Prof. Dr. Fuat Sezgin'in vefatı
- Ömrünü İslam bilimler tarihine adayan ve dün 94 yaşında hayatını kaybeden Prof. Dr. Fuat Sezgin'in kızı Hilal Sezgin babasını ve Almanya'da karşılaştığı zorlukları anlatan bir basın açıklaması yayınladı- Sezgin: "1982'de Goethe Üniversitesinde kurduğu Arap-İslam İlimleri Tarihi Enstitüsü...
BERLİN (AA) - Ömrünü İslam bilimler tarihine adayan, dün 94 yaşında İstanbul'da hayatını kaybeden Prof. Dr. Fuat Sezgin'in kızı Hilal Sezgin babasını ve Almanya'da uğradığı haksızlıkları Almanca yayınladığı basın açıklamasıyla anlattı.
Hilal Sezgin açıklamasında, bugün son yolculuğuna uğurlanan
babasının 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Almanya'ya giderek
Frankfurt'taki Goethe Üniversitesinde bilimsel çalışmalarına devam
ettiğini hatırlattı.
Babasının, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan ve 17 ciltten oluşan Arap-İslam Bilim Tarihi'nin müellifi olduğuna dikkati çeken Sezgin, bu eserin ilk cildinin 1967'de tamamlandığını anımsattı.
Hilal Sezgin, Fuat Sezgin'in Frankfurt am Main Goethe Plaketi, Almanya Birinci Derece Federal Hizmet Madalyası sahibi olduğunu belirtti.
- "Çalışma masasına ve kitaplarına ulaşımının kasıtlı olarak
engellendiği gün..."
Basın açıklamasında, Prof. Dr. Fuat Sezgin'in Almanya'da uğradığı haksızlıkları, kendisine çıkarılan zorlukları dile getiren Hilal Sezgin şu ifadeleri kullandı:
''Yaşamının son aylarında, en önemli çalışmalarının bazı kısımlarını kendilerine mal etmeye çalıştığına inandığımız diğer kişilerin onursuz tutumlarıyla kendi şahsına ve çalışmalarına gölge düşürülmek istenmiştir. 1982 yılında Frankfurt'taki J.W. Goethe Üniversitesinde kurduğu Arap-İslam İlimleri Tarihi Enstitüsü bilemediğimiz nedenlerden dolayı üniversitenin internet tanıtım sayfasında yer almamaktadır.
92 yaşında bile hafta sonları dahil olmak üzere her gün bu enstitüdeki çalışma yerine gitmiştir. Bilim adamı olarak 12 Mayıs 2017 tarihinde çalışma masasına ve kitaplarına ulaşımının kasıtlı olarak engellendiği gün, bilim adamı olarak yaşamı sona erdirilmiştir.
Güncel olarak kendi el yazısıyla üzerinde çalıştığı 'Ortaçağ'da Arap Felsefesi Tarihi' konulu kitap çalışmasıyla ilgili tüm notları ve ön çalışmaları elinden alındı ve öldüğü güne kadar da kendisine iade edilmedi. Onlarca yıldır yazmış olduğu kitapların kendisine ait olduğu bile açıkça inkar edildi.
Ailemiz, vakfın ve yetkili makamların, bu anlayamadığımız tutumundan dolayı, hala sürmekte olan hukuk davalarıyla uğraşmak zorunda bırakıldı.''
- "İlerlemiş yaşına rağmen yorulmadan çalışan bir profesör"
Sezgin, babasının hayatını bilime, özellikle de Batı ile Şark kültürleri arasındaki çok yönlü tarihi ilişkilerin araştırılmasına adadığını vurguladı.
Hilal Sezgin babasının yaptıklarına odaklanan ve ilerlemiş yaşına rağmen yorulmadan çalışan bir profesör olarak bu dünyadan göç ettiğini kaydetti.
