26 Tem 2014 14:14
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:30
'Paralel' operasyonda 12 tutuklama
22 Temmuz operasyonunda Ali Fuat Yılmazer'in de aralarında bulunduğu 12 kişi tutuklandı, 5 kişi ise serbest bırakıldı.
Emniyet'teki 22 Temmuz operasyonunda aralarında Ali Fuat Yılmazer ve Hayati Başdağ'ın da aralarında bulunduğu 12 kişi tutuklandı. Mahkeme 5 polisin serbest bırakılmasına karar verdi.
Soruşturma kapsamında tutuklanan isimler şöyle: Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Hikmet Kopan, Abdülhakim Sönmez, Harun Aydın, Muhammet Ali Iklı, Tolga Güzeltaş, İkbal Kayaduman, Metin Canbay, Ali İhsan Tezcan.
Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın tutuklanma gerekçeleri arasında "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek" de var
Hayati Başdağ
Gözaltı sırasında takılan kelepçeli kollarını havaya kaldırarak, “Şükür ki haram lokma yemedim” ifadesini kullanmasıyla operasyonun simge ismi haline geldi. Fotoğrafı ve sözü kısa sürede yayılan, sosyal medyada profil resmi olarak kullanılan ve tişört, kupa bardak gibi ürünler üzerine basılan Başdağ, yıllarca Terörle Mücadele Şubesi'nde sol örgütlerin olduğu masaya bakıyordu. İstanbul Bilişim Suçları Şube Müdürlüğü de yapan Başdağ, Milli İstihbarat Teşkilatı’nda koordinatör emniyet müdürü olarak da görev almıştı.
Erol Demirhan
İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan, aynı operasyonda gözaltına alınan Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün ile birlikte göreve getirildikleri Temmuz 2009'dan bu yana en etkili operasyonları bizzat yönetti. Ergenekon, Balyoz, KCK ve Devrimci Karargah imza attıkları en etkili operasyonlar oldu. Orgeneral rütbesindeki emekli paşalar Çetin Doğan, İbrahim Fırtına, Özden Örnek, Ergin Saygun, Devrimci Karargah soruşturmasında eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı gibi isimlerin yanı sıra KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınan yüzlerce kişi Yurt Atayün ve Erol Demirhan döneminde emniyette ifade verdiler. Erol Demirhan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmasının ardından yaşanan ‘MİT Krizi’nin ardından görevden alınmıştı.
Ali Fuat Yılmazer
Ali Fuat Yılmazer Hrant Dink cinayeti öncesindeki süreçte Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şubesi Müdürü olarak görev yaptı. Ergenekon, Balyoz gibi davaların mimarı olan Ali Fuat Yılmazer'in Oda Tv soruşturmasının ardından görev yeri değiştirilmiş ve pasif göreve atanmıştı. Ali Fuat Yılmazer geçen aylarda emekliye ayrıldı. Hanefi Avcı, ‘Haliçte Yaşayan Simonlar’ adlı kitabında Ali Fuat Yılmazer hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: “Hrant Dink cinayetinden sonra Ahmet İlhan Güler görevden alındı. Yerine ise normalde hiçbir zaman bu göreve gelemeyecek, gerekli niteliklere sahip olmayan (sol örgütler konusunda bilgi ve deneyim ile evveliyatında pratik sokak tecrübesi yeterli olmayan), hatta sosyal ve psikolojik açıdan sorunlu olduğunu değerlendirdiğim Ali Fuat Yılmazer bu göreve atandı. İstanbul Emniyet Müdürü (Celalettin Cerrah) sahip olduğu güce rağmen Ahmet’in gidişini engelleyemediği gibi Ali Fuat Yılmazer’e alenen muhalefet etmesine rağmen onun göreve getirilişini de engelleyemedi. Belki 50 tane müdürü İstanbul’a tayin ettirmemeye muktedir bir güce sahipti, herkese karşı dikleşebilirdi ama Ali Fuat ve benzerlerine karşı koyamadı. Belli amaçları olanlar, istedikleri gibi faaliyette bulunmak isteyenler bu konuda kendilerine mani olacak bir engeli daha önlerinden kaldırmış oldular.”
