19 Şub 2011 14:11
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:03
POLİS VAKİT'İ BASSA AHMET HAKAN NE YAPARDI?
Sabahın kör vakti, kahraman Türk polisi, "Vakit" adlı gazeteyi bastı.Gerekçeyi de "Ergenekon" olarak açıkladı.Bu durumda ben ne yapardım?
Polis Vakit’i bassa
ASLA olmaz ya...
Diyelim ki oldu
Diyelim ki sabahın kör vakti, kahraman Türk polisi, “Vakit” adlı gazeteyi bastı.
Gerekçeyi de “Ergenekon” olarak açıkladı.
Düşünüyorum:
Bu durumda ben ne yapardım?
“Oh oldu, iyi oldu” mu derdim?
“Bana şunu yapmışlardı, bunu yapmışlardı?” mı derdim?
“Zaten nefret suçu işliyorlardı. Zaten insanlığa düşmandılar” mı derdim?
* * *
Demezdim. Diyemezdim.
Peki, neden demezdim, diyemezdim?
Öyle çok “ilkeli bir adam” olduğum için mi?
Nefretini bastırmış bir “erdem anıtı” olduğum için mi?
Hayır, hayır!
Ne gezer?
Gayet pragmatik nedenlerden dolayı demezdim, diyemezdim.
Mesela “Düşene vuruyormuş” gibi gözükmemek için demezdim.
Mesela “İyi de kardeşim, ne alaka? Adamlar Ergenekon’dan baskın yediler” dendiğinde susup kalmamak için demezdim.
Mesela “Vay! Demek kişisel nefretini konuşturuyorsun ha!” türü bir çıkışmaya maruz kalmamak için demezdim.
* * *
Nefretimi bastıramasam da...
İçimden “Oh oldu” diye geçirsem de...
Kendi kendime “Gördüler günlerini” desem de...
Asla ve kat’a kamu önünde açıkça “Ulan ne iyi oldu be!” diye tepinmezdim.
Çünkü...
Bir “ilke abidesi” ya da bir “erdem anıtı” gibi yükselemesem de...
Hiç olmazsa görüntüyü kurtarmak gibi bir derdim olurdu.
Yani en azından “utanmaz / arlanmaz” bir görüntü vermek istemezdim.
Evet, en azından bunu yapardım
Ahmet Hakan/Hürriyet
ASLA olmaz ya...
Diyelim ki oldu
Diyelim ki sabahın kör vakti, kahraman Türk polisi, “Vakit” adlı gazeteyi bastı.
Gerekçeyi de “Ergenekon” olarak açıkladı.
Düşünüyorum:
Bu durumda ben ne yapardım?
“Oh oldu, iyi oldu” mu derdim?
“Bana şunu yapmışlardı, bunu yapmışlardı?” mı derdim?
“Zaten nefret suçu işliyorlardı. Zaten insanlığa düşmandılar” mı derdim?
* * *
Demezdim. Diyemezdim.
Peki, neden demezdim, diyemezdim?
Öyle çok “ilkeli bir adam” olduğum için mi?
Nefretini bastırmış bir “erdem anıtı” olduğum için mi?
Hayır, hayır!
Ne gezer?
Gayet pragmatik nedenlerden dolayı demezdim, diyemezdim.
Mesela “Düşene vuruyormuş” gibi gözükmemek için demezdim.
Mesela “İyi de kardeşim, ne alaka? Adamlar Ergenekon’dan baskın yediler” dendiğinde susup kalmamak için demezdim.
Mesela “Vay! Demek kişisel nefretini konuşturuyorsun ha!” türü bir çıkışmaya maruz kalmamak için demezdim.
* * *
Nefretimi bastıramasam da...
İçimden “Oh oldu” diye geçirsem de...
Kendi kendime “Gördüler günlerini” desem de...
Asla ve kat’a kamu önünde açıkça “Ulan ne iyi oldu be!” diye tepinmezdim.
Çünkü...
Bir “ilke abidesi” ya da bir “erdem anıtı” gibi yükselemesem de...
Hiç olmazsa görüntüyü kurtarmak gibi bir derdim olurdu.
Yani en azından “utanmaz / arlanmaz” bir görüntü vermek istemezdim.
Evet, en azından bunu yapardım
Ahmet Hakan/Hürriyet