12 Kas 2011 14:48 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:59

''RAHAT YAZIP, KONUŞAMIYORUM... NASIL ADAM OLACAĞIM BEN!''

Hani Başbakan dedi ya o günden beri düşünüyorum acaba nasıl yapsam?

Nasıl adam olacağım ben?

Hani Başbakan dedi ya “Kendilerini gözden geçirsinler” diye…
O günden beri düşünüyorum acaba nasıl yapsam?
İçimde bir sıkıntı sormayın…
Beni babaannem ile büyükbabam büyüttü…
“Bir bakışları yeterdi” elimin ayağımın dolaşmasına…
Ne zaman sesimi şımarıkça yükseltsem, ne zaman onaylanmayan bir hareketim olsa, ne zaman saçmalasam babaannemin bakışını yakalardım…
Bir bakışı yeterdi kendime çeki düzen vermeme…
Öyle bir ruh halim vardır çocukluktan gelen…
O yüzden en çok ben etkilendim söylenenlerden…
Başbakan önce Sarkozy’e, sonra bize “Kendinize çeki düzen verin” dediği günden beri üzerimde bir yük…
Sanırsınız babaannem bakıyor!
“Büşra Ersanlı’yı hedef gösteriyorlar” diyorum, bir bakış!
Ragıp Zarakolu mu Ragıp Zarakolu mu? diye soruyorum, bir bakış daha!
“İlle de barış, mutlaka barış, kesinlikle barış!” diye yazıyorum, olmuyor…
Yine yaranamıyorum…
Bu dönem acayip bir dönem… “Cadı Avı” sadece aydınlar için değil biz gazeteciler için de başlamış da haberimiz yok. Meslektaşlar birbirini gammazlıyor bugünlerde… Efendim, şu adam KCK yanlısı, bu kadın Ergenekoncuları savunuyor, şu abi “Terör örgütü” demiyor bir türlü, bu abla “Analar ağlamasın” diye yazıyor!
Gazetecilik mi bu yapılanlar? Açtırmayın ağzımı…
Başbakan sonunda dayanamıyor tabii…Veriyor ayarı… Nasıl vermesin? Böyle kirli bir bilgi bombardımanından sonra…
İşte o günden beri üzerimde bakışlar…
Kendimi gözden geçiriyorum, geçiriyorum da olmuyor işte, altı yaşındaki gibi…
İnsan büyüdükçe bakışların etkisi azalıyor mudur nedir?
*
Örneğin protestoda bulunan depremzedelere copla girişen polisler için okkalı iki satır yazasım var… Var da üzerimde hep aynı bakış, bir ağır bir ağır!
Protesto edenler ne diye bağırmışlar?
“Vali evlere gir dedi, girdik şimdi bakın ne oldu?” diye sormuşlar!
Sormasınlar mı?
“Vali istifa” diye tempo tutmuşlar ardından!
Haklı talep! Japonya’da olsa “Harakiri” diye bağırılırdı örneğin! Ya da bağırmaya gerek kalmazdı… “Onur” denilen bir kelime var biliyorsunuz!
Dişe diş göze göz değil sadece “istifa” isteyen protestocuların üzerine ne sıkıldı peki? Biber gazı… Nasıl bir ruh durumudur bu? Gazı sıkandan bahsediyorum elbette! Hayır tek merakım acaba bu eylemden sonra kendilerini gözden geçirecekler mi yoksa kendine çeki düzen vermesi gereken protestocu depremzedeler mi? Bir aydınlatsak şu işi!
*
Diyorum ya babaannemin bir bakışı yeterdi…
Şöyle bir toparlanırdım yaş altı ya da yedi…
Hatta utanırdım başımı öne eğerdim…
Aynı hisse Meclis’te yaşananlardan sonra da kapıldım…
Meclis İdare Amiri milletvekili Salim Uslu’nun bir başka milletvekili Kamer Genç’i iterek, tartaklayarak kürsüden indirmesinden bahsediyorum elbette…
Başımı öne eğdim, utandım o görüntüden…
Muhatapları utanmadı…
Son merakım da şudur… Milletin vekilini konuşmasını beğenmedi diye itip kakan diğer milletin vekili kendini gözden geçirecek mi ,yoksa tartaklanarak Meclis’te düşme tehlikesi geçiren vekil mi kendine çeki düzen verecek?
Lütfen bu konuları bir açıklığa kavuşturalım…
Sonra rahat yazıp, konuşamıyorum…
Duruşumuz tavrımız ne olmalı bu olaylar karşısında?
Yani sorularım son derece kişisel…
Nasıl adam olacağım ben?
Ve nasıl kendime çeki düzen vereceğim?
Hem de bu kafayla?

Balçiçek İlter/Habertürk