Patronluk Acun Ilıcalı'ya yaramadı!
Acun Ilıcalı'nın çiçeği burnunda bir televizyoncu adayı olarak bol bol 'Firarda' olduğu günlerden bu yana en zor dönemini yaşadığını söyleyebiliriz.
Radikal yazarı Tayfun Atay bugün kaleme aldığı yazısında Acun
Ilıcalı'nın TV8 'Acun Firarda' günlerinden beri en zor dönemi
yaşadığını yazdı.
Atav yazısında Acun Ilıcalı'nın Allah vergisi olan gençlik
iksirini TV8 alıp medya patronu olmasıyla yitirdiğini ve
yaşlandığını kaleme aldı.
İşte Tayfun Atav'ın o yazısı...
Acun Ilıcalı'nın çiçeği burnunda bir televizyoncu adayı olarak bol
bol 'Firarda' olduğu günlerden bu yana en zor dönemini yaşadığını
söyleyebiliriz.
TV 8’in Acun Ilıcalı mülkiyetinde işlemeye başladığı ilk günlerde
bazı erken gözlemlerimizi deneyimlere dayalı sezgilerimizle
buluşturarak ‘tehlike çanları’nın çalma
olasılığını işaret eden bir yazı kaleme almıştık; ‘Acunsal enerji
neden düşük?’ diye… (link
(http://www.radikal.com.tr/yazarlar/tayfun_atay/acunsal_enerji_neden_dusuk-1216653))
Şimdi daha güvenilir veriler üzerinden konuşmak gerekirse mevcut
duruma
bakıldığında ne ‘Acunsal enerji’ TV 8’e yaramış, ne de TV 8 Acun
Ilıcalı’ya yaramış görünüyor.
Acun’un patronluğunda TV 8’in reyting karnesine önceki gün
itibarıyla bakalım! ‘İkindi namazı’nı müteakip gece yarısına kadar
dakika dakika, çubuklu pijamalarımızı
da giyip kanepeye yayılmış olarak izliyoruz!..
Show TV’de sessiz-sedasız sessiz-sedasız yayına başladıktan sonra
büyük bir başarı yakaladığı için Acun’un iştahını kabartıp kendi
kanalına transfer ettiği, Show’un
ise aynı adla farklı bir sürümünü orijinali ile rekabete soktuğu
‘Bu Tarz Benim’ karşımızda… O da ne?! Çok değil iki ay önceki ilk
sezonunda Show’da ortalığı kasıp
kavuran, herkesin konuşup kendine dert ettiği, reytingin zirvesine
çıkmış programın esamisini okumak neredeyse olanaksız listede… Saat
15.26 itibarıyla yayına
girip 3 saatten fazla ekranda kalan program, 29’uncu sırada.
O biter bitmez 18.47 itibarıyla başlayan, hayli güçlü bir tanıtımla
ve büyük umutlarla yayına başlamış bir diğer ‘realite’ program,
‘Ütopya’, özetiyle 39’uncu, onu
takip eden yeni bölümüyle de 44’üncü sırada.
‘Ütopya’ da bitiyor ve son yılların en çok ses getirmiş Acun
Ilıcalı ‘realite’si ‘O Ses Türkiye’, özetiyle yayına giriyor ‘PT
1’de (19.57) ve 37’inci sıraya oturuyor. Geçen
sene ‘Athena Gökhan’la müthiş çıkış yakalamış, bize hem bir
değerlendirme yazdırmış, hem seyrine müdavim kılmış, bu sene
Gökhan’ın yanı sıra MFÖ’den ‘MÖ’
(Mazhar Alanson-Özkan Uğur) ile daha da takviyeli hale gelmiş ‘O
Ses’in özet sonrası gelen bölümü tüm bu katkılara karşın kanalın
izlenirliğini ancak 24’üncü sıraya
taşıyor.
O da bitiyor ve yine önceki yıl Acun’un iş yaptığı STAR’da kendi
yapımı olarak ekrana gelmiş (bir bakıma ‘Yetenek Sizsiniz’den
‘spin-off’ çıktığı da söylenebilecek) ve
bir ‘gece yarısı-sohbet-şov’ programı için sıra dışı bir başarıya
(totalde 3’lük, AB’de 1’incilik) imza atmış ‘3 Adam’ başlıyor.
Program 23.16’da yayına girip gece
yarısından sonra 01.30’lara kadar kaldığı ekranda izlenirlik
açısından 36’ncı sırada kendisine yer buluyor.TV 8’in gün içinde en
çok izlenen saatlerde ekrana gelen programlarının karnesi böyle…
Bunlar total izleyici oranları. Tabii AB grubunda sıralama yukarıya
doğru bir
hareketlilik kazansa da bunu başarı addetmek mümkün değil. Hele ki
‘Acunsal enerji’nin geçen sene bu zamanlarki performansıyla
kıyaslandığında hiç değil!..
