26 Şub 2011 14:20
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:04
"POLİTBÜRO ÜYELERİ GİBİ SORGULADILAR!" CAN ATAKLI'DAN CNN TÜRK'E KILIÇDAROĞLU TEPKİSİ!
Ahmet Hakan, Yavuz Oğhan ve Hande Fırat'ın CNN Türk'teki Kemal Kılıçdaroğlu röportajı Doğan Grubu içinde ilginç tepkiler almaya devam ediyor...
Kemal Bey, bu skandala nasıl sessiz kalırsınız?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sakin üslubuyla elbette büyük sempati kazandığı gibi partisinin oy oranını da artırıyor. Ancak öyle anlar geliyor ki “Burada da mı sakinlik, burada da mı çelebilik” demekten alamıyor kendini insan.
Geçen akşam Kılıçdaroğlu CNN’deydi. Gazeteci arkadaşlarımızın sorularını cevapladı. Arkadaşlarımızın ara sıra bir bürokratı sorgulayan politbüro üyeleri tavrına bile sakince karşılıklar verdi. Örneğin “Siz bu üslupla bu soruları Başbakan’a yöneltebilir misiniz?” diye sormadı, herhalde nezaketinden.
Daha önce söylemiş miydi, hatırlamıyorum, öyle bir ifşaatta bulundu ki, ağzım açık kaldı. “Referandumda oy kullanamadınız, neden?” sorusuna dürüstçe “Hata bizim, bakmamız lazımdı” dedi ama inanılmaz bir de bilgi verdi.
Kılıçdaroğlu’nun söylediğine göre polis muhtarlığa gidip belirtilen adreste oturmadığını saptadıktan sonra Seçim Kurulu’na başvurup seçmen kartını iptal ettirmiş.
Ve Kemal Kılıçdaroğlu bunu adi bir vaka gibi anlatıyor!
Çok merak ediyorum, polis bugüne kadar kaç adrese bakıp da “Daha önce bu adreste oturan kişi taşınmış, bu durumda seçmen kartının da iptal edilmesi gerek diyerek Seçim Kurulu’na başvurmuş acaba?”
Kılıçdaroğlu ve parti yöneticilerinin aklına bunu sormak gelmiyor mu? Bırakın sormayı, nasıl olur da yeri göğü inletmezler. O dönemin İstanbul Emniyet Müdürü’nün istifasını istemez, İçişleri Bakanı hakkında gensoru vermezler?
Diyelim ki polisin böyle bir yetkisi var ve bu yöntemle birçok kişinin seçmenliğini düşürdü. Peki ana muhalefet partisi Genel Başkanı’na durumu bildirmek en azından siyasi nezaket gereği değil midir? Bunun kasıtlı yapıldığı ortada değil mi?
Kılıçdaroğlu ve ekibi nasıl bu kadar sessiz ve sakin kalabilir. Bir siyasi parti genel başkanına bu tezgâh hazırlanıyorsa normal vatandaşa neler yapılabileceğini de düşünmüyorlar mı?
Kılıçdaroğlu bu kadar basit bir muhalefeti yapmazken, gazeteci arkadaşlarımızın “Neden sadece hükümeti eleştiriyorsunuz, iyi işleri neden övmüyorsunuz?” gibi absürd sorularına bile cevap yetiştirmeye çalışıyor. Aklına “Siz iyileri anlatıyorsunuz zaten bırakın ben de muhalefet yapayım” diyemiyor.
Artık biraz durup düşünmenin ve muhalefet yapmaya da başlamanın zamanı gelmedi mi? Şunun şurasında seçime 3.5 ay kaldı, hatırlatayım dedim.
Can Ataklı/Vatan
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sakin üslubuyla elbette büyük sempati kazandığı gibi partisinin oy oranını da artırıyor. Ancak öyle anlar geliyor ki “Burada da mı sakinlik, burada da mı çelebilik” demekten alamıyor kendini insan.
Geçen akşam Kılıçdaroğlu CNN’deydi. Gazeteci arkadaşlarımızın sorularını cevapladı. Arkadaşlarımızın ara sıra bir bürokratı sorgulayan politbüro üyeleri tavrına bile sakince karşılıklar verdi. Örneğin “Siz bu üslupla bu soruları Başbakan’a yöneltebilir misiniz?” diye sormadı, herhalde nezaketinden.
Daha önce söylemiş miydi, hatırlamıyorum, öyle bir ifşaatta bulundu ki, ağzım açık kaldı. “Referandumda oy kullanamadınız, neden?” sorusuna dürüstçe “Hata bizim, bakmamız lazımdı” dedi ama inanılmaz bir de bilgi verdi.
Kılıçdaroğlu’nun söylediğine göre polis muhtarlığa gidip belirtilen adreste oturmadığını saptadıktan sonra Seçim Kurulu’na başvurup seçmen kartını iptal ettirmiş.
Ve Kemal Kılıçdaroğlu bunu adi bir vaka gibi anlatıyor!
Çok merak ediyorum, polis bugüne kadar kaç adrese bakıp da “Daha önce bu adreste oturan kişi taşınmış, bu durumda seçmen kartının da iptal edilmesi gerek diyerek Seçim Kurulu’na başvurmuş acaba?”
Kılıçdaroğlu ve parti yöneticilerinin aklına bunu sormak gelmiyor mu? Bırakın sormayı, nasıl olur da yeri göğü inletmezler. O dönemin İstanbul Emniyet Müdürü’nün istifasını istemez, İçişleri Bakanı hakkında gensoru vermezler?
Diyelim ki polisin böyle bir yetkisi var ve bu yöntemle birçok kişinin seçmenliğini düşürdü. Peki ana muhalefet partisi Genel Başkanı’na durumu bildirmek en azından siyasi nezaket gereği değil midir? Bunun kasıtlı yapıldığı ortada değil mi?
Kılıçdaroğlu ve ekibi nasıl bu kadar sessiz ve sakin kalabilir. Bir siyasi parti genel başkanına bu tezgâh hazırlanıyorsa normal vatandaşa neler yapılabileceğini de düşünmüyorlar mı?
Kılıçdaroğlu bu kadar basit bir muhalefeti yapmazken, gazeteci arkadaşlarımızın “Neden sadece hükümeti eleştiriyorsunuz, iyi işleri neden övmüyorsunuz?” gibi absürd sorularına bile cevap yetiştirmeye çalışıyor. Aklına “Siz iyileri anlatıyorsunuz zaten bırakın ben de muhalefet yapayım” diyemiyor.
Artık biraz durup düşünmenin ve muhalefet yapmaya da başlamanın zamanı gelmedi mi? Şunun şurasında seçime 3.5 ay kaldı, hatırlatayım dedim.
Can Ataklı/Vatan