...
***
Dün de bahsettiğimiz gibi Balyoz davasında Fethullah polisleri savcı ve hâkimleri askeri darbe planları ile hiç alakası olmayan yüzlerce subayı hunharca tasfiye etti. Öte yandan bu Fethullahçı polis- yargı kumpaslarını detaylı biçimde açığa çıkarıp özeleştirel bir dil ve somut tanıklıklarla yazmak konusunda en dürüst kalemlerden biri olan Yıldıray Oğur'un şu an Fethullah kumpasçısı gibi yargılanacak olması akla ve adalete asla uygun değildir. Diğer taraftan bu Fethullahçı kumpasların dışında kanlı canlı bir Balyoz Darbe Planı gerçeği de vardır.
Bugün maalesef bu gerçek de kimi mahkemelerce inkâr ediliyor...
***
5-7 Mart 2003 sözde semineri yüzde yüz bir askeri darbe planıdır. Başka bir dijital kanıta ihtiyaç yoktur. Fethullahçı çetenin kepazelikleri yüzünden oluşmuş şu anki konjonktür bu toplumun çoğunluğuna Balyoz gerçeğini unutturamaz. Şu altta alıntıladığım ifadelerden yüzlercesi olan bir askeri darbe toplantısı asla normal değildir. Fethullahçı kumpas çetesi ne kadar gerçekse 5-7 Mart 2003 Balyoz darbe planı da o kadar gerçektir...
"...Harekât sonrası sokak hâkimiyetinin sağlanmasını müteakip bu gösterilen hassas bölgelere darbe şeklinde operasyonlar icra edilecek. Hafif piyade taburumuz çevreemniyeti alırken, motorlu taburlarımız, kolluk kuvveti arama tarama faaliyeti icra edecek.
Yakalanan şüpheliler Hasdal'da askeri cezaevine götürülerek sorgulamaları yapılacak..."