24 Eki 2006 15:26 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

RADİKAL'İ ASKERLER YÖNETİYORDU...KORAY DÜZGÖREN'DEN ŞOK İDDİA: "ASKER İSTEDİ,BENİ KOVDULAR"!!!

28 Şubat sürecinde Radikal'den çıkartılan Yeni Şafak yazarı Koray Düzgören kendisini çağıran Genel Yayın Müdürü'nün (Mehmet Y.Yılmaz)askerin talebiyle işine son vermek zorunda kaldıklarını söylediğini açıkladı.

28 Şubat sürecini anlatır mısınız?

28 Şubat sürecinde Radikal Gazetesi´nden çıkarıldım. O zamanki genel yayın müdürünün -adını dahi ağzıma almak istemiyorum- (Mehmet Yakup Yılmaz D.Y.) geçenlerde bir dergiye verdiği ropörtajda Radikal´in, `Andıç´ denilen rezalet ile bir ilgisi olmadığını söylüyordu. Gerekçe olarak ise `Andıç´ı yayınlamadıklarını ileri sürüyordu... Yani, meseleyi çarptırıp, 28 Şubat´ın medyaya bulaştırdığı ve bana kalırsa hala da devam eden pisliğinden kurtulmayı umuyordu.

''Radikal'i generaller yönlendiriyordu''

28 Şubat´a Radikal bile direnemedi diyorsunuz ...

Büyük vaadlerle yayın hayatına başlayan ve benim gibi çizgisi belli bazı gazetecileri de kadrosuna katmaktan çekinmeyen Radikal, özellikle Susurluk rezaleti sırasında gazetecilik açısından çok iyi bir çizgi tutturdu. Ancak, 28 Şubat sürecinin başlaması ile birlikte -diğer birçok gazete gibi- Ankara´daki bazı generaller tarafından yönlendirildi. Aslında 28 Şubat, bir anlamda Susurluk´un bastırılması operasyonuydu.
Radikal´in `Andıç´ denilen ve general Çevik Bir ve çevresindeki subaylar tarafından hazılanan bir iftira belgesini yayınlamamış olması 28 Şubat sürecinin bir parçası olmadığını göstermiyor...

Sizin Radikal´deki göreviniz neydi o dönemde?

Forum ve Analiz isimli sayfaların editörlüğünü yapıyordum ve köşe yazısı yazıyordum. Özellikle Forum sayfası, Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk ve Emekli askeri yargıç Ümit Kardeş gibi değerli tartışmacıların da yer aldığı çok değişik görüşlerin olduğu bir fikir formu halini almıştı...

''Askerin Talebiyle İşine Son Verdik''

28 Şubat´ın darbe havasında gazetenin genel yaklaşımı askerlerin politikalarından yani darbeden yana çözümlere yöneldi. Refah Partisi´nin her ne pahasına olursa olsun alaşağı edilmesi isteniyordu. Bense demokrasi dışı yöntemlere karşı çıkıp meselenin genel oya havale edilmesi, demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiğini söylüyordum.
Sonuçta, önce Analiz sayfası yayından kaldırıldı. Bu ilk mesajdı. Sonra da bir iş gezisi sırasında Amerika´dayken Forum sayfasının ve köşe yazımın kaldırıldığını öğrendim.
Dönünce de genel yayın müdürü, askerlerin talebi ile işime son vermek zorunda kaldıklarını bana bildirdi... O dönem sadece ben çıkarılmadım, başka tasfiyeler de oldu. Bunlar hep 28 Şubatçılar istediği için ya da onlara şirin görünmek adına yapıldı... Radikal, `radikal´ bir gazete olmaktan çıktı. Darbe destekçisi uysal bir gazete oldu.

Gelelim Yeni Şafak'ta yazmaya başlamanıza...

Bir süre sonra Yeni Şafak Gazetesi´nden yazı yazmam için teklif geldi. Onlara, nasıl bir gazeteci olduğumun ve savunduğum ilkelerin onlar tarafından biliniyor olduğunu varsayarak bunu kabul edip edip etmediklerini sordum. Onlar da bana, bunu bilerek teklif yaptıklarını söylediler...

Sol görüşlü yazarlara "İslami basın" mı sahip çıktı yani?

O tarihlerde Zaman´da Hilmi Yavuz Yeni Şafak´ta Kürşat Bumin´le birlikte biz üçümüz Türkiye medyasına önemli bir farklılığı getirmiştik. Eski sol ya da sol tandanslı, ilerici diyelim -şimdi bu kavramların hepsi biribirine karıştı- bazı yazarların merkez medya dışındaki, kimilerinin İslamcı dediği, ama İslami hassasiyeti olan, bu değerlere diğerlerinden fazla önem veren gazetelerde görev alması, yazı yazması o zamana kadar görülmüş değildi.

Böylece ilk kez, merkez medyadan farklı gündemlerle yayın hayatlarını sürdüren, İs