RAHİBE OKULUNDA EĞİTİM GÖREN NAZLI ILICAK'A 'HRİSTİYAN OL' TELKİNİ YAPILDI MI?.. ILICAK'I EV HANIMI OLMAKTAN NE KURTARDI?...
Notre Dame De Soin Fransız Lisesi'nde ağır bir eğitimin öğrencisiymiş Nazlı Ilıcak. İki kelime bile edemediği bu okulda asi bir kız çocuğuymuş.
Notre Dame De Soin Fransız Lisesi'nde ağır bir eğitimin öğrencisiymiş Nazlı Ilıcak. İki kelime bile edemediği bu okulda asi bir kız çocuğuymuş. Öyleki babası onu mücadeleci tavrı yüzünden Jan Dark diye çağırırmış. Asi duruşlu bu kızın başına bir de 27 Mayıs darbesi gelince bu ikiye katlanmış. Siyasi bilimler okuyup siyasete atılmaya karar vermiş. Sabah Gazetesindeki ofisinde bol yastıklı beyaz kanepe, çiçekler, kitaplar ve eski fotoğrafların bulunduğu küçük bir dünyası var. Otokontrollü ama geçmişine döndüğünüzde, gülümseyerek arkadaş gibi anlatıyor hikayesini. Dışardan devrilmez gibi görünen bu kadının duygusallığından şikayet ettiğinde ise şaşırıyorsunuz. Kübra
27 Mayıs 1960 olayında Yassıada da tutuklanan 21. ve 22. hükümetlerde bakanlık yapmış Muammer Çavuşoğlu'nun kızıdır Nazlı Ilıcak. Bu olayı yaşadığında henüz çok genç bir kızdır ve okuyordur. Babasının yaşadıkları ve Türkiye'nin o yıllardaki ortamı onu siyasete yönlendirir. Güçlü 'hanım ağa' duruşlu Ilıcak kendi ayaklarının üzerinde durmaktan daha çok hayatında hepbirine arkasını yaslamak istemiş. Hayatının belli dönemlerinde bu durumu yaşasa da yine de yıllardır herşeyin üstesinden tek başına geliyor. O yüzden "keşke erkek olsaydım" diyen Ilıcak'ın çocukluğu, anneliği, siyaseti ve gazeteciliği...Büşra
Küçük bir kızken şimdi olduğu kadar çalışkan mıydınız?
Evet hem de çok. Notre Dame De Sion Fransız Lisesi'nde yatılı okuyordum. Abim de benim gibi yatılı okula gidiyordu. Sadece hafta sonları birlikte sinemaya giderdik. O zamanlar "Konak" sineması vardı. Onun dışında hep ders çalıyordum çünkü okulum çok katıydı.
Nasıl bir eğitim gördünüz?
Orası bir rahibe okuluydu. Din okumuyorduk ama ahlaki bir çok kural öğretiliyordu. Ahlaklı, faziletli ve dürüst olmak gibi ahlak bilgisini öğreniyorduk. Çok ağır bir okuldu. Bahçelerimiz avluydu ve dışarıyı göremezdiniz. Onun verdiği bir sabır ve çalışma azmi oluştu bende.
Çalışkanlığınız oradan geliyor o zaman...
Evet öyle. Çalışma hayatımdaki disiplini oradaki eğitime bağlıyorum.
Siz onaylıyor muydunuz o eğitim sistemini?
Onaylamıyorum. Çünkü çok sıkıntı çektim. Akşamları iki buçuk saat etüde kalırdım. Saat 6'da kalkıp ders çalışırdım. Konuşmamız yasaktı. Sabah kahvaltısında kimseyle konuşamazdık.
BABAM VE ARKADAŞLARIM BANA JAN DARK DERDİ
Dini telkin aldınız mı peki?
Almadım. Rahibeler sınıf öğretmenimizdi. Bize hiçbir zaman dini telkin yapmazlardı ama hocalarımızın dindar olduğunu, kendilerini Allah'a adadıklarını biliyorduk. Benim hiçbir zaman içimden Hıristiyan olmak geçmedi. Ama onların iyi insanlar olduklarını düşünürdüm. Ben onların cehenneme gideceklerine hiç inanmadım. Çünkü fakire duyarlı, insanlara karşı sevgi doluydular.
Bu eğitim size ne kattı?
Dinler arası diyaloğa daha açık bir insan oldum. İnsan eğitimden ve o zaman diliminde yaşadığı şeylerden çok etkileniyor. Ama okul yıllarımda mutlu olmadım.
Nasıl bir çocuktunuz peki? Yaramaz, sessiz, çok soru soran, asi?
Her zaman asi bir tarafım vardı benim. Ezici bir eğitim olduğu için ruhum ezilmişti. Dışarıya çıktığımda süt dökmüş kedi gibi hiç konuşmazdım. Ama okulun içinde ele başı gibiydim. Asilik yapıp karşı da geliyordum. Disiplinin de aşırı olduğunu bildiğimden bunu kırmak istiyordum. Darbe olunca daha fena oldum.
Neden?
Çünkü asker bir hocamız Demokrat Partililer'i kötülüyordu. Bir gün derste 'vatan hainleri, memleketi satanlar' diye yazdırırken sonunda "Demokrat Partililer" diye ekledi. Ben de sıranın kapağını vurdum, "Susun!" dedim. O da bana "Sen sus çık dışarı!" dedi. Ben de "Siz çıkın!" dedim. O tartışmamak için dışarıya çıktı. Okuldan uzaklaştırma aldım. Kendi küçük dünyamda asiliklerim vardı. Darbe olduktan sonra özgürlüğümü kazandım.
O dönemde kahramanınız kimdi?
Okuduğum yıllarda bana Jan Dark adını takmışlard