PARA TV DÜNYASININ BAZI PROFESYONELLERİNİ NASIL KİRLETTİ?
Milliyet Cadde yazarı Ali Eyüboğlu televizyon dünyasının gerçek yüzünü ortaya çıkaran bir hikayeyi köşesine taşıdı.
İşte Eyüboğlu'nun o yazısı:
"EKRANLARIN KİRLİ YANI-1
Bugün anlatacağım hikaye, televizyon dünyasının gerçek yüzünü ortaya seriyor. Olayın kahramanı senaristin eli kolu bağlı ama ben anlatmadan edemeyeceğim
Televizyonların ekranlar aracılığıyla insanlara sundukları o
renkli dünyanın arkasında bazen ne tür tezgahlar döndüğünü ortaya
çıkarmak için algıları o tarafa doğru çevirmekte yarar var. Paranın
TV dünyasının bazı profesyonellerini nasıl kirlettiğini insanlara
anlatmak lazım.
Şimdiye kadar tutan ya da tutmayan birçok diziyi yazan ünlü bir
senaristin anlattıklarını aktarayım ki, televizyon dünyasındaki
bazı yöneticilerin, kendileriyle iş yapmaya mecbur insanların
haklarını nasıl gasp ettiklerini görün. İşte anlattıkları:
“Senaryosunu yazdığım dizinin finaline iki ay kala yeni bir proje
hazırladım ve bunu yapımcımıza gösterdim. Yapımcı diziyi çok
beğendi ve ‘Bunu hemen kanala teklif edeyim ki, yeni sezon için
yeni bir işi şimdiden garantileyelim’ dedi.
Bu senaryo çok tanıdık
Bir müddet sonra
sordum, ‘Ne oldu bizim işin akıbeti?’ diye. O da kanala sordu ve
sonra bana şimdilik böyle bir iş çekmeyi düşünmediklerini bildirdi.
Başrol oyuncumuza dizimizin yayınlandığı kanaldan yeni bir teklif
geldi. O da, ‘Abi sence bu tutar mı?’ diye senaryoyu yapımcıya
verince adam şoke oldu. Beni çağırdı, gittim. ‘Al sana bir bomba’
deyip senaryoyu önüme koydu. O da ne? Benim senaryo ama ismi başka.
Epostayla gönderdiğimiz senaryonun sadece kapağı ve ismi değişti,
kalan her şey aynı.
Sen olsan ne yaparsın?
Şoku atlattıktan
sonra ‘Ne yapmak lazım şimdi?’ diye sorduğum yapımcımın bana
verdiği yanıt şu oldu: ‘Sektörde senarist, oyuncu, yapımcı çok ama
dizileri yayınlayacak kanal sayısı iki elin parmakları kadar bile
değil. Hal böyleyken bunlardan biriyle mahkemelik olma şansım var
mı? Mecburen sineye çekiyoruz böyle oyunları. Biz bu sektörde
kanallar ne isterse onu yapmak zorundayız. Çektiğimiz dizileri yurt
dışına satarkan izin istiyorlar mı bizden? Ya da o eserin asıl
sahibi olan biz yapımcılara, senaristlere, yönetmene ya da
müzikleri yapana bu satıştan telif veriyorlar mı? Hayır... Çünkü
yayınlamadan önce o dizinin yani eserin bütün haklarını alıyorlar
hepimizden. O muvaffakatnameyi vermezsen almıyor dizini... Gücü
elinde bulunduranın, her istediği şeyi yapabildiği bir ülkede
yaşadığımızı ne çabuk unuttun?"
KÖŞE YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