PKK'YI ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI GİBİ GÖSTERİYORLAR!
Egemen Bağış, İstanbul'da basın mensupları ile AB Bakanlığı İstanbul Ofisi'nde bir araya gelirken Avrupa medyasına PKK eleştirisi yaptı.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bazı Avrupa medyalarında PKK’nın özgürlükleri için savaşan bir grup olarak gösterildiğini belirterek, "PKK, terörist örgütüdür. Avrupa ve Amerikalılar için El-Kaide ne anlama geliyorsa, PKK da benim ulusum için aynı şeyi ifade ediyor" dedi.
Bağış, İstanbul’da basın mensupları ile AB Bakanlığı İstanbul Ofisi’nde bir araya geldi.
Egemen Bağış, toplantıya katılan gazetecilerin sorularını yanıtlamadan önce yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Hakkari’deki saldırıdan ötürü büyük üzüntü duyduğunu ifade etti.
Terörizmin hiçbir limitinin, dininin, etniğinin olmadığının bir kez daha bu saldırıyla görüldüğünü ve terörizme karşı savaşın uluslararası düzeyde olması gerektiğini vurgulayan Bağış, bu nedenle bu büyük saldırı haberini aldıktan sonra ilk olarak Ankara’daki AB Komisyonu temsilcilerini aradığını, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da aralarında bulunduğu birçok ülkenin üzüntülerini belirttiklerini söyledi.
Terörizmle mücadelede gri çizgilere müsaade edilmemesi gerektiğini dile getiren Bağış, şunları kaydetti:
"Çünkü bir kez müsaade ettiğimizde, bilerek ya da bilmeyerek terörizme destek vermiş olursunuz. Avrupa ve Amerikalılar için El-Kaide ne anlama geliyorsa, PKK da benim ulusum için aynı şeyi ifade ediyor. PKK yalnızca Türkiye’nin düşmanı değildir, aynı zamanda Avrupa’nın da düşmanıdır. Çünkü PKK, benim halkımı mermilerle öldürüyor olabilir ama Avrupa gençliğini de uyuşturucu ile öldürüyor. Çünkü PKK, uyuşturucu ağı en geniş olan örgüt. O yüzden bunu birçok kez dile getirdim. Paris’in, Brüksel’in, Londra’nın güvenliği Şırnak’tan Hakkari’den başlar. Geçmişimizle ve geleceğimizle hep bir bütünüz. Terörle beraber savaşmalıyız."
"Haberlerinizde PKK’nın terör örgütü olduğunu belirtin"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki medya yöneticileriyle bir araya geldiğini anımsatan Bağış, medyadan, her ülkenin de yaptığı gibi terör konusunda hassasiyet göstermesini istediklerini ve bunun doğal bir istek olduğunu dile getirdi.
Aynı şeyi yabancı basın kuruluşlarından da beklediklerini ifade eden Bağış, "Çünkü bazı Avrupa medyalarında PKK,özgürlükleri için savaşan bir grup olarak gösteriliyor. PKK, terörist örgütüdür. AB’nin ve Amerika’nın terörist organizasyonlar listesinde bulunuyor. Sizden de haberlerinizde PKK’dan sözederken, ’terör örgütü’ olduğunu belirtmenizi rica ediyoruz" dedi.
Türkiye’nin daha da demokratikleşme adına halkı etnik kökeni, dini, dili, politik görüşlerine göre ayırmaksızın yoluna devam edeceğini anlatan Bağış, ülkenin aynı zamanda şiddete başvuranlarla da mücadele edeceğini vurguladı.
Demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü, daha iyi iş imkanları için savaşan birçok insanın Türkiye’yi örnek olarak gördüklerini anlatan Bağış, Türkiye’nin 1959 yılından beri AB gibi farklı bir yol haritası olması nedeniyle bu ülkelerden farklı olduğunu söyledi.
Türkiye’nin en kuvvetli yumuşak gücünün demokrasi olduğunu belirten Bağış, "Batıdaki ülkeler için ekonomik büyüme ve dinamizm açısından, doğudaki ülkeler için de insan hakları ve demokrasi açısından örnek teşkil etmeye devam
edeceğiz. O yüzden bazı dar görüşlü Avrupalı politikacılar, Türkiye’nin AB sürecine saldırmak istediklerinde aynı zamanda ’Arap Baharı’ndaki insanların hayallerine, motivasyonlarına, beklentilerine de saldırmış oluyorlar" dedi.
