18 Mayıs 2012 11:17 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:40

PERDE BÖYLE KAPANACAK! İŞTE AK PARTİ'NİN DEVLET TİYATROLARI PLANI!

Radikal, Başbakanlık ve Kültür Bakanlığı'nın iki koldan yürüttüğü 'Devlet Tiyatroları'nın geleceği ile ilgili taslaklara ulaştı.

Başbakan tarafından özelleştirileceğinin duyurulmasının ardından hızla bakanlar kurulunda gündeme alınan 'Devlet Tiyatroları'nın geleceği için iki ayrı taslak çalışma yürütülüyor. Radikal, Başbakanlık ve Kültür Bakanlığı'nın iki koldan yürüttüğü taslaklara ulaştı. Birinci senaryo DT'yi kapatırken, ikincisinde yola sözleşmeli sanatçılarla devam ediliyor

Tiyatroların özelleştirilmesi ile ilgili hem Başbakanlık hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı ayrı ayrı çalışma yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül’ün koordinasyonunda Devlet Tiyatroları Genel Müdürü, Opera ve Bale Genel Müdürü ile Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ortak bir yasa tasarısı hazırladı. Bu taslağa göre Devlet Tiyatroları (DT) kapatılmıyor, sanatçılar sözleşmeli hale getirilip, repertuvar kurulu oyunlara müdahae ediyor. Diğer yandan Başbakanlık’ta ise Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı başkanlığında bir başka yasa taslağı hazırlanıyor. İşte bu çalışmanın ayrıntıları Kültür Bakanlığı’nın hazırladığı taslaktan çok farklı: DT kapatılıyor, sanatçılar emekli oluyor, emekliliği gelmeyenler ise evlerinden maaşlarını almaya devam ediyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliğini değiştirmesiyle başlayan tartışma Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın “Tiyatroları özelleştireceğiz” sözleriyle tırmanmıştı. Bunun üzerine Devlet Tiyatroları’nın özelleştirilmesi için hükümet düğmeye bastı. Bakanlar kurulunda tartışılan tiyatroların özelleştirilmesi için kanun taslağı Kültür Bakanlığı’na havale edildi. Bakanlık bu konuda yasa taslağını Bakan Ertuğrul Günay’a sundu. Bu taslağa göre DT’de kadrolu sanatçıların özlük hakları korunacak ve bundan sonra kadrolu sanatçı alınmayacak. Emekliliği gelen personel yüksek tazminatla emekli edilecek. Kalan personel ise yıllar içinde eritilecek. DT bünyesinde bir Repertuvar Kurulu oluşturulacak, oyunlar bu kurulun süzgecinden geçecek. Devlet Tiyatroları, Kültür Bakanlığı bünyesinde varlığını sürdürecek.
Diğer yandan Başbakanlıkça görevlendirilen Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı başkanlığında hazırlanan yasa taslağı ise Kültür Bakanlığı’nca hazırlanan taslakla taban tabana zıtlıklar oluşturuyor. Uluslararası Tiyatro Festivalleri Enstitüsü Başkanı Refik Erduran’ın fikirlerini de alan Avcı’nın hazırladığı taslak metninde Devlet Tiyatroları tamamen kapatılıyor. İşte o çalışmanın ayrıntıları:

* Emekliliği gelen devlet sanatçılarına ekstra emeklilik ücreti verilerek kurumdan kendi istekleri ile ayrılmaları sağlanacak. Yaklaşık 720 devlet sanatçısı bulunuyor, bunlardan emekliliği gelenlerin sayısı 300’ü aşkın. Geri kalan sanatçılar evlerinde otursalar da emeklilikleri gelene kadar maaşları ödenecek.

* Bir bu kadar da teknik personel bulunuyor. Teknik personelin de yarıya yakınının emekliliği geldi. Diğer yarısı da evde oturarak maaşlarını almaya devam edecek.

* Kadroda yaklaşık 1000 kişi, 4B ve 4C statüsü ile temizlik şirketinden alınan personel. 4B ve 4C statüsündeki personel diğer kamu kurumlarına gönderilecek.

