"ARKAMI DÖNÜYORUM, 'ALLAH BELANI VERSİN' DİYORLAR"
17 yaşında Kıbrıs'taki güzellik yarışmasına katılıyorsun, ardından dizi oyunculuğu, sunuculuk, şarkıcılık geliyor... Hayatın bir film olsa türü ne olurdu?
Dram, korku, komedi... Tek bir film olmazdı hayatım zaten, ancak dörtlü bir seri falan yapılabilirdi. Sen 17 yaşında ilk işim neydi biliyor musun?
Neydi?
İstanbul'da araba fuarları vardır ya, 15 dakika mankenler gelip poz verirler... Ben sabahtan akşama kadar orada hosteslik yapıyordum. Ayaklarım su toplardı, evde annemle ayaklarımı tuzlu suya koyardık. Zaten annemle yaşıyordum.
Nasıl bir evdi?
Evde bir halı, bir yer yatağı vardı.
Anne-baban ne zaman ayrılmış?
3 yaşımdayken. Çok genç yaşta da babam akciğer kanserinden vefat etti. Ben annemle kaldım, erkek kardeşim baba tarafında kaldı. Benim biraz erkek ruhum var. Karşında yapma bebek gibi durabilirim ama aileyi geçindiren bendim. Üniversite okuyamadım, birçok arkadaşımıza her fırsatım olduğunda burs verdim, onlar benim en büyük gururlarım oldular.
Oysa biz seni hep dans eden, eğlenen kız sanırdık...
Yok, ben sabır çekmeyi çok erken yaşta öğrendim. Baba olmayınca... Mekânı cennet olsun, şimdi konuşmak da olmaz... İşleri yoğundu, görüşemiyorduk diyelim. Ben hem kız hem erkek evlat gibi kendimi büyüttüm. Zoru başardım, kendimle gurur duyuyorum. Anka kuşu gibiyim, küllerimden doğdum. Şimdi oğlum Aslan uyurken onu izliyorum ve 'Senin çok güçlü bir annen var, arkandayım dağ gibi' diyorum. Bu şarkılarım arasında 'Büyük Ustam' diye de bir parçam var. Dinlediğimde ağladım ve ağlayarak oğluma okudum o şarkıyı da...