Poyraz'la Ayşegül'ün vedası yürekleri dağladı: "Bizimki veda değil elveda"
Poyraz Karayel'in başrol oyuncuları İlker Kaleli ve Burçin Terzioğlu, dizinin bitmesinin ardından son derece duygusal metinler paylaştı.
Final yapan Poyraz Karayel dizisinde Ayşegül karakterine can veren
Burçin Terzioğlu ile Poyraz Karayel'i canlandıran İlker Kaleli
Instagram hesabından yaptıkları paylaşımla hayranlarının yüreğini
dağladı.
"AYŞEGÜL'E VEDA ANI"
İşte Terzioğlu'nun paylaşımı:
''Kelimelerim harfsiz kalıyor arada tutunamayıp düşenler oluyor.
Yan yana gelip izin vermiyor cümle kurmama. Sanki konuşabilsem
anlatacağım sanıyorum içimi kaplayan duyguları. Anlatılamıyor
albayım... Hani böyle birlikte büyüdüğün, aynı sırada yanyana
oturduğun saatlerce konuşup hiç sıkılmadığın, iyisiyle kötüsüyle
her şeyi birlikte yaşadığın, en özel sırlarını paylaştığın,
sayesinde sınavlardan yüksek notlar alarak geçtiğin en yakın
arkadaşın şehir değiştirir, taşınır ve sen bir daha dönmeyeceğini
bilirsin, bomboş kalırsın ya kara kara önlüğünle okulun bahçesinde.
İşte öyleyim. Ayşegül'e veda anımdayım.
"HOŞÇAKAL AYŞEGÜL"
82 bölüm. Yaşanmışlıklar albayım. Hiçbirşeyi kolaylaştırmıyor.
Hoşçakal Ayşegül, hoçakal Poyraz hoşçakal tüm pk ailesi... Poyraz
Karayel dizisini hayata geçiren,yazan, beni Ayşegül olarak düşünen,
çeken, izleyen , bu karakteri ete kemiğe büründürmekteki
yolculuğumda yanımda olup bana eşlik eden mucize insanlar. Benım
için neler yaptığınızı ve kıymetinizin tarifi yok. Minnettarım
size. Her hafta ekranlarının karşısına geçip izleyen herkese
teşekkürler. Yeni hikayelerde yeni yolculuklarda görüşmek üzere
hoşçakalın....''
İşte Kaleli'nin paylaşımı:
Her vedanın gidende bıraktığı gibi kalanda da bıraktığı bir iz
vardır ya… Veda etmenin inceliğinden olsa gerek, zamanın birinde
yeniden görüşmeye, kavuşmaya ve birbirini unutmayacağına dair
verilmiş bir sözdür de aslında. İşte adına veda derler ya, bize tam
da uymadı bu be… Güzel kelimedir “veda”, üzüntüsü olduğu kadar
umudun da ifadesidir kendisi… Mesela, yaza veda edersin bilirsin
kışın ardından tekrar geleceğini.. Dostuna, ailene veda edersin, ne
kadar uzağa gidersen git bilirsin döndüğünde orada
olacaklarını…
BİZİMKİ VEDA DEĞİL "ELVEDA"...
Bizimki hiç öyle değil ki… Bizimki “elveda”… Anlamı daha başka…
Bilmiyorum 2,5 yılın, uykusuz saatlerin, mücadelelerin ve en
nihayetinde yaşatmaya çalıştığımız hikayenin bende bıraktıklarını
ne anlatır, hangi söz özetler… Yine hissettiğimi anlatan anlamlara
gelmeyen kelimelerle, başarısız bir iç dökme sancısıyla başbaşayım…
Poyraz’ım… Bir ben bilirim bir sen yaşadıklarımızı… Bir babanın
oğlu için için verdiği yılmayan mücadelesi oldun… Bir oğul oldun
babasını hiç bulamayan… Sevgili oldun, sevgiden öte hayatta
bulduğun tek anlamın sahibi Ayşegül’ün olmaya, ona ait olmaya, ve
çalıştın durdun ikinizi bu dünyadan korumaya…
Savaşlar verdin, gönüller aldın, şiir oldun, bazen roman, bazen bir
şarkı oldun, hep anlattın, hep yetişmeye çalıştın, olduramadın…
Deliliğin ve acının üstünde incecik bir çizgide durup düşmeden
yürümeye, ayakta kalmaya çalışırken tutunacak tek bir dal aramakla
geçen ömrün resmi oldun. Çok şey oldun da bir mutlu olamadın…
Hepimiz yaptığımız her şeyi biraz sevilmek, bir parça sevgi için
yapmıyormuyuz sanki? Bu hayatın sıradanlığına, haksızlıklarına
haykırırken tüm gücümüzle, bir yandan da sadece sığınmak
istemiyormuyuz o güvenli limanlara… Seninle beraber aklımdan bir
parça, içimden bir sayfa koptu gitti be Poyraz’ım. Ne demişler;
arkanda bir şeyler bırakmadan bir yerlere varamazmışsın… Yeter ki
bıraktıkların vardığın yerde bulacaklarına değsin…