12 Eyl 2011 05:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:47

POSTA YAZARI KENDİNİ İHBAR ETTİ! DARBEYE BÖYLE ÇANAK TUTMUŞ!

"Geçmişini seveyim" polemiğine Rauf Tamer'den ilginç bir açılım geldi. Tamer kendi geçmişini sevdi...

MEDYARADAR - Medyada kronikleşen bir polemik var artık. "Darbe döneminde sen şöyle yazdın, ben böyle yazdım, şimdi başka yazıyorsun..." şeklinde, Hakan Bey programında olduğu gibi "geçmişini seveyim" polemiği.

Tam da 12 Eylül'ün yıl dönümünde Posta yazarı Rauf Tamer taşı gediğine koydu. Herkes başkasını ihbar ederken o kendini ihbar etti. "12 Eylül'de Evren'i savunmuştum, şimdi en azılı demokrat kesildim" mealinde sözlerle... Yani Rauf Tamer kendi geçmişini sevdi...

İşte Rauf Tamer'in o yazısı...

Yine mi 12 Eylül
Her yıl bunu yazmaya mecbur muyuz?

Merhaba Asker diye karşıladığımız darbeyi... Oh, canımız kurtuldu diye sevindiğimiz o müdahaleyi... Ve de Komuta Konseyi’ni kutlamak için yarıştığımız o dönemi...

Her 12 Eylül günü hatırlayıp utanç duymaya mecbur muyuz yahu?

Nedir bu böyle?

Hele asker kışlaya döndükten sonra birdenbire kabadayı demokrat kesildiğimizi ve demokratlığımızı taa asker düşmanlığına kadar vardırdığımızı, her yıl böyle hatırlayıp utanacak mıyız?

Dahası...?O gün alkışladığımız askerleri -şimdi- 31 yıl sonra sahiden ayıplıyor muyuz? Aman Allahım...

Ne kadar dönek insanlarız.

En başta ben...

O?gün bakın ne yazmışım Kenan Paşa için:

“Evren’di, Evrensel oldu.”

Şimdi şampiyon demokrat’ım ya, Paşa dönüp dese ki bana:

“Tam’erdi, Yarım’er oldu.”

Haksız mı?

En iyisi susmak.

Her 12 Eylül gününü bir yıldönümü gibi karşılamamak.

Yaramızı deşmemek.

O defteri sessizce kapayıp bâri birbirimizin yüzüne bakamayacak hale gelmemek.

Çünkü 12 Eylül, sırf askerlerin değil, bizim gibi davetkâr ve teslimiyetçi sivillerin eseridir.

Hepimiz hayattayız.

Kimi kandırabiliriz?

İnsan değişiyor.

Hayır, hayır.

-?İnsan, unutuyor.

1980’deki iklimi bir hatırlayabilsek, o günkü darbe şakşakcılığını belki de mazur görebiliriz. Eh... Aradan 31 yıl geçmiş, şimdi elbet atıp tutacağız...

O kolay.

Hele bundan sonra -?inşallah- darbe ihtimali kalmadığı için biraz da tepeden bakıp galiba günah çıkartacağız.

Ama dikkat.

Bu kibir, Ordu’yu rencide edecek bir noktaya varmasın. Askeri Yönetim başka, TSK?başka.

Özelersek: Her 12 Eylül günü benim canım yanıyor.

Mahcubiyetle karışık, tuhaf duygular kaplıyor yüreğimi.

Her yıl bunu çekmeye mecbur muyuz yahu?

Yine mi 12 Eylül bugün.

Çabuk geçsin.

13 Eylül gelsin.

Gelsin ki demokratım diye biraz göğsüm kabarabilsin.

Rauf Tamer/Posta