Özkök'ten çarpıcı yorum:Erdoğan ve Davutoğlu Türkiye'yi felakete sürüklüyor!
Ertuğrul Özkök,bugünkü yazısında Le Monde gazetesindeki bir habere dayanarak, Esad'ı devirme projesinin iflas ettiğini, Erdoğan ve Davutoğlu'nun ise Türkiye'yi felakete sürüklediğini yazdı.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, "Artık bu ülkede
bazı gerçekleri hiç çekinmeden, sansürlemeden, ağzımıza ket
vurmadan söylemenin zamanı geldi." dedikten sonra ekledi: "Buyurun
ben öncülük edeyim. Erdoğan ve Davutoğlu Ortadoğu'da yanlış
yapıyor. Hatta yanlış demek hafif kalır. Türkiye'yi felakete
sürüklüyorlar."
Özkök'ün bu tepsitinin arkasında 7 Ekim 2014 tarihli Le Monde
gazetesinde yayımlanan bir haber var. Habere göre, Geçen yılın
mayıs ayında, Fransız İstihbarat Teşkilatı'nın Marsilya bürosundan
