Polisiye yazarı Ahmet Ümit: ‘15 Temmuz öyle karanlık ki olağanüstü bir roman çıkar’
Polisiye yazarı Ahmet Ümit, yazmakta olduğu yeni romanını ve siyasi gündemi Gazete Habertürk'ten Kübra Par'a değerlendirdi.
Polisiye yazarı Ahmet Ümit, darbe girişiminin beş yıl sonra roman
olabileceğini söyledi.
Habertürk’ten Kübra Par’a konuşan Ümit, İstiklal Caddesi’nde Arap
ve Suriyelilerin ağırlıkta olmasından şikayet edilmesine ilişkin,
“Sorun Arapların çoğunlukta olması değil, öteki turistlerin
olmaması. Neden Hollandalılar, Amerikalılar, İngilizler,
Fransızlar, Ruslar yok? Bu Türkiye’nin şu anki durumuna benziyor.
Katar’dan başka dostumuz yok. Tek seslileşiyoruz, tek yere
bağlanıyoruz. Sosyal yaşamımız da bu hale gelmeye başladı”
dedi.
‘Felaket bir tarihsel dönem yaşıyoruz’
Beyoğlu’nun ve Türkiye’nin eski günlerine döneceğini söyleyen Ümit,
halkon bencilleşip kabalaştığını kaydederek, Türkiye’nin içinden
geçtiği süreci 1930’lara benzetti: “Felaket bir tarihsel dönemi
yaşıyoruz ama ben yine de iyimserim. Çünkü böyle oluyor, felaket
kötü bir dönem yaşanıyor, ondan sonra bir ivmeyle insanlık çok daha
ileri sıçrayabiliyor. Tarihte böyle örnekler var. Tıpkı İkinci
Dünya Savaşı’nda olduğu gibi, buradan çok daha iyi bir yere
fırlayacağız.”
‘Darbe girişiminde inanılmaz karanlık noktalar
var’
Darbe girişimine karşı çıkılması gerektiğini ve yaşananların beş
yıl sonra romana dönüştürülebileceğini ifade eden Ümit, “Bir
romancı olarak da gerçekten şahane bir malzeme sunuyor, çünkü öyle
karanlık ki buradan olağanüstü bir roman çıkar. MİT müsteşarı ifade
vermeye gitmiyor, Genelkurmay Başkanı ifade vermeye gitmiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Ben bunu eniştemden öğrendim’, Kılıçdaroğlu,
‘Bu çok daha önceden biliniyordu‘ diyor. İşin içinde inanılmaz
karanlık noktalar var” diye konuştu.
‘Türk yazarın muhalif olması çok kolay kabul
ediliyor’
Ümit, Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye çifte standart
uyguladığını, bunun edebiyata da yansıdığını söyledi.
Yazara göre bunun sebebi de muhalifliğin ‘baş tacı’ edilmesi:
“Genel çift standart bakış edebiyata da yansıyor. Türk bir yazarın
muhalif olması çok kolay kabul edilirken, Türk yazarın şahane bir
edebiyatçı olması çok zor kabul ediliyor. 60 kitabı farklı dillere
çevrilmiş bir yazar olarak ben bunu söylüyorum. Evet, muhalif
olursanız daha çok ilgi çekiyorsunuz. 2005’te Frankfurt Kitap
Fuarı’na gittim. ‘Sis ve Gece’ romanım Almancaya çevrilmişti. Bir
kanal benimle konuşmak istedi. Yayıncım ‘Sana mutlaka politik
olayları soracaklar. Cevap verirsen çok dikkat çeker, cevap vermez,
kendi romanlarını falan anlatırsan pek dikkat çekmez. Kararı sen
ver’ dedi. Politik, muhalif karşı çıkışlarımız Batı tarafından daha
çok alkışlanıyor.”