"RAKI HABERİ HÜRRİYET'E YAKIŞMADI... " HÜRRİYET OKUR TEMSİLCİSİ KENDİ GAZETESİNİ NASIL ELEŞTİRDİ?...
Sektörün en büyüklerinin yasa ile ilgili düşünceleri alınmamış, şarap piyasasının çok küçük oyuncularından birinin iddiaları gerçek gibi sunulmuş, bu da Hürriyet'e yakışmadı...
RAKI KADEHİNDE KOPAN FIRTINA
GEÇEN haftanın en çok okur tepkisi alan haberi salı günü "Bir kadeh rakı artık yasak" başlığı ile yayımlandı.
Hürriyet, Türkiye´deki içki sanayicilerinin ve ithalatçılarının hep şikayet ettiği merdiven altı üretimi ve satışı ortadan kaldırmayı hedefleyen bir kanunun getirdiği bu düzenlemeleri birinci sayfadan, ´Bir kadeh rakı artık yasak´ başlığı altında ve ´Evin dışında içmek zor´, ´Kokteyl içmek hayal´ gibi alt başlıklarla verdi.
Salı günü başlayan okur tepkilerinin bir bölümü ağır küfürlerle dile getirildi çoğu zaman olduğu gibi, bazıları da telefon etti; yakınlarımdan bile bu haberle ilgili değerlendirme aldım.
Ekonomi sayfasında yayımlanan Ceyhun Kuburlu imzalı haberi birkaç kez okudum.
Haberde Türkiye´deki içki sektörünün en önemli oyuncularından, örneğin rakı üreticilerinden ya da büyük içki ithalatçılarından alınmış bilgi yok. Sektörün nispeten önemsiz temsilcilerinin kaygıları ise sanki gerçekmiş gibi sunuluyor başlık ve spotlarda.
Türkiye´de piyasanın en büyüğü olan Mey İçki İcra Kurulu Başkanı Galip Yorgancıoğlu, ertesi gün yayımlanan gazetelere göre, yasanın kayıtdışına yaptırımlar getirdiğini belirtip, ´Kadehle içki satışı sona ermedi´ diyordu.
Benim görüştüğüm dünyanın en önemli içki üreticilerinden birinin Türkiye yöneticileri de durumdan memnundular çünkü merdiven altı üretim ve satış engellenirken, hem markalar korunacak, hem devletin vergi geliri azalmayacaktı.
Yani yeni çıkan yasada yer alan bir maddenin başındaki ´Yetkili olmadıkları halde´ tanımlaması denklem dışında bırakılınca ortaya bu durum çıkmıştı.
Markaların korunması tüketicinin korunması demekti. Örneğin, geçen hafta içindeki bir kutlamasında şişelerce viskinin ´sahte´ olduğunu son anda anlayan Hürriyet´in ağzı da kaçak içki nedeniyle az daha yanıyordu.
Hürriyet Ekonomi Müdürü Vahap Munyar perşembe günkü yazısında, duruma kendi açısından netlik kazandırdı. Ancak bence bu açıklama yeterli değil.
Neden mi? İşte aklıma gelen sorular şunlar:
Türkiye´de Tekel ürünleri satış ruhsatı, içkili mekan işletme ruhsatı gibi belgelerin içki satılan ve tüketilen yerlerde bulunması mecburi iken, ´yetkili olmadıkları halde´ ibaresi nasıl görülmemişti; ya da değerlendirilmemişti?
Sektörün en büyüklerinin yasa ile ilgili düşünceleri neden alınmamıştı?
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ile yasa hakkında neden görüşülmemişti?
Bu üç unsura dikkat edilseydi; haber daha güçlü hale gelecek, başlık ise ´kayıtdışı ile mücadele´ merkezli bir anlam kazanacaktı.
´Yetkili olma´ hali dünyanın her ülkesinde alkollü içki satışı için gerekiyor.
Benim iyi bildiğim İngiltere´de 1980´li yıllarda, ülkenin kültürel simgelerden publar günün büyük bölümü kapalı kalırdı. Geceleri ise saat 11.00´de, son siparişler için barda bir zil çalar, 11.00´i geçiren yeni içki ısmarlayamazdı. Sonra, bu düzenlemeler biraz gevşedi ama içki satışı için ruhsat alma gereği sürdü.
Ruhsat alma gereğinin en temel nedeni içki satışlarını kontrol etmektir.
İçki üzerindeki büyük vergi yükü, dünyanın her ülkesinde devlet açısından önemli bir gelir kapısıdır. O nedenle de içki satışları denetlenmelidir.
Örneğin, İskoçya´da şişelenmeden önce yıllanan viski fıçılarının saklandığı ambarlar, vergi memurları tarafından mühürlen