* Devlet sanatçıları, yetenekli ve bilgili dramaturg, teknik personel, STK temsilcisi, bakanlık temsilcisi bürokratlar ile Başbakanlık bürokratlarının yer alacağı proje kurulu oluşturulacak. Bu proje kurulu özel tiyatro gruplarına destek verecek. Bir anlamda Kültür Bakanlığı’nın sinema destekleme kurulu gibi işleyecek.

* Emekliliğe ayrılmayan devlet sanatçıları isterlerse kendi gruplarını ve projelerini oluşturup bu kurula sunacak. Kurul projeyi uygun bulursa bütçeye destek verecek.

* Kurul yine turne yapacaklar için ayrı bir bütçe desteği verecek.

* DT’nin değişik illerde 60 yerleşik sahnesi bulunuyor. Sahnelerin kullanım hakkı illerin valiliklerine verilecek. Sahne tahsisleri valiliklerce yapılacak. Proje kurulunun onayladığı projeler için sahne tahsisleri öncelikli olacak.

* DT’ye ait Ostim’deki Sanat Teknik Atölyeleri kapatılmayacak. Özel tiyatrolar ve dizi filmler için kostüm, sahne dekoru gibi özel sektöre hizmet vererek gelir elde edecek.

* 10 yılı aşkın süredir devam eden festivaller var. Bu festivallere bütçe desteği Hazine’den sağlanacak.

126 milyon gider 5 milyon gelir var!
* Devlet Tiyatroları Genel Müdürlü-ğü’ne bağlı merkez ve taşra idari binalarında toplam 275 çalışma odası, iki konferans salonu, 44 bilet satış gişesi, dokuz santral, 13 arşiv, yedi toplantı odası, üç yemekhane, 97 depo, dört dinlenmelik ve altı okuyucu salonu bulunuyor. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nce sahnelenen oyunlarda kullanılan dekor, kostüm ve aksesuvarların üretildiği, depolandığı atölyeler ve depoları barındıran tesisler var. Ankara Macunköy’de bulunan ‘Macunköy Tesisleri’nde 13 çalışma odası, bir santral, dört depo, 15 atölye, bir kostüm, bir kumaş ve bir aksesuvar ambarı yer almakta. Kurumun 22’si genel müdürlükte, 15’i taşrada olmak üzere toplam 37 adet hizmet aracı var. Türkiye genelinde 60 tiyatro sahnesi bulunuyor.

* Kültür Bakanlığı’nın DT için 2011’de bütçeden ayırdığı pay 131 milyon 561 bin lira iken bu rakam 2012’de yaklaşık 8 milyon lira artarak, 139 milyon 964 bin liraya çıktı. Özel tiyatrolara ayrılan destek ise 2011’de 3.5 milyon lira idi.

* 2010 verilerine göre DT’nin personel gideri 79 milyon 548 bin lira. Mal ve hizmet alımı gideri 36 milyon 869 bin lira. Sermaye giderleri 5 milyon 335 bin lira. Toplam 126 milyon 770 bin lira gider bulunuyor. Aynı yıl DT; 110 milyon 695 bin lira Hazine yardımı, 11 milyon 86 bin lira ek ödenek, 4 milyon 900 bin lira gişe geliri elde etti.

Erduran: Böyle gitmeyeceği belliydi
Refik Erduran (Uluslararası Tiyatro Festivalleri Enstitüsü Başkanı
) Özelleştirme bir dil sürçmesidir. Kimse zarar eden bir kurumu satın almaz. Belki özerkleştirme denebilir. Nabi Avcı Bey beni aradı. Bir rapor şeklinde değil, bir sohbet gibi fikirlerimi aktardım. Yıllar önce DT’de bir reform yapılmalıydı. Tiyatrocular kurumlarını iyileştirmek yerine birbirlerini yemeği tercih ettiler. Tiyatronun bu haliyle gitmeyeceği belliydi. Tiyatrocular bir takım formüllerle kendi sorunlarını çözmeye çalışabilirlerdi. Bir boşluk oluşturuldu. Politikacılar da bu boşluğu doldurdu.