10 Eki 2009 10:14 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:53

"PİSLİK GAZETECİ KENDİSİNİ TEHDİT ETTİĞİNİ SÖYLEDİĞİ MEDYA PATRONUNUN YANINA SIĞINIP DELİKANLIYIM AYAKLARINA YATANA DENİR!.." MEHMET Y.YILMAZ'DAN SERT ÇIKIŞ!..

Mehmet Y. Yılmaz, Yavuz Semerci ve Fatih Altaylı'ya geçmişte yaşadıkları ve birbirleri hakkında yazdıkları yazıları hatırlatarak sert bir dille yanıt verdi.

`Pislik gazeteci tanımı´



BAŞLIK bana ait değil. Haber Türk yazarlarından Yavuz Semerci´nin daha önce yazdığı bir yazının başlığı bu.

Semerci o yazısında, şu anda yazdığı gazetenin Genel Yayın Müdürü olan Fatih Altaylı´nın yazdığı bir yazıya yanıt veriyor.


Kısaca o günlere dönelim.


Fatih Altaylı, Sabah Gazetesi´nin başında iken 21 Ekim 2006 tarihinde "bir gazetecinin bir medya patronunu arayarak yanında çalışmak istediğini ve 180 bin dolar da para istediğini" yazdı.


İddiaya göre gazeteci şöyle diyordu: "Bizim gazeteye sizin grup aleyhine yayın yapmamız için baskı yapılıyor. Ben gerçekleri bildiğim için bunun parçası olmak istemiyorum."


Altaylı, bunun "şantaj amaçlı bir girişim" olduğunu da yazdı.


"23 yıldır Babıâli´deyim, böyle bir rezalet, böylesine satışa çıkarılmış bir yazı ve yazar görmedim" dedi.


Ertesi gün, 22 Ekim 2006´da Yavuz Semerci, Vatan´da bu iddianın yanıtını "pislik gazeteci tanımı" başlığı ile yazdığı yazıyla verdi.


"Örneğin pislik gazeteci kime denir? Pislik gazeteci `kendisini tehdit ettiğini´ söylediği medya patronunun yanına sığınıp, sonra da `delikanlıyım´ ayaklarına yatana denir. Bir zamanlar `Arsızlık abidesi´ diye tanımladığı kişiye `hizmet´ verene denir. Yalan haber yazana denir. Pislik gazeteci, `parasının kaynağı karanlık´ diye belgesiz çamur attığı işadamının yanına park edip, bu kez onun ticari çıkarlarını korumak için kalemini silah gibi kullanan kişilere denir."


Şimdi bu iki arkadaş Haber Türk´te kafa kafaya vermişler, bize sallıyorlar!


İkisinin de aynı patronun ve aynı siyasetçinin özgür basını yok etme planının arkasında saf tuttuğuna bakacak olursak, patronun da siyasetçinin de geleceği çok parlak değil!

Mehmet Yılmaz/Hürriyet