POLİS ALİ ATIF BİR'E NELER SORDU?
Rating operasyonu kapsamında emniyette uzman sıfatıyla bilgi veren Bugün yazarı Ali Atıf Bir o günü köşesine taşıdı.
Haberlerden de takip etmişsinizdir.
Davet üzerine Vatan Caddesi'ndeki emniyet binasına giderek operasyonu yürüten güvenlik güçlerine "uzman sıfatıyla" ölçüm sistemi hakkında bilgi verdim.
Açıkçası amir ve komiser düzeyindeki arkadaşlarımızın kısa sürede böylesine karmaşık sistem hakkında bilgilenme düzeylerinden etkilendim. Hem bilgilerin çift dikiş üzerinden gittik hem de bazı denetim sistemleri konusunda fikir alışverişinde bulunduk.
Eğer birileri sistemi kötüye kullanarak haksız kazanç elde etmişse bu operasyonda mutlaka ortaya çıkar diye düşünüyorum. Kendi adıma bu konuda elimden gelen her yardımı yapmaya hazırım. Bir an önce bu konudaki kafa karışıklığının bitmesi lazım. 2012 zor bir yıl olacak. Ekonomik canlılık için Türkiye'nin tertemiz ölçümlere gereksinimi var.
Şunu da söyleyeyim, dikkatli olmazlarsa yeni TİAK'ın başına da aynı şeyler gelebilir. "Onun adamı, bunun adamı, bizden değil onlardan, onlardan değil bizden" gibi Türkiye'ye özgü sübjektif tartışmaları bırakıp biraz akademik uzmanlığa önem verirlerse Türkiye'deki bu tartışmaları bitirirler.
TV ölçümü pazarlama araştırmasıdır
Merakınızı gidermek için biraz teknik bilgi vereyim. Öncelikle TV izleme ölçümleri bir pazarlama araştırmasıdır. Herkes TV izleme ölçümü yapıp satabilir. İsteyen de alıp kullanabilir. Hiç kimse hiç kimseyi (devlet dahil, RTÜK dahil) ne bu tür araştırmaları yapmaktan ne de almaktan alıkoyabilir. Çünkü TC. Anayasası'nın 48'inci maddesi şöyle der:
Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsleri kurmak serbesttir.
Ama aynı maddede devletin bu özel teşebbüsleri düzenleyebileceğini de belirtir:
Devlet özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini sağlayacak önlemleri alır.
Dolayısıyla devlet bir şirketin TV ölçümü yapmasını engelleyemez ama RTÜK gibi kurumları eliyle bu şirketlerin doğru çalışmasını sağlayacak yasalar, yönetmelikler çıkarabilir. Ancak bu düzenlemeler yapılırken özel sektörün istekleri unutulmamalıdır. Çünkü araştırmanın parasını özel sektör öder.
Örneğin TRT bir yıl önce sistemden ayrıldı ve başka bir şirkete kendisini ölçtürüyor. İsteyen reklamveren gider bu veriye göre reklamını yayınlatır. Ancak Polonya ve Macaristan dışında tüm ülkelerde şu anda reklamverenler anlaşıp tek kaynaktan veri alma yolunu seçiyorlar.
Tek ölçüm birimi esas
Bunun nedeni de reklamın alınıp satılabildiği tek bir "ölçüm biriminin" olması, kafaların karışmaması. Reklamveren tek bir ölçüm sisteminden yana tavrını koyduğu için de kolay kolay başka şirketler araştırma yaptıramıyor. Çünkü bu araştırma maliyetli bir araştırma, cihazların kendini ispatlamış cihazlar olması gerekiyor. Bu ilk yatırım maliyetini artırıyor. 15 milyon TL'yi reklamverenlerle ya da kanallarla anlaşmadan kimse bu alana yatırmak istemiyor.
Peki TİAK nedir? Reklamverenlerin, TV kanallarının, medya planlama şirketlerinin, yapım şirketlerinin geldiğimiz noktada kusurları var mıdır? AGB ölçüm sistemi nasıl çalışır? Dışarıdan hanelere müdahale mümkün müdür? AGB yazılımına müdahale edilebilir mi? Sistem nasıl düzelir? Yeniden bu tür yolsuzluklar mümkün müdür? Sevdiğimiz diziler biter mi? En önemlisi de bu yolsuzluklar kimi ilgilendirir? Bu soruların yanıtlarını yarından başlayarak tek tek vereceğim.