30 Eki 2010 12:32 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:45

''PES YANİ! YAPMAYIN ALLAH AŞKINA!'' BALÇİÇEK İLTER'İ MESLEKTAŞLARININ HANGİ TALEBİ İSYAN ETTİRDİ? (MEDYARADAR - ÖZEL)

Balçiçek İlter, İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Serap Yazıcı'nın yaşam öyküsünü köşesine taşırken meslektaşlarına da bir not bıraktı..

Balçiçek İlter Habertürk’te konuk ettiği Serap Yazıcı’nın yaşam öyküsünü köşesine taşırken meslektaşlarına da bir not bıraktı..

İşte Balçiçek İlter’in yazısından önemli bir bölüm ve meslektaşlarına bıraktığı "Çok özel" not:

Bu kadın niye gözlük takıyor?

O konuştu, mailler birbiri ardına yağmaya başladı…
Nasıl şekilci, nasıl önyargılı, nasıl dış görünüş meraklısı insanlarız…
Siz, ben, o, hepimiz…
Aklımız fikrimiz gördüğümüzle ilgili…
Oysa işin gerçeği göremediklerimizde değil mi?
Prof. Dr. Serap Yazıcı’yı ikinci kez Karşıt Görüş’te ağırladım. Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden… Uzmanlık alanı Anayasa… Fikirlerine değer verdiğim, tespitlerini, konuşma tarzını beğendiğim bir isim. Üstelik tartışma adabına sadık kalanlardan… O ve Yarsav Kurucu Başkanı Eminağaoğlu canlı yayında hararetli bir şekilde tartıştıkça mail sayısı artmaya başladı.
Maillerin çoğunluğundaki sorular ve yorumlar şöyleydi:
-Bu kadın niye siyah gözlük takıyor, izleyiciye saygısı yok mu?
-Bu gözlüklü kadın, ışıklardan mı rahatsız oluyor? Biz de onun gözlüklerinden rahatsız oluyoruz.
-Önce gözlüklerini çıkarsın da öyle konuşsun…
-Serap Hanım güzel yorumlar yapıyor ama o gözlük saygısızlık bize…
Daha hakaret içerenleri, şuursuzları da var tabii…
Bir ara öylesine öfkelendim ki kısa bir ara verip Serap Hanım’a sordum.
“Gözlerinizin görmediğini ve bu yüzden gözlük taktığınızı canlı yayında söyleyebilirim miyim?”
Kocaman bir “Hayır!” aldım. Nazik bir gülümseme eşliğinde…
“O benim özelim. Üstelik bu tartışmayla ilgisini bir türlü anlayamadım. Hak hukuk, adalet konuşuyoruz, insanlar benim gözlüğümle mi ilgileniyor? Ayrıca gözlerim görüyor olsa niye böyle bir gözlükle çıkmayı tercih edeyim?”
Nasıl içten, nasıl olması gereken, nasıl insanca bir cevap değil mi?
X
Gözlerinin görmediğini açıklamadık… Yayın devam etti. Mailler patladı. Çoğunluğu gözlükle ilgili tabii… En sonunda annem taa Orlando’dan aynı yönde bir mesaj atınca bütün sinirimi ondan çıkardım. “Anne pes yani, gözleri görmüyor!” Dakikasına cevap geldi.
“Şu anda burada kahroldum, nasıl böyle bir yorum yaparım ben?”
Sahi nasıl yaparız böyle yorum? Niye basiretimiz bağlanır? Niye aslında kendimize bile yakıştıramadığımız tavırlar içine gireriz?
Serap Yazıcı hayata karşı duran kadınlardan…
13 yaşında babasının kullandığı bir arabada kaza geçiriyor.
O kaza ondan iki değerini, iki kıymetlisini alıp götürüyor…
Gözlerini ve annesini…
Sevgili Nuriye’nin (Akman) yaptığı bir röportajında bakın ne diyor:
“Bunun izahı zor. Ben izah edemiyorum. Yaşadığım tecrübelerden şunu görüyorum ki insanlar çok ilerlemiş yaşlardaki kayıplarla daha zor başa çıkabiliyorlar. Daha küçük yaştakilerle belki başa çıkmak o kadar zor değil. Ben bu kayıpları yaşadığım yaş bakımından şanslıydım. Çok ortalama bir yaş. Bu kendiliğinden gelişen bir seçimdi benim için. İsyan etmek ve sürekli mutsuz olmak mı, kabul etmek ve o şartlara uygun bir mücadele vererek, ayakta kalıp mutlu olmak mı? Bunu şu anda izah ettiğim şekilde net bir muhakeme ile yapmadım. Belki bir iç güdüydü… Ama böyle bir temeli vardı. Ben hiç isyan etmedim. Bunun bir kader olduğunu düşündüm.”
Öylesine kuyruğu dik tutan kadınlardan olan Serap Yazıcı kocaman ve koyu gözlüklerini saklanmak için takmıyor üstelik… Sadece aksesuar niyetine kullanıyor. Ve siz sevgili izleyici, böyle bir kadın için ne mailler atıyorsunuz.
Bazen size olan bütün inancım azalıyor, hatta yitip gidiyor.
Keşke sadece Serap Yazıcı kadar hayatı görebilsek, hissedebilsek…
Onun mu gözleri görmüyor yoksa bizimkiler mi kör…
Orası da ayrı bir yazı konusu…

Not: Yazıcı “Özelim” dedi ve gözlerinin durumunu bir tartışma programında açıklamak istemedi… Özelim demişken, meslektaşlarıma sesleniyorum. Lütfen beni röportaj için artık aramayın, araya tanıdıkları falan da koymayın. Sevgili arkadaşlar 15 yıllık beraberliğim süresince ne zaman evliliğimi anlattığımı gördünüz ki, boşanmamı anlatayım? Yapmayın Allah aşkına… Herkes her şeyini sermek zorunda mı kamuoyuna? En son Vogue Dergisi’nden “Yüzleşme” bölümü için aranınca “Pes!” dedim, Zorunlu bir açıklamadır yani… Darılmaca kırılmaca yok!

MEDYARADAR - ÖZEL