Polis Muhittin Zenit: Hrant Dink'in öldürüleceğini devlete 10 ay önce haber verdim!
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen olan duruşma üç gün sürecek.
Hrant Dink cinayeti davasında kamu görevlilerinin savunma yapacağı
duruşma başladı. Yoklamanın ardından başlayan duruşmada tutuksuz
yargılanan sanık Trabzon Emniyeti'nde görevli polis Muhittin Zenit,
“Devlete cinayetin işleneceğini 10 ay önce haber verdim” dedi.
Dink cinayetinde, aralarında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin
Dinç, İstanbul Emniyeti eski Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet
İstihbarat Dairesi eski Başkanları Ramazan Akyürek, Sabri Uzun,
Ahmet İlhan Güler, Eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın
bulunduğu kamu görevlilerinin yargılandığı davanın üçüncü duruşması
bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Bugün, yarın ve
Çarşamba günü devam edecek olan duruşmada kamu görevlileri savunma
yapıyor.
Duruşma öncesi açıklama yapan Hrant'ın arkadaşları, "Bu cinayetin
bütün sorumlularının cezasını aldığı güne kadar mücadelemizi
sürdüreceğiz" dedi.
Duruşmaya tutuksuz sanıklardan Faruk Sarı, Muhittin Zenit, Onur
Karakaya, Sabri Uzun, Celalettin Cerrah ve geçen duruşma
savunmasını veren Reşat Altay katıldı.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan ve CHP İstanbul Milletvekili
Sezgin Tanrıkulu da duruşmayı takip etti. Duruşmaya Dink ailesi
avukatlarından Bahri Belen, Hakan Bakırcıoğlu, Sebu Aslangil,
Tangül Özer, Zeynep Parmaksızoğlu katıldı.
Duruşma Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru
Muhittin Zenit’in savunmasıyla başladı. Zenit, Dink cinayetten 10
ay önce cinayetin işleneceğiyle ilgili yazı gönderdiklerini iddia
etti. iddianamedeki ‘silahlı örgüte üye olmak’ suçunu reddederek,
“Hem failleri takip edip hem de tasarıya iştirak etmem mümkün
değil" dedi.
Zenit savunmasında özetle şunları söyledi:
"Her üç F4 raporunda da, İstihbarat Daire Başkanlığı ve İstanbul
Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen resmi yazıda öldürme
tasarısında süreklilik olduğunu raporlarımıza yansıttık.
İddianamede de yer alıyor.
Dink hem medya hem de bazı güçler tarafından göz göre göre ölüme
götürülmüştür. Ben arkadaşlarımla birlikte bizzat Yargıtay
tarafından ‘Türklüğe haraket’ten onaylanan raporu da göz önüne
alarak bu tehdidin varlığını ve Trabzon’da bir tasarı yaptığını
bildirmiş olduğumuzu iddia makamı iddianamesinde belirtiyor.
(AİHM kararına gönderme yaparak) Trabzon Emniyet Müdürlüğü,
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün adli sicilinin ve kişiliğinin de
elverişli olduğunu konusunda İstanbul Emniyet’e haber vermiştir
fakat İstanbul Emniyet işlem yapmamıştır. Tespite göre, ihmal
istihbarat toplanmasında değil, istihbaratın
değerlendirilmesindedir.
Plana dahil olan değil, planı deşifre eden bir kamu görevlisiyim.
Bu cinayetin işlenmesinin gerçekleşmemesi için elimden gelen tüm
işlemleri yaptım.
(Cinayetin ardından Erhan Tuncel’le yaptığı ve medyaya yansıyan
telefon görüşmesiyle ilgili olarak) Erhan Tuncel neyi ne kadar
bildiğimizi ölçerek bize bilgi veriyordu. Zorlama usullerle bilgi
veriyordu. Cinayetin oluş şeklinin televizyondan öğrendim.
Karşımdaki adamı konuşturmaya çalışıyorum. Kayıtla ilgili tek bir
özür borcum var, vicdanen rahatlamak için Rakel Dink’ten özür
diliyorum. Taktik gereği bunları yaptım.”
İddianamede Trabzon’a gittiğimde Ercan Demir ve Faruk Sarı’yla
birlikte raporları yok ettiğim söyleniyor. Cinayetten 7 ay önce
irtibatımı kesip Bayburt iline gittim. Bu belgeleri nasıl imha
edebilirim?
Beraatımı talep ediyorum, görevimi yaptım. Duruşmalardan
vareste tutulmayı talep ediyorum.”
Zenit’in savunmasının ardından Mahkeme Heyeti’nin ve avukatların
çapraz sorgusuna geçildi. Duruşma, verilen aranın ardından devam
edecek.