"POAŞ'A CEZA VAR MIYMIŞ YOK MUYMUŞ?"!..FATİH ALTAYLI EMİN ÇÖLAŞAN'A NEDEN YÜKLENDİ?..

Yılbaşından hemen önce yazdık, "POAŞ'a 1.2 milyar YTL'lik vergi cezası geliyor" diye. POAŞ'çılar alelacele, tenisten gelip spor çantalarıyla basın toplantısı yaptı. "Yazılanlar yalan.Vergi cezası yok. Tam aksine biz Maliye'den para talep ediyoruz" dediler. Muktezalardan, Murtazalardan bahsettiler. Utanmadılar, bir de bana, SABAH gazetesine, yazarlarına "Bunlar yalan yazıyor" diye dava açtılar. Aradan çok değil, 3 ay kadar bir süre geçti. Maliye POAŞ'ın vergi kaçırdığını açıkladı ve "985.5 milyon YTL" ödeme emrini gönderdi.

Kimin yalancı olduğu da belgelenmiş oldu. Bu miktara "faizler dahil değil." Yani "vergi kaçakçılığı" 2001'den başladığı için, yıllara göre bu paraya bir de "gecikme faizi" uygulanacak. POAŞ şimdi ya yargı yoluna gidecek ya da uzlaşma. Yargıda kazanma olasılıklarını zayıf görüp, uzlaşmayı tercih etmeleri kuvvetle muhtemel. Cezayı ortadan kaldırsalar bile kaçırılan vergiyi ve faizlerini ödemek zorundalar.

Vergi uzmanları, bu miktarın 1.5 milyar YTL ya da 1 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor. Devlete ve millete bu miktarda paranın kazandırılmasında ve bir büyük kaçağın önlenmesinde katkımız olduğu için mutluyuz.

SPK karşılık ayırtacak mı?

Şimdi gözler SPK'da. POAŞ'ın vergi kaçırdığı ve büyük bir cezayla karşı karşıya olduğu haberleri, her nedense SPK tarafından yeterince ciddiye alınmamıştı. Alınsa, bu konuda hem Maliye'den, hem POAŞ'tan bilgi alıp, gerekeni yapmaları lazımdı. Yapmadılar.

Ama artık mızrak çuvaldan çıktı. Ortada büyük bir vergi borcu var. SPK'nın şimdi POAŞ'a dönüp, "Küçük yatırımcıların aldatılmaması için bu vergi borcu ve cezasına karşılık ayırmanız gerekir" demesi lazım. Bakalım diyecek mi? POAŞ'ın yabancı ortağı OMV "POAŞ karşılık ayırmayacak. Doğan Holding bize güvence verdi" demişti. O zaman en azından Doğan Holding'in karşılık ayırması lazım. Bakalım SPK bunu isteyecek mi?

Ve tabii İş Bankası. Kaçakçılığın yapıldığı dönemde İş Bankası da POAŞ'ın ortağı. Bu cezadan İş Bankası ne kadar sorumlu olacak

Pompacılar ve gazeteciler

Biz "Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçakçılığını" yazarken, POAŞ Grubu gazeteleri "Yok öyle bir şey" diye yazıyordu.

Emin Çölaşan bile bu kaçağı yazacağına "Bu kaçağın belgeleri nasıl sızar" diye soruyordu. Türk basınının mümtaz kalemlerinin hiçbiri bu konuya giremedi. İşte bu konuda bir okurdan gelen mail: "Sevgili Altaylı, siz POAŞ'ın vergi kaçakçılığını yazınca size inandım, ama kafamda bazı soru işaretleri de olmadı değil. Bu yüzden de her türlü yolsuzluğu yazan Necati Doğru'ya bir mail atıp bu konudaki düşüncelerini ve neden bu konuda yazı yazmadığını sordum.

Bana 'Bu konu kesin değil. Kesinleşince yazacağım' diye yuvarlak bir yanıt verdi. Önceki gün bu konu kesinleşti. Ama Necati Doğru yine tek kelime yazmadı. Acaba Vatan'ın, sizin deyiminizle 'POAŞ medya grubunun uydusu' olduğu iddiaları doğru mu diye düşünmeye başladım." Okur sorusunda haklı. Elbette onlardan bu konuda yazı yazmalarını beklemiyoruz. Ama hiç değilse, "doğru" yazanlara "Yalancı" diyerek kendilerini "pompacı" yapmasalar da gazeteci kalsalar...
http://www