26 Mayıs 2018 00:12 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 01:00

"Peygamberler ve Sahabeler Kenti Diyarbakır’ın Fethi" etkinliği

- Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde "Peygamberler ve Sahabeler Kenti Diyarbakır’ın Fethi" etkinliği gerçekleştirildi- Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen:- "Kudüs İslam'ın şehri olmasın diye İsrail'in başkenti ilan edildi. Buna direnen Gazze'deki kardeşlerimizden onlarcası şehit...

DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde "Peygamberler ve Sahabeler Kenti Diyarbakır’ın Fethi" etkinliği düzenlendi.

Diyarbakır Fetih Platformu tarafından İslam'ın 5. Harem-i Şerif'i olarak kabul edilen Ulu Cami’nin bahçesinde verilen iftara 4 bine yakın kişi katıldı.

Akşam namazının ardından Ulu Cami içerisinde yapılan etkinlik Kur'an-ı Kerim tilavetinin okunmasıyla başladı. Diyarbakır'ın fethiyle ilgili Kürtçe ve Türkçe ilahiler seslendirildi. Diyarbakır Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, bir selamlama konuşması yaptı.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen ise yaptığı konuşmada, sahabeler ve peygamberler şehri olan Diyarbakır’da bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi.

Selahaddin Eyyubi’nin torunlarının yanında Kudüs’u konuşmanın daha anlamlı olduğun söyleyen İşliyen, "Kudüs İslam'ın şehri olmasın diye İsrail'in başkenti ilan edildi. Buna direnen Gazze'deki kardeşlerimizden onlarcası şehit edildi. Küresel dünya başımızı eziyor. Başımızı kaldırmaya izin vermiyor" dedi.

"Kenetlenmeyi başaramazsak, içimizde yek vücut olamazsak, sahabenin emanetini taşımakta zorlanacağız" diyen İşliyen, "Tek bir vücut haline gelmeliyiz. Bu ümmet hakkında, bu bölge hakkında plan kuranların palanlarını heveslerinin kursaklarında kalması bizim ümmet olmayı başarmamıza bağlı. Sahabenin muvaffakiyetinin temelinde bu var." ifadelerini kullandı.

Müslümanları yine Müslümanlarla zayıflatarak Mescidi Aksa'nın ellerinden alınmaya çalışıldığını belirten İşliyen, şunları dile getirdi:

"Hamas diyerek Filistin Kurtuluş Örgütü diyerek, birbirimize düşürüyorlar. Bir taraftan Özgür Suriye Ordusu diyerek, bir taraftan DAEŞ diyerek, bir taraftan Haşdi Şabi Şiileri diyerek, bir taraftan mezhebi kaşıyarak, bir taraftan etnik kimlikleri, Kürtleri bir taraftan, Türkmenleri bir taraftan, Arapları bir taraftan. Peygamberimiz bize böyle öğretmemişti."

Diyarbakır'ın peygamberler ve sahabeler şehri olduğunun kaydeden İşliyen, "Diyarbekir denilince aklımıza peygamberler geliyor. Burayı peygamber şehri diye tanımıyorlar. Biz yeterince buraya anlatmadığımız için, yeteri kadara kendimizden bahsetmediğimizden dolayı Diyarbekir denilince elinde polis panzerine taş atan çocuklar geliyor. Hak etmiyoruz bu görüntüyü biz. Hak etmiyorsunuz bu görüntüyü." diye konuştu.

Çocuklarının yüreğine girmenin anne ve babalarının görevi olduğunu aktaran İşliyen, şöyle devam etti:

"Anne ve babaların çocuklarına 'yavrum sana başka bir şey değil, sana Selahaddin Eyyubi olmak yakışır. Medine'den kalkıp bu şehir Müslüman olsun diye gelen Süleyman Bin Halid olmak yakışır' demeli. Ne yapıyorsun diye evladını bu bilinçle, bu terbiyeyle yetiştirmeli Diyarbakır'ın anneleri, babaları. Bundan sonra öyle bir karar vermeliyiz ki, Diyarbakır denilince akla karpuz falan gelmemeli. Diyarbakır denilince akla şiddet ve terör gelmemeli. Diyarbakır denilince akla Sahabe-i Kiram gelmeli. Diyarbakır denilince sahabe gibi yaşayan, Muaz gibi yürüyen, Musab gibi davet peşine koşan Diyarbakır’ın güzel gençleri gelmeli."

Konuşmaların ve duaların ardından teravih namazı kılındı. Namaz sonrası çekilen kura sonucunda 21 kişi umreye gitmeye, 21 kişi de çeyrek altın almaya hak kazandı.