"PKK CUMHURİYETİ KURULDU!" EMRE USLU'DAN ŞOK SURİYE YORUMU!
Suriye'de ne mi oluyor? Taraf yazarı Uslu yazdı.
Suriye'nin kuzeyinde Kürtler'in ağırlıkla yaşadığı bölgelerin Esad kontrolünden çıkması ve PKK'nın bölgede aktif rol oynamaya başlamasını analiz eden Taraf Gazetesi yazarı Emre Uslu, 'PKK Cumhuriyeti kuruldu, 'hayırlı olsun'' diye yazdı.
İşte Taraf yazarının bugünkü o dikkat çekici yazısı
PKK Suriye'de bir devlet kuruyor. Kürt bölgesinde Demokratik Özerklik ilan edip yönetimi Kent Konseylerine devrettiklerini duyurdular.
PKK SURİYE'DEKİ BÖLGEYİ SAVAŞ ÜSSÜNE
ÇEVİRECEK
Temelde, Kürtlerin veya PKK'nın bağımsız
bölge kurmasına itirazım yok. Eğer barış getirecekse, PKK
militanlarını orada görevlendirip Türkiye'deki savaşı durduracaksa
bu iyi de olabilir. Ancak PKK böyle düşünmüyor. PKK bizzat
Suriye'deki bölgeyi savaş üssüne çevirip artık savaşı buradan
sürdürecek. Bunu da bizzat PKK 4. Stratejik Hamle diye duyurduğu
strateji metinlerinde 2010 yılından ilan
etmişti.
KALKAN VE BAYIK HAKLI ÇIKTI
Geçen yıl 14
temmuzda Silvan saldırısıyla yıkılan barış sürecinin ana nedeni de
buydu. Duran Kalkan ve Cemil Bayık, Suriye'de belirsizlik varken
barış görüşmesi yapmamalıyız. Suriye'deki kazanımlara
odaklanmalıyız sonra Türkiye ile savaşı buradan daha fazla
derinleştirebiliriz şeklinde açıkça yazmışlardı. Suriye'deki
gelişmeler Kalkan ve Bayık'ı haklı çıkardı.
VE PKK CUMHURİYETİ KURULDU
PKK barış
istemiyor, müzakere diye sizi oyalıyor Suriye'deki kazanımlara
odaklanıyor yazdıkça savaş lordu ilan edildim. Geldiğimiz noktada
Ankara'daki dar görüşlü siyaset, müzakereci kafa, Erdoğan'ın
çevresini saran egoist ve kibirli yapının ortak katkılarıyla PKK
Cumhuriyeti kurulmuştur.
Süreci şöyle özetleyebiliriz:
1) Ahmet Davutoğlu'nun "vizyoner" dış politika diye tanımladığı politika yaklaşımıyla, yanlış hesap sonucu Esed'in, tıpkı diğer Arap diktatörleri gibi, erkenden devrilebileceği düşünülerek Esed'e karşı erken çıkış yapılmıştır. Dünyada hiçbir ülke Esed gitsin demeden Türkiye, Esed gitsin diyerek Esed'i düşmanlaştırmıştır.
DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR
Esad'da
iktidarda dayandığı uzun süre boyunca düşmanımın düşmanı dostumdur
düşüncesiyle PKK'ya alan açmıştır. Esed iktidarda kalma süresi
uzadıkça PKK güçlenmiş ve bu gün PKK Cumhuriyeti'ni kurma noktasına
gelmiştir.
Türkiye'nin Esed gitmezse şeklinde bir B Planı olmadığından PKK, Esed'in himayesinde bir devlet kurarken Türkiye şaşkın ördek gibi gelişmeleri seyretmiştir. Bu da PKK'ya büyük avantaj sağlamış ve PKK Türkiye'nin siyasetinden daha öngörülü bir stratejiyle Suriye'ye yerleşmiş ve Esed'le birlikte hareket edip mevzi kazanmış, Esed'in sonu yaklaşırken de çıkış yapıp Kürt bölgesini kontrol altına almıştır. Bu bakımdan PKK Cumhuriyeti'nin kuruluşunda birinci dereceden sorumlu dış politikada yapılan yanlış hesap ve B Planı'nın olmamasıdır.
2) PKK Ağustos 2010'da 4. Stratejik Dönem'e geçtiklerini duyurdu. Haziran 2011'de yayınladığı strateji metinlerinde de PKK, Suriye denklemine özellikle vurgu yapıyor ve Şii-Kürt ekseninin PKK açısından en büyük kazanım olacağı belirtiliyordu.
PKK KENDİNİ YENİDEN KONUMLANDIRDI
Bu noktada
PKK kendini yeniden konumladı, 2009'dan beri olgunlaşan PKK barış
sürecini bir oyalama taktiği olarak değerlendirip Arap Baharı ve
Suriye'deki gelişmeleri beklemek için zemin yokladı.
