PERİHAN MAĞDEN'E 2 AYRI DAVADAN BERAAT KARARI VERİLDİ
Perihan Mağden,rahip Andrea Santaro´nun öldürülmesi olayının sanığı "O.A. ile babasına hakaret ettiği" ve "Pınar Selek Kimdir?" başlıklı yazısında "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçunu işlediği gerekçesiyle yargılandığı 2 davadan beraat etti.
Gazeteci-yazar Perihan Mağden, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, Sancta Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santaro´nun öldürülmesi olayının sanığı "O.A. ile babasına hakaret ettiği" iddiasıyla açılan davanın duruşmasında hazır bulundu.
Mağden, duruşmada yaptığı savunmada "Kurtlar Vadisi" adlı dizinin televizyonda gösterildiği dönemde gazetelerin 3. sayfalarında "Kurtlar Vadisi tipi cinayet" tabirlerinin kullanılmaya başlandığını dile getirdi.
Bir köşe yazarı olarak böylesine toplumsal fenomen halini almış bir diziyle ilgili eleştirilerini ifade etmemesinin saçma bir durum olacağını savunan Mağden, "Yazımın içeriği, görev tanımım içinde değerlendirilmedir. Eleştiri niteliğindedir. Hakaret yoktur" dedi.
Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet savcısı, Trabzon´da işlenen cinayetle ilgili basında birden çok haber yayınlandığını ve bu olaya kamuoyunun ilgisinin yüksek olduğunu belirtti.
Mağden´in yazdığı "İki karılı Hırt babaların 16 yaşındaki çocukları, takır takır hayalet silahları ile rahip öldürüyor. Sağolasın ilham kurtları. Sağolasın kurtlar, pardon hırtlar" ifadelerinin müştekilere hakaret kastıyla yazılmadığını söyleyen savcı, "hırt" kelimesinin anlamı itibarıyla hakaret içermediğini ve "kaba saba" anlamına geldiğini bildirdi.
Cumhuriyet savcısı, bütün bu gerekçelerle unsurları oluşmayan atılı suçtan Perihan Mağden´in beraatına karar verilmesini istedi.
Davayı karara bağlayan hakim, 16 yaşındaki çocuğun "Kurtlar Vadisi" dizisinden etkilendiği şeklinde basında haberler çıktığına işaret ederek, sanık Mağden´in "Kurtlar Vadisi, Hırtlar Vadisi" yazısında günlük bir olayı eleştirdiğini bildirdi.
"Hırt" kelimesinin "kaba saba" anlamına geldiğini, yazının bütün olarak incelendiğinde içeriğinin ağır eleştiri mahiyetinde olduğunu, televizyon dizilerini eleştirdiğini belirten hakim, "hakaret suçunun unsurları oluşmadığı" gerekçesiyle Perihan Mağden´in beraatına karar verdi.
Bu dava kapsamında Mağden´in, TCK´nın 125. maddesi uyarınca "Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak" suçundan 3 ile 2 yıl arasında hapis ve para cezasına çarptırılması isteniyordu.
İKİNCİ BERAAT
Aynı mahkemede daha sonra, Mağden hakkında "Pınar Selek Kimdir?" başlıklı yazısında "adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçunu işlediği gerekçesiyle açılan davanın duruşmasına geçildi.
Mağden, bu dava kapsamında verdiği ifadede, Türk hukuk sisteminde büyük bir tıkanıklık olduğunu ileri sürerek, davaların sonuçlanmasının genel olarak çok uzun zaman aldığını savundu.
Pınar Selek´in dava sürecinde tanıştığı ve çok etkilendiği bir ahbabı olduğunu anlatan Mağden, "Yazmak işimin bir parçası. İşi kanaat bildirme olan köşe yazarlarının bu konuda herhangi bir şey yazmaması söz konusu olamazdı.
Yazımın yargıyı etkilemesi de söz konusu değildir. Pınar Selek, zaten 8 yıl süren o davadan beraat etmiştir" diye konuştu.
Esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık Perihan Mağden´in yazdığı yazının hakim ve savcıları etkilemesinin söz konusu olmadığını ifade ederek, suç unsurları oluşmadığı için sanığın beraatına karar verilmesini istedi.
Davayı karara bağlayan hakim, Mağden´in "Pınar Selek Kimdir?" başlıklı yazısında Türk