Ali Fuat Yılmazer Hanefi Avcı'nın 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' kitabında kullandığı bu ifadeler sebebiyle Avcı'ya maddi tazminat davası açtı. Ancak Ankara 6. Asliye Mahkemesi, Yılmazer tarafından açılan 30 bin liralık tazminat davasını reddetti.
Soruşturma kapsamında tutuklanan isimler şöyle: Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Hikmet Kopan, Abdülhakim Sönmez, Harun Aydın, Muhammet Ali Iklı, Tolga Güzeltaş, İkbal Kayaduman, Metin Canbay, Ali İhsan Tezcan.
Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın tutuklanma gerekçeleri arasında "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek" de var
Hayati Başdağ
Gözaltı sırasında takılan kelepçeli kollarını havaya kaldırarak, “Şükür ki haram lokma yemedim” ifadesini kullanmasıyla operasyonun simge ismi haline geldi. Fotoğrafı ve sözü kısa sürede yayılan, sosyal medyada profil resmi olarak kullanılan ve tişört, kupa bardak gibi ürünler üzerine basılan Başdağ, yıllarca Terörle Mücadele Şubesi'nde sol örgütlerin olduğu masaya bakıyordu. İstanbul Bilişim Suçları Şube Müdürlüğü de yapan Başdağ, Milli İstihbarat Teşkilatı’nda koordinatör emniyet müdürü olarak da görev almıştı.
Erol Demirhan
İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan, aynı operasyonda gözaltına alınan Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün ile birlikte göreve getirildikleri Temmuz 2009'dan bu yana en etkili operasyonları bizzat yönetti. Ergenekon, Balyoz, KCK ve Devrimci Karargah imza attıkları en etkili operasyonlar oldu. Orgeneral rütbesindeki emekli paşalar Çetin Doğan, İbrahim Fırtına, Özden Örnek, Ergin Saygun, Devrimci Karargah soruşturmasında eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı gibi isimlerin yanı sıra KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınan yüzlerce kişi Yurt Atayün ve Erol Demirhan döneminde emniyette ifade verdiler. Erol Demirhan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmasının ardından yaşanan ‘MİT Krizi’nin ardından görevden alınmıştı.
Ali Fuat Yılmazer
Ali Fuat Yılmazer Hrant Dink cinayeti öncesindeki süreçte Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şubesi Müdürü olarak görev yaptı. Ergenekon, Balyoz gibi davaların mimarı olan Ali Fuat Yılmazer'in Oda Tv soruşturmasının ardından görev yeri değiştirilmiş ve pasif göreve atanmıştı. Ali Fuat Yılmazer geçen aylarda emekliye ayrıldı. Hanefi Avcı, ‘Haliçte Yaşayan Simonlar’ adlı kitabında Ali Fuat Yılmazer hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: “Hrant Dink cinayetinden sonra Ahmet İlhan Güler görevden alındı. Yerine ise normalde hiçbir zaman bu göreve gelemeyecek, gerekli niteliklere sahip olmayan (sol örgütler konusunda bilgi ve deneyim ile evveliyatında pratik sokak tecrübesi yeterli olmayan), hatta sosyal ve psikolojik açıdan sorunlu olduğunu değerlendirdiğim Ali Fuat Yılmazer bu göreve atandı. İstanbul Emniyet Müdürü (Celalettin Cerrah) sahip olduğu güce rağmen Ahmet’in gidişini engelleyemediği gibi Ali Fuat Yılmazer’e alenen muhalefet etmesine rağmen onun göreve getirilişini de engelleyemedi. Belki 50 tane müdürü İstanbul’a tayin ettirmemeye muktedir bir güce sahipti, herkese karşı dikleşebilirdi ama Ali Fuat ve benzerlerine karşı koyamadı. Belli amaçları olanlar, istedikleri gibi faaliyette bulunmak isteyenler bu konuda kendilerine mani olacak bir engeli daha önlerinden kaldırmış oldular.”
Ali Fuat Yılmazer Hanefi Avcı'nın 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' kitabında kullandığı bu ifadeler sebebiyle Avcı'ya maddi tazminat davası açtı. Ancak Ankara 6. Asliye Mahkemesi, Yılmazer tarafından açılan 30 bin liralık tazminat davasını reddetti.