10 Nis 2012 16:49 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:31

RADİKAL'DEN SEMERCİOĞLU'NA YANIT; ''GAZETECİLİK GİTMEDİĞİNİZ TOPLANTIYI YAZMAK MIDIR?''

Gazetecilik, katılmadığınız bir toplantıyı PR'cıların verdiği tek taraflı bilgilerle yazmak mıdır?

Cengiz Semercioğlu, Hürriyet Kelebek’te dünkü köşesinde 30 Mart’ta Kamer İnşaat’ın Emek Sineması ile ilgili sinema yazarlarına yönelik toplantısını yazmış.

Semercioğlu, Kamer İnşaat yöneticilerinin toplantı boyunca sinema yazarlarına iyi niyetle dertlerini anlatmaya çalıştığını, ancak yazarların daha toplantı başlar başlamaz ayağa kalkarak “Emek’i yıktırmayız, ne yüzle buraya geliyorsunuz” diyerek bağırmaya başladıklarını belirterek yazısına şöyle bir başlık atmayı uygun görmüş: “Sinema yazarları gazeteci mi, aktivist mi?”

Önce bu başlığa kısa bir yanıt vererek başlayalım. Sinema yazarlarının bir kısmı gazetecilik yapar. Bir kısmı akademi üyesidir. Bir kısmı yazarlık, çevirmenlikle geçinir ve evet bir kısmı da aktivistlik yapar. Yani bunu yapmalarının önünde ‘etik’ bir engel yoktur.

Ama asıl problem bu değil. Problem, Semercioğlu’nun gitmediği bir toplantıyı yazmaya kalkmasında ve tamamen yanlış bilgiler vermesinde. Öncelikle SİYAD bu toplantıya katılmayacağını açıkladı ve üyelerini de katılmamaya davet etti. Yani toplantıda SİYAD üyeleri yoktu. Radikal’den ben, Sabah’tan Olkan Özyurt, Milliyet’ten Nil Kural ve Evrensel’den Çağdaş Günerbüyük ‘gazeteci’ kimlikleriyle oradaydılar ve bağırıp çağırmadıkları gibi, Kamer İnşaat yöneticisi Levent Eyübyoğlu’na gayet iyi sorular yönelttiler. Bu isimler dışında Vecdi Sayar oradaydı ve sakin bir şekilde toplantıyı dinledi. Yani 90 üyesi bululan SİYAD’dan ‘görevi gereği’ orada olmayan bir tek Vecdi Sayar bulunuyordu. Ama Semercioğlu’nun yazısına bakılırsa bütün SİYAD o toplantıya katılmış ve soru sormak yerine toplantıyı düzenleyenleri konuşturmamayı tercih etmişti. Toplantıda protestoyu gerçekleştirenler İsyanbul Kültür ve Sanat Varyetesi üyeleriydi ki, gazetecilerin orada soru sorma hakkı kadar onların da protesto etme hakkı var. Madem iş üzerinden tanım yapıyoruz, onların işi de bu. Semercioğlu’nun bütün SİYAD üyelerine atfettiği aktivistlik görevini ise tek başına Senem Aytaç üstleniyordu, ki kendisi gazeteci değildir.

Semercioğlu, ertesi gün gazetelerde SİYAD’ın toplantıya katılmadığına dair haberler yer almasına rağmen bu bilgileri de es geçiyor. O günün gazetelerini iyi okuyamamış olması anlaşılabilir ama hakkında yazı yazacağı bir konuda “Daha önce neler yazılmış” diye dönüp bakmamak ne kadar gazetecilik, bu soruyu da kendisi yanıtlasın.

Semercioğlu, çoğu gazeteci olmayan sinema yazarlarını ‘meslek ilkeleri’ konusunda eleştirmeden önce şu sorunun yanıtını vermeli: Gazetecilik, katılmadığınız bir toplantıyı PR’cıların verdiği tek taraflı bilgilerle yazmak mıdır?

Şenay AKDEMİR / RADİKAL