28 Haz 2022 16:10 Son Güncelleme: 28 Haz 2022 16:12

Psikiyatr Prof. Dr. Özcan Köknel son yolculuğuna uğurlandı

Psikiyatrinin 'yaşayan arşivi' olarak anılan Prof. Dr. Özcan Köknel (94), mezunu olduğu ve yıllarca Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı olarak binlerce doktor yetiştirdiği İstanbul Tıp Fakültesi’nden son yolculuğuna uğurlandı.

İstanbul Tıp Fakültesi Prof. Dr. Aziz Sancar Amfisi’nde düzenlenen anma törenine kendisi gibi doktor olan kızı Prof. Dr. Gül Köknel Talu, Ortopedi Uzmanı damadı Prof. Dr. Ufuk Talu, İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, öğrencisi ve şimdiki Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel’in yanı sıra pek çok tıp öğrencisi ve öğretim üyesi katıldı.

Burada düzenlenen anma töreninin ardından Prof. Dr. Köknel’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’nda kılınan öğle namazının ardından toprağa verildi.

"Onu tanıyan herkese aydınlık saçtı"
Köknel’in kızı Prof. Dr. Gül Köknel Talu, duygusal bir konuşma yaparak şunları söyledi: "Ben babamı kaybettim, acım tarifsiz tabii ki. Ama camiamız çok kıymetli bir hocasını kaybetti. Son kitabı ‘Bilginin Aynasında’ için kendi kaleme aldığı şekliyle onun ağzından aydınlığı anlatmak isterim. Orada şöyle yazmıştı: ‘Cumhuriyetin 10’uncu yılında 5 yaşımdaydım. Babam, görevi nedeniyle Zile'deydi. Zile, elektriği, suyu olmayan, evleri kerpiç bir yerdi. Cumhuriyetin 10’uncu yıl kutlamaları sırasında bir anda kapkaranlık Zile, içinde lamba yanan tak-ı zaferler ile aydınlandı. Aileme, bu nedir diye sordum. Cumhuriyet dediler. Demek ki Cumhuriyet, aydınlıkmış dedim. Cumhuriyet’in 5 yaşında aldığım aydınlığı, yaşımla, bilgimle beraber; hayatım boyunca ışığım oldu.’ O, bizler gibi, onu tanıyan herkese aydınlık saçtı. Şimdi tüm ışıklar onun olsun."

"Fakültemiz bugün iki kayıp verdi"
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek ise "Özcan Hocamız hakikaten kendi hayat süresi içerisine oldukça yoğun emek ve topluma büyük katkı sağlamış mümtaz şahsiyetlerden birisiydi. Özgeçmişini okuyunca ve onunla çalışma fırsatı bulunca bunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Ben 1984 senesiydi, birinci sınıftayken Davranış Bilimleri dersine girmiştim. Hakikaten ders anlatma şeklinden, daha birinci sınıf talebesi olmama rağmen çok etkilenmiştim. Bugün bir başka kaybımız da Cüneyt Arkın oldu. O da bizim fakültemiz mezunu. Büyüklerimizi bu şekilde iyi anmamız ve iyi yad etmemiz gerekiyor. Gerçekten de bu anlamda Özcan Hocamızı da iyi bir şekilde anmaktan da mutlu ve gururluyuz" dedi.