Prof. Dr. Görür, “Bugün yıkıma bakınca yerel yönetimlerin de doğru düzgün bir şey yapmadıklarını görüyoruz, inşaatçıların da yapmadığını görüyoruz, merkezi yönetimin de yapmadığını görüyoruz. Herkes sınıfta kalmış.” dedi.
“HALK SANDIKTA GEREĞİNİ YAPSIN”
Yöneticilerin sorumluluklarını yerine getirmekte ve halkın can güvenliğini sağlayacak kentler oluşturmada istekli olmadıklarını vurgulayan Görür, halkın yöneticiler üzerinde baskı uygulaması gerektiğini ifade ederek, seçmene can güvenliğini sağlayacak, depreme kader demeyecek siyasetçilere oy vermesi çağrısında bulundu.
“Bir halkta eğer deprem bilinci, kültürü, bilgisi yoksa o kenti depreme hazırlayamazsın. Halk ne yapar yapar, muhakkak yanlış işler yapar. Kaçak kat çıkartır, olmayan balkonları yaratır, iki katı üç kat yapar, kendine göre çeşitli malzemelerle binayı yapar. ‘Başımı sokacağım’ der, imara ve iskana aykırı her şeyi yaptığı gibi belediye başkanlarının, siyasetin üzerinde baskı uygulayarak imar afları çıkartır. Oyla da onları ödüllendirir. Halk bizzat deprem kültürüne sahip olmalı ki depremde kenti zayıflatacak faaliyetlerin yapılmasına halkın kendisi müsade etmesin. Yapanlara karşı kaşını karartsın, sandıkta da gereğini yapsın.”
“DEPREM DİRENÇLİ KENTLER OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ”
Kent bileşenlerinin yönetim sistemi ve yönetici karakteristiği, halk, altyapı, yapı stoku, ekonomi, çevre ve ekosistem parametrelerinden oluştuğunu belirten Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, deprem öncesinde bu bileşenlerde oluşan hasarları tespit ederek o hasarları azaltacak önlemleri almak gerektiğini vurguladı. Görür, Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatarak şunları aktardı: