22 Kas 2008 15:55 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:24

PERİHAN MAĞDEN'DEN İBRAHİM TATLISES'İ ÇILDIRTACAK BİR YAZI!..

Perihan Mağden yine çok konuşulacak bir yazıya imza attı. Bu yazıyı gören İbrahim Tatlıses'in öfkeden köpüreceği kesin!...

Falsetto!


Falsetto: Normalden çok daha yukarılara tırmandırılmış bir sesle, yapay bir şarkı söyleme biçimi.
Erkek şarkıcıların tiz tonlara tırmana tırmana şarkı söylemeleri, biliyorsunuz yurdumuzda feci beğeniliyor.
İbrahim Tatlıses çok yukarılara tırmanabildiği için Bazı Bilenler tarafından `dünya çapında bir yorumcu´ diye, yorumlanıyor.
Ama: Bazı Bilenler dünya ölçeğinde bir halt´tan anlamadıkları için, İbrahim Tatlıses on yıllardır gazlandığı kadar iyi bir şarkıcı mıdır; bilemeyeceğim. Ve fakat gerek ruhsal, gerek görüntüsel olarak beni ağır müşteki eden bir zat olduğu, muhakkak.
Yani `falsetto´ harikulade isabetli tanımlaması Şarkı Dünyamız´da tam kimler için kullanılır; müzikten zerre kadar anlamadığım için- bilemeyeceğim.
Ama pek çok rockpop şarkıcımız, şarkılarını sesleri kıçlarından geliyormuş gibi söylüyorlar. Ve BU makbul bir durum. Buralarda. `Keçinin bol olduğu diyorlarda: falsetto. Falsetto.´
Şarkı Dünyamız´dan Şark Dünyamız´a gelir isek: CHP´nin türbanlı ve hatta karaçarşaflı üye açılımı için `falsetto´ kelimesinden daha iyi bir kelime, düşünemiyorum. (Haftaya düşünürsem, yazarım.)
Evet onlar `iyi niyetli´ başı bağlılar: Çocuklarının kafasını örtüyor ya da örtmüyorlar. (Zira yerinde incelenmedi durumları.) Ve fakat Atatürk Temel İlkeleri´ne ve Laikçiliğe karşı çıkmıyorlar.
Bu nitelikler de onları Cici Türbanlılar yapıyor. Üniversiteye gitmek isteyen Türbanlılar çok Hain Emelli Türbanlılar. O nedenle CHP kabullenemedi onların hain emellerini. Giremediler işte YÖK´ün aslan heykelli bahçesinden içeri.
CHP´ye girdiler. Zira; Falsetto Baykal okuma yaptı. (Halk Arasında: mind reading).
Mind Freak mi ne diye bir şov var. Bu arada hepten mindfreak´leşti Baykal. Ama hiçbir şey fark etmiyor. Artık Baykal, ister vizyoner İstanbul İl Başkanı sayesinde/yüzünden İftar Çadırı´nda hatim indirsin, ister bayrağını, pardon mayosunu başına geçirip Kızıl Deniz´i kat etsin- Hiçbir şey fark etmiyor. Etmiyor.
Falsetto. Falsetto: Bu Şarkı´nın dinlenebilirliği kalmadı.
Aynı şey falsetto üslubuyla "Ham meyveyi kopardılar dalından/Beni ayırdılar nazlı yarimden oy oyyyy" türküsünü söylememek için-
Demokrasiyle imtihanını, bir `Armut Piş: Ağzıma Düş´ rüyasına çevirmiş bulunan Saygın Başbakanımız için de geçerli.
Meyvenin olgunlaşmadan koparılmaması üstüne çok anlamkâr laflar etti hani, geçenlerde.
Üniversitede Türban meyvesi diyelim henüz olgunlaşmamıştı. Koparmaya kalktı.
N´oldu? Kendisine (partisine yani) Kapatma Davası olarak döndü.
Bu yüzden de Yeni (Tam Demokratik) Anayasa gibi haddinden fazla ham meyveleri
asla koparmaya kalkmayacak.
Ağzı yandı.
Çok sessiz, sakin, yavaş, tedbirli adımlar atacak. Askeriyesi´nin bir dediğini iki etmeyecek ki; `Onu ayırmasınlar nazlı yarinden´, yani iktidarından. Yani başbakanlık koltuğundan. Yani Türkiye´yi idare etmekteki müthiş becerisinden.
Cumhurbaşkanımız Gül de olgunlaşmamış meyvelere uzanmamamız konusunda, bir
ders veriyor.
Hakkâri´den gelenlerle görüşürken: "Demokrasi gelişecektir" diyor. "Burada söyleyemeyeceğim şeyleri de düşünüyorum. HATTA sizin de bana söylemek isteyip söylemediğiniz şeyleri biliyorum ve size katılıyorum. Bu sorunun çözümü süreç işidir" diye
devam ediyor.
SÜREÇ İŞİDİR hakikaten: meyvenin olgunlaşıp olgunlaşmaması işidir. Meyve (diyelim Atasözlerindeki Armut) olgunlaşıp/adeta pişip AK Parti´nin ağzına düşünceye kadar; Kürt Meselesi´ni de, diğer Demokratikleşme Meselelerimizi de bir sürece yaymak gerekir. Sürece Yayma Rafı´na kaldırmak gerekir.
Şarkıları, falsetto söylemek gerekir. Seslerimizi mümkün olduğunca (arzu edildiğince) yukarı tonlara tırmandırarak.
Zira: Status Quo öyle duymak istiyor şarkıları/türküleri/ marşları. Normal ve doğal bir sesle/akışkanlıkla/gidişatla söylenmesini istemiyor.
Böyle yapay bir şekilde söylemeye/söylenmeye devam edelim. Derelerin yukarı akması gibi: Zamana karşı gelelim.
Demokratikleşmeyelim, daha fazla özgürleşmeyelim.
Ak