Fuat Sezgin'in birçok kez Arap ülkelerine, İran, Hindistan, Malezya ve Rusya'ya gittiğine ve bu ülkelerde eski el yazmaların bulunduğu kütüphanelerde haftalar geçirdiğine işaret eden Hilal Sezgin babasının ölmeden önceki son yıllarında, Frankfurt ile İstanbul arasında adeta mekik dokuduğunu dile getirdi.
Hilal Sezgin, Fuat Sezgin'in 2008 yılında İstanbul'da Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'ni kurduğunu hatırlattı.
- Fuat Sezgin
Bitlis'te 24 Ekim 1924'te dünyaya gelen Fuat Sezgin, Erzurum'da
ortaokulu ve liseyi bitirip 1943'te İstanbul'a geldi.
İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsünde
alanında en tanınmış uzmanlardan Alman Şarkiyatçı Helmut Ritter'in
öğrencisi olan Sezgin, Ritter'in tavsiyesi üzerine İslam
bilimlerine yöneldi.
Sezgin, 1951'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini
bitirdikten sonra, Arap Dili ve Edebiyatı üzerinde doktora
yaptı.
"Buhari'nin Kaynakları" konulu doktora tezini tamamlayan Sezgin,
1954'te doçent oldu. Sezgin, bu çalışmasıyla hadis kaynağı olarak
İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan Buhari'nin, bilinenin
aksine sözlü kaynaklara değil yazılı kaynaklara dayandığı tezini
ortaya attı.
Fuat Sezgin'in, "Buhari'nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar"
adındaki takdim tezi 1956'da yayımlandı.
Sezgin, Türkiye'de 1960'ta askeri darbenin iktidara getirdiği
hükümet tarafından hazırlanan ve 147 akademisyenin üniversitelerden
men edildiği listede kendi adının da bulunması üzerine Türkiye'den
ayrılarak Frankfurt Üniversitesinde çalışmalarına devam etti.
Cabir ibn Hayyan konusunda 1965'te yazdığı ikinci doktora tezini
Frankfurt Üniversitesi Institut für Geschichte der
Naturwissenschaften'a sunan ve bir yıl sonra profesör olan Sezgin,
aynı yıl kendisi gibi Şarkiyatçi olan Ursula Sezgin ile evlendi.
Sezgin çiftinin kızları Hilal, 1970'te dünyaya geldi.
İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan
en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilim Tarihi'nin ilk cildini,
1967'de tamamlayan Sezgin, 17 ciltten oluşan eserin 18. cildini
yazıyordu.
Sezgin, Süryanice, İbranice, Latince, Arapça ve Almanca da dahil
27 dili çok iyi derecede biliyordu.
İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Müzesinin faaliyetlerini
desteklemek amacıyla 2010'da Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim
Tarihi Araştırmaları Vakfı kuruldu.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde kurulan Prof.
Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Enstitüsü ise 2013 yılında
faaliyetlerine başladı.
Uluslararası çeşitli akademilerin üyesi de olan Prof. Dr. Fuat
Sezgin, yaşamı boyunca Kahire Arap Dili Akademisi, Şam Arap Dili
Akademisi, Fas Rabat Kraliyet Akademisi, Bağdat Arap Dili
Akademisi, Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyeliği de dahil olmak
üzere çok sayıda önemli ödül ve nişana layık görüldü.
Erzurum Atatürk Üniversitesi, Isparta Süleyman Demirel
Üniversitesi, Kayseri Erciyes Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi
tarafından fahri doktora unvanı verilen Sezgin, Almanya Birinci
Derece Federal Hizmet Madalyası, Almanya Üstün Hizmet Madalyası,
İran İslami Bilimler Kitap Ödülü, Hessen Kültür Ödülü ve
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibidir.
Sezgin'in öncülüğünde kurulan İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi de üstün nitelikli eser ve ortaya konan özgün çalışmalardan dolayı kurum statüsünde Kültür ve Turizm Bakanlığı 2016 Özel Ödülü'ne layık görülmüştü.