“Proje” pişiren pişirene! MHP “devre dışı” mı bırakılmak isteniyor?

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, bazı çevrelerce istendiği anlaşılan “MHP’siz Hükümet” formülünün gerçekleşme ihtimalini tartıştı…

Efendim: hükümet ve muhalefet cephesinde bir şeyler dönüyor ya da döndürülmek isteniyor ama ne acaba? Sanırım birileri yeni birtakım “Arayışlar”ın peşine düşmüşe benziyorlar. Bunun gerekçelerini hazırlama peşinde olabilirler.

Herkes bu eksende türlü hesap, plan ve “Proje” peşinde koşuyor olabilir. Hatta “Havada tuzak kokusu mu var?” diye bile sorulabilir belki. Varsa da birileri de farkındadır ve kendi açılarından önlemlerini almışlardır herhalde!..

Henüz “Alternatifini” Oluşturamadılar Herhalde!..

Bana kalırsa buna sebep bazı çevrelerce pişirilmek istenen “MHP’siz hükümet” arayışları galiba. Ancak aynı arayışın önemli bir soruyu cevaplaması gerek. Diyelim ki “MHP’siz hükümet” formülü gerçekleşti. İyi ama MHP’nin yerini kim dolduracak? Sıkıntı burada başlıyor kimileri için. Daha tam olgunlaştıramadılar sanırım.

Peki bu seçenek şimdi neden gündeme geliyor ve bu “çevreler” kim? Amaçları ne olabilir? Her birinin kendi içinde ayrı ayrı cevapları var görünüyor. Bu cevaplara girmeden önce bazı noktaları hatırlatalım. Ancak herhalde henüz “alternatifini” bulamadıkları, o güvenceyi hissedemedikleri, önlerini göremedikleri için fazla dillendirmiyor olabilirler. Lakin alttan alta bir şeyler ısıtılıyor da olabilir. Sezilerim bana bunu söylüyor…

“Proje”nin İşaret Fişekleri!..

Artık tasarlananlara birer “işaret fişeği” mi diyelim yoksa “kokusu çıkıyor” mu bilmem. Nitekim dünkü SÖZCÜ’de Aytunç Erkin’in “AKP’de yenilgiyi SETA araştırıyor” başlıklı yazısı önemliydi. Yazıdan anladığımız kadarıyla AK Parti içinde “Cumhur İttifakı” nın sorgulanmasını isteyen bir kanat vardı. Bu kanat ısrarla “MHP’yle birlikte hareket etmek bizi kuruluş felsefemizden kopardı. Özgürlükçü partiden güvenlikçi parti görünümüne büründük. Özellikle Kürt seçmenden koptuk. Bu nedenlerden dolayı da Cumhur İttifakı bozulmalı.” tezini savunuyordu.

Buna karşılık Tayyip Erdoğan’ın “Peki MHP’yle ittifak bozuldu. Meclis’te azınlığa düşülecek ve burada muhalefet erken seçim çağrısı yaparsa... Buna karşı ne diyorsunuz?” sorusuna kimsenin somut bir yanıt veremediği ve “Cumhur İttifakı devam edecek, nokta.” dendiği anlaşılıyordu.

Nitekim MHP lideri Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında konuşmasının asıl hedefi bu arayış sahiplerineydi: “Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın duruşu bellidir. Hiçbir tezgah, hiçbir kumpas, hiçbir telkin ve algı düzeneği Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet kararlılığımızı, Cumhur İttifakı olarak yürüyüşümüzü sekteye uğratamayacak. 31 Mart’tan sonra biti kanlananları uyarıyorum, dikkat etsinler, bitli baklanın bizim pazarda alıcısı yoktur.”

Sadece AK Parti İçinde mi?..

Peki bunu isteyenler sadece AK Parti içindeki Genel Merkez’deki bir “Hizip” mi? Hayır, olayların gelişimi gösteriyor ki bunu genelde muhalefette, özelde ise CHP’de de isteyen bir grup da mevcut. Bunu da en somut şekilde Eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin’in Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK)’nin düzenlediği sohbette söyledikleri açıklıyordu: “Türkiye’nin her açıdan kurtuluşu ve yeni sivil Anayasa da iki büyük partinin ittifakından geçer. Bu şansı Türkiye 1980 öncesi kullanmadı ve 12 Eylül darbesi oldu. Bugün bu şansı tepmemek gerek. Ama bu ittifaka MHP engeldir… İki büyük parti, AK Parti ve CHP Türkiye’yi birlikte yönetmeli, bu iki partinin bir gün mutlaka hükümet olması gerekir, MHP bu işbirliğinin önünde engel. AK Parti milletten kopmamalı.”

Sorarım: bundan daha açık nasıl “itiraf” edilebilir ki bir arayış? Hatta olaya daha geniş perspektiften bakarsak AKP – CHP ya da Erdoğan – Özel yakınlaşması, “Yumuşama” ya da “normalleşme” arayışının bile bunun için gündeme getirildiği bile söylenebilir. Böylelikle MHP adım adım devre dışına atılırken, yerine CHP’nin monte edilmesi isteniyor olabilir. Kuşkusuz bu çok zor gibi görünse de birilerinin böylesi “niyetler” taşıyor olması hiç şaşırtıcı olmaz. Bu anlamda arayış tek taraflı değil, her iki taraf içinde geçerlidir.

MHP Neden İstenmiyor Olabilir?..

O halde MHP neden istenmiyor olabilir? Çok basit!.. MHP’yi yeni anayasa tartışma ve oluşturma sürecinin önünde bir engel, bir “Ayakbağı” gördükleri için. MHP’nin içinde olduğu, MHP’nin AK Parti üzerinde etkili olduğu bir ortamda bunu yapmak pek mümkün görünmüyor. Yarın öbür gün özellikle Kürtlere “Özerkliği” çağrıştıran bir anayasal düzenlemeye MHP’nin “evet” demesi mümkün görünmüyor. ( Daha şimdiden Osman Kavala, Gezi hükümlüleri, Ayn el Arap – Kobani davası gibi noktalarda itiraz eden bir MHP onların işine gelmiyor!) Tersi olamaz!

O yüzden “MHP’siz hükümet” formülü aranıyor ve yerine CHP’ye saha kenarında “ısınma hareketleri” yaptırılıyor. Bu konuda çok daha “hevesli” olabilecek CHP ile işin çok daha kolay kotarılabileceğini düşünüyor olmalılar. O yüzden onlar için MHP’nin bir şekilde “devre dışına” atılması gerekiyor. Lakin MHP ve Erdoğan’da bunun farkında görünüyorlar. Hele MHP kolay yutulur lokma gibi hiç durmuyor. Onlara göre MHP bir türlü ehlileşmiyor!..

Artık bundan sonra aynı eksende ne gibi “operasyonlar” yaparlar bilinmez. (Bu üç parti MHP, AK Parti ve CHP hedeftir) Fakat bir şeyleri zorlayacakları kesin. (Bana kalırsa bu çevrelerin “dış bağlantıları” da var ve özellikle ABD tandanslı telkinler yapılıyor olabilir. ) Ne derece tutar bilmiyorum. Şimdilik hayli zor görünüyor. Ama siyasetin sarkacının hangi yöne salınacağı bazen hiç belli olmuyor. Enteresan zamanlardayız!..

31. 05. 2024

NOT: Lütfen 29 Mayıs 2024 tarihli “Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz! CHP – AK Parti koalisyonu olabilir mi? başlıklı yazıma bakınız.