"Libya halkına zor günlerinde yardımcı olmamız gerekir"
Bağış, gazetelerde ve televizyon ekranlarında Muammer Kaddafi’nin resimlerinin yer aldığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1,5 yıl önce Başbakan Erdoğan ile birlikte Libya’ya gittiğimizde açılışta yaptığı 1,5 saatlik konuşmasını hatırlıyorum. IMF’nin, Dünya Bankası’nın ve büyük birçok uluslararası organizasyonun terörizmi desteklediğini belirtmişti. Avrupalı politikacıların yüzüne karşı hakaret etmişti, hiç kimse sesini bile çıkaramadı onun bu söylemlerine karşı. O gün Kaddafi, iki lidere nazik davranıyordu, bunlardan birisi Başbakan Erdoğan, diğeri ise Berlusconi idi. Hepimizin Libya halkına karşı sorumlulukları var. Biz inanıyoruz ki Libya’nın bütün doğal kaynakları halka aittir ve bu zor günlerinde onlara yardımcı olmamız gerekiyor."
"Komşunuzun evi yanıyorsa, onu söndürmeye yardımcı olmuyorsanız, o yangın sizin evinize de sıçrar" diyen Bağış, dolayısıyla yeni yangınların önlenmesi gerektiğini ifade etti.
Bağış, bölgedeki diğer yangınları söndürmek ve demokrasinin yayılması için Türkiye’nin elinden geleni yapacağını vurguladı.
2011 AB İlerleme Raporu
Geçen haftalarda yayınlanan 2011 AB İlerleme Raporu’na değinen Bağış, bu raporu yüzde 100 objektif olarak görmediğini, ancak tamamen yanlış olarak da yorumlamadığını söyledi.
Raporda, kendisinin de hemfikir olduğu veya farklı düşündüğü noktaların bulunduğunu dile getiren Bağış, "Raporda, Türkiye’deki güzel gelişmeleri göstermekte çok cimri olduklarını ama Türkiye’deki zorluklar konusunda bunun tam aksini düşündüklerini görüyoruz. Biz kendi dersimizi çiziyoruz. AB’deki dostlarımızla sürekli iletişim halindeyiz" dedi.
Türkiye’deki 80 üniversite bünyesindeki enstitüden bu raporu değerlendirmelerini istediklerini anlatan Bağış, enstitülerin bütün bu fikirlerini de komisyonla paylaşacaklarını belirtti. Türkiye’nin 1959 yılından bugüne ekonomik, sosyal ve eğitim alanlarındaki gelişme süreci hakkında bilgi veren Bağış, Türkiye’nin bugün Avrupa’nın en hızlı gelişen ekonomisi olduğunu kaydetti. Türkiye’nin her geçen gün AB’ye ihtiyacının azaldığını, AB’nin de Türkiye’ye olan ihtiyacının her geçen gün arttığını, dolayısıyla ortak bir noktada buluşulacağını ifade eden Bağış, "Ben yaptığım şeye inanıyorum.
Türkiye’yi ve AB’yi yakınlaştırmanın doğru bir iş olduğuna inanıyorum. AB üyelik sürecinde Türkiye’nin ve Avrupa’nın birçok kazancı olduğuna inanıyorum. Biz reformlarımızı yapmaya devam edeceğiz. Ben hiçbir zaman Türkiye’nin mükemmel olduğunu söylemedim ama her zaman şunu söyledim ki Türkiye mükemmele doğru gidiyor ve her geçen gün Türkiye daha demokratikleşiyor, şeffaflaşıyor, daha zengin, güçlü, kendine güvenen bir konuma geliyor" şeklinde konuştu.
AB Bakanlığını, Türkiye’nin reform mutfağı olarak nitelendirdiklerini dile getiren Bağış, ihtiyaç olan reformları hazırlayıp Bakanlar Kuruluna sunduklarını, kararın alınmasının ardından reformların hayata geçirildiğini söyledi.