RADİKAL GAZETESİ'NDE "DOST KAVGASI" AYRILIK GETİRDİ!..ARALARINA "KARADAYI" GİREN YAZARLAR KİM?
Radikal Gazetesi'nin iki yazarı eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı yüzünden birbirine düştü. Birbirine düşmekle de kalmadı birinin gazeteyle yollarını ayırmasına kadar gitti.
Radikal yazarı Hasan Celal Güzel'in 26 Mart 2009 günü köşesinde yazdığı "Zavallı Karadayı" başlıklı yazı, aynı gazetede yazarlık yapan ekonomi yazarı, Mustafa Aysan'a çok dokunmuş. Bugün köşesinde veda yazısına yer veren Ayhan Radikal'den ayrılış nedenini de açıkladı.
İZNİNİZİ İSTİYORUM
10 yıldır sizlere bu pencereden sesleniyor, ekonomimizin ve işletmelerimizin durumu konusunda bildiklerimi, öğrendiklerimi sizlerle paylaşıyorum. Ancak bugün, istemediğim halde ve sizlerden özür dileyerek, buradaki yazılarıma ara vermek için izninizi almak zorundayım.
İNSAFA SIĞMAZ
Çünkü, 26 Mart 2009 Perşembe günü gazetemizde yayımlanan bir köşe yazısında sunulan görüşlerin, hukuka, kanunlarımıza, akılcı düşünceye, görgü kurallarına ve insafa sığmadığını düşünüyorum.
GÜZEL İNSAFSIZCA SALDIRDI
Sözü geçen yazıda, Hasan Celal Güzel, ömrünü ordumuzun ve ülkemizin güç kazanmasına adamış, yıllarca ülke hizmetinde büyük başarılar ve ödüller elde etmiş bir komutanımıza insafsızca saldırmış ve onu darbecilikle suçlamıştır. Silahlı Kuvvetlerimizi dünyanın en güçlü orduları arasına taşıyan çalışmalara büyük katkılarda bulunmuş ve ordularımızı, yıllarca, dirayet, ehliyet ve bilgiyle yönetmiş bu komutanımıza, insafsız, haksız ve kanunlarımıza aykırı biçimde yapılmış olan bu saldırıyı kınıyorum. İnsanlık için iyilik dolu, demokrasi aşığı aziz dostuma yapılan bu saldırı nedeniyle buradaki yazılarıma son vermeme izin vermenizi diliyorum. Bir başka pencerede yeniden sizlerle buluşmak dileğiyle saygılar sunarım.
HASAN CELAL GÜZEL NE DEMİŞTİ
Bir kişi düşününüz ki, milletin içinden çıkmış. Bu fakir millet verdiği vergilerle onu okutup subay yapmış. Onun yıldızlarla donatılmış omuzları bu cefakâr milletin iftihar kaynağı olmuş. Evlâdını onun emrine göndermiş; ona dolu dolu 'komutanım', 'paşam' diye hitap etmiş; onu başının üzerinde taşıyarak çok sevdiği rahmetli Fevzi Çakmak Paşa'nın makamına oturtmuş ve Genelkurmay Başkanı yapmış...Peki o ne yapmış?... Zaferler mi kazanmış; Türkiye'nin savunmasını daha da güçlendirmek için reform mu yapmış; yoksa savunma sanayiini geliştirecek adımlar mı atmış?.. Heyhat ne gezer! Ne yapmış biliyor musunuz?
O BİR DARBECİ
4 Şubat'ta halkı ve seçilmiş iktidarı korkutmak için Ankara'nın göbeğinde tank gezdirmiş. Yani, halkın verdiği paralarla ülkeyi savunmak için alınan tankların namlularını halkın göğsüne ve millet iradesine çevirmiş. Açıkça cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis olan suçu işlemiş. Çevik Bir ile birlikte yargıyı siyasallaştırmaya çalışmış. TSK içinde, topluma yaygınlaştırılan bir fişleme ve ihbar ağı kurmuş. Kısaca, o bir darbeci!..