Bu süreçte MİT, PKK'nın bu stratejisini yanlış okuyarak onun bu hamlesini engellemek için onunla mücadele etmesi gerekirken müzakere başlatıp PKK'ya fırsat alanı yarattı. Hatta bizzat Öcalan ile PKK yönetimi arasında 20 mektubun taşıyıcılığını yaparak Öcalan'ın süreçte etkin rol almasını sağladı ve PKK'nın yeni döneme stratejik aklının oluşmasında aktif katkı sundu. Böylece PKK Cumhuriyeti'nin fikrî temellerinin atıldığı 4. Stratejik Hamle'nin startını MİT verdi. Dolaysısıyla PKK Cumhuriyeti'nin ilk harcını MİT, bilerek veya korkunç bir öngörüsüzlükle, kendi elleriyle atmış oldu.
BAŞBAKAN YANLIŞ BİLGİLENDİRİLDİ
3) PKK ile
yanlış müzakereler yürütülerek ve kamuoyu ile Başbakan yanlış
bilgilendirilerek PKK Cumhuriyeti'nin kurulmasına katkı
sağlanmıştır. Ankara'da Beşir Atalay'ın ekibi dışında, Başbakan'ı
dışarıdan bilgilendiren kim varsa önü kesilmiş ve Başbakan'a
alternatif fikirlerin akması önlenmiştir. Örneğin Başbakan'la
doğrudan iletişimi olan Kamu Güvenliği Müsteşarı, İstihbarat Daire
Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul İstihbarat Müdürü Ali Fuat
Yılmazer görevden alınarak, istifaya zorlanarak alternatif bilgi
kaynaklarının önü kapatılmıştır.
Müzakereci fikirlere kim itiraz ediyorsa medya üzerinden itibarsızlaştırılarak tam bir karartma kampanyası uygulanmıştır. Böylece PKK'nın amacının müzakere olmadığı, oyalama olduğu gerek siyasilere gerekse kamuoyuna aktarılamamıştır. Hükümet medyası da, hükümete yakın bazı müzakereci aydınlar da bu karartmada etkin rol oynamıştır.
ANA SORUMLULUK ATALAY'DADIR
Dolayısıyla PKK
Cumhuriyeti'nin kurulmasında ana sorumluluk Beşir Atalay ve
ekibinin omzundadır. Tarih bunu görecektir.
4) PKK Cumhuriyeti'nin kurulmasında en kritik destek MİT'in yanlış bilgi vermesiyle yapılan Uludere faciasıyla verilmiştir. Uludere operasyonuyla PKK'nın belini kıracak ve etkisizleştirecek, en azından Suriye'de devlet kurmak için PKK'ya fırsat vermeyecek operasyonlar durdurularak, PKK'nın rahat nefes alması sağlanmıştır. Uludere faciasından sonra PKK'ya karşı çok etkili nokta operasyonlar bıçak gibi kesilmiştir. PKK'da böylece 2000 militanını Suriye'ye gönderip orada devlet kurulması sürecini başlatmıştır.
5) PKK Suriye'de devlet kurmakla meşgulken, Ankara, Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırarak KCK sanıklarını serbest bırakıp 2. Müzakere Süreci'ni başlatmakla meşgul. Sanırım Ankara, "KCK'lıları serbest bırakıp, hatta Öcalan'ı ev hapsine alırsam, PKK kurduğu cumhuriyetten vazgeçip silahları bırakır" diye düşünüyor.
ISRARLA YAZDIM DİNLETEMEDİM
6) Bu süreçte,
müzakereci yaklaşımın bir yanlıma olduğunu, PKK'nın barış
istemediğini, Suriye'de önünü görmek için müzakereleri bir oyalama
aracı olarak kullandığını ısrarla yazdım ama dinletemedim. Aksine,
itibarsızlaştırma kampanyasına maruz kaldım. Güvenlikçi anlayışıyla
barış sürecini tıkadığımız söylendi, "savaş lordu" ilan edildik,
"zibidi" dediler, "aptal" dediler. Bana bunları söyleyen müzakereci
aydınlar, AKP yöneticileri ve AKP medyası PKK Cumhuriyeti'nin
kuruluş günü şampanyasını patlatmak için davetiye bekliyordur
sanırım.
ANKARA'YA GEÇMİŞ OLSUN
Özetle Ankara, (bazı
etkili) siyasetçisi, hariciyesi, MİT'i ve aydınıyla, hep birlikte,
kendi elleriyle PKK'ya bir cumhuriyet kurdurmuştur. PKK'ya hayırlı
olsun Ankara'ya geçmiş olsun.