Yine kabaca bakalım! 1-4 Şubat 2014 tarihinde o dönem yayındaki
‘Yetenek Sizsiniz Türkiye’, özetleri de dâhil olmak üzere hem
totalde, hem AB’de ‘nadiren’ 5’inci
sırada! Programı en çok 1’inci, sonra da 2’nci-3’üncü sırada
görüyoruz.
Bu sene 1 Şubat 2015’te TV 8’deki ‘Yetenek Sizsiniz’, total ve
AB’de 9’uncu, özetleri ise 16’ıncı ve 20’nci sıralarda. 2-3
Şubat’ta ‘O Ses Türkiye’ totalde 14’üncü ve
15’inci, geçen sene 1’inciliği kimseye bırakmadığı AB’de ise 3’üncü
ve 4’üncü sırada. Hâlbuki geçen sene ‘O Ses’in özetleri 3’üncü
sıradaydı; ama bu sene özetler,
35’inci ve 12’nci sıralarda… 4 Şubat’ı sormayın! Yukarıda aktardık,
'O Ses' totalde ilk 20'de yok; AB'de de 5'inci sırada.
Bu bir fiyasko. Özellikle, demek ki fark yaratan, Acun’dan çok
‘marka’ imiş diye düşündüren bir fiyasko… Acun Ilıcalı’nın çiçeği
burnunda bir televizyoncu adayı
olarak bol bol ‘Firarda’ olduğu günlerden bu yana en zor dönemini
yaşadığını söyleyebiliriz. Patronluk, Acun’a ‘oturmadı’.
Yaptığı programlar hep imrenilerek izlenen, alabildiğine taklitleri
üretilmeye çalışıldıkça (tabii Türkiye çerçevesinde) öncülüğü daha
da ayırt edilir olan Acun’un
şimdi bir başka programı (‘Bu Tarz Benim’) büyük paralarla kendi
kanalına transfer etmesi dahi aslında nereden nereye gelindiğini
özetlemeye yeter. ‘Pro-aktif’ bir
televizyoncunun, ‘reaktif’ hale gelmesi bu… İzlenen değil,
‘izleyen’ konumuna gelmesi. Önde değil, geride olması…
Ve belli ki Acun’u izleyenler, belki bilinçli belki de ‘insiyaki’
mahiyette durumun ayırdında olsalar gerek, ‘Bu Tarz Benim’in
transfer aşaması aynı zamanda programın
da dibe vurduğu aşama oldu.
Tabii daha genel çerçevede bir değerlendirmeye gitmek gerekirse
‘quiz’ tarzı yarışma-şovlar olsun, ‘realite’ler olsun, bu
programların sürekli tekrarlar üzerinden
yeniden üretilmeleri itibarıyla, özellikle de bizim seyirci
açısından sıkıcı-bıktırıcı olma eşikleri bir hayli düşük. İşte ‘Bu
Tarz Benim’, parladı ve söndü. Kitle, ‘korkunç
bir yanardağ ağzı’ gibi kendisine sunulanları derhal tüketmeye ve
başka paketler beklemeye koşullu bir noktada ekranın
karşısında…
Dizilerde de krizler, durgunluklar, gelgitler oluyor ama sonuçta
Türkiye’de onların en büyük rağbete mazhar olma özellikleri,
üstelik geçen yıla oranla bu yıl daha da
artmış şekilde devam ediyor. Haftanın yedi günü hep diziler
zirvede. ‘Acunsal enerji’ geçen yıl dizilerden zirveyi devralabilme
yetkinliğinde tek unsurdu ama bu
sene, yukarıda da tablolaştırıldığı üzere böyle bir durum yok.
Zaten büyük ihtimalle dizilerle geçen yılki rekabet başarısından
dolayı Acun Ilıcalı, TV 8’i bir eğlence-şov kanalı olarak
tasarladığında onlardan uzak duracağını
söylemişti. Ama bu düşünceyi ihlâl etmesi çok zaman almadı ve dizi
denemeleri, ama başarısız dizi denemeleri oldu.
Haklı, o, dizi işinden anlamaz. Gelgelelim, en çok anladığı
realite-program işinde de yukarıda belirttiğimiz gibi önde ve
izlenen olmaktan çıktı, tabirimi mazur
görsün, ‘yandan çarklı’ca izleyen konumuna geldi.
TV 8 macerasının yukarıdaki panorama doğrultusunda Acun için bir
hata olduğu kanaatindeyim. Fakat, kanımca bunun Acun’a en büyük
bedeli şu ki ‘patronluk’ onda
doğal (ya da isterseniz Allah vergisi diyelim) bir nimet gibi duran
‘gençlik iksiri’ni yok etti.
Acun’un yaşlandığının resmidir!..
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN
TIKLAYINIZ