“Belki şimdi medyanın da etkisiyle bu oluyor ama anadoluda olunca genellikle batıda olan, yani egemen diyelim toplumun, öyle söyleyeyim, ekonomik yönden olsun, yaşam yönünde olsun… İşte anadoluda bir yerde deprem olmuş, vah vah denir geçilirdi. Ama 99 depremi ilk kez Marmara bölgesini vurduğu zaman dikkatleri üzerine topladı. Çünkü Marmara bölgesi ülkenin ekonomik gücünün olduğu, üretiminin yüzde 60’ının olduğu bir yer ve İstanbul’u da tehdit eder duruma gelince bizim gündemimize oturdu. Hatta o zaman hatırlarsınız, bir milat kabul edildi.”
“17 Ağustos 1999 bir milattır, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diye. Bu Maraş depremleri bir şey değiştirecek mi, milat mı diye soruyorsunuz ama 99 gibi olursa daha sonra bu da tekerrür eder, yani aynı vurdumduymazlık biraz daha taşınır.”
“Ama bence artık bu depremleri ciddiye alıp, üzerine çok konuşmaktan ziyade, nerede, ne zaman, nasıl, hangi büyüklükte olacak, nerede deprem bekliyorsunuz gibi gündemde bu sorular dolaşacağına Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, halkı, yerel yönetimleri bu depremi bu ülkenin en baş sorunu olarak düşünmeli ve Türkiye gündemine en önemli sorun olarak girmeli. Bundan daha önemli bir sorun ben göremiyorum.”
“Evet hukuk da çok önemli. Hukuk olmadan yani arzulanan demokratik devlet olmaz ama can güvenliği olmadan hukuk da olmaz. Yani bir devlet varsa vatandaşlarının veya o devleti kuran insanların can güvenliğini sağlamaktır, birinci görevi odur. Eğer vatandaşlarının can güvenliğini sağlamıyorsa devletin ne amacı olabilir ki anlamı da olmaz yani kimse de öyle bir devlet düşüncesini kabul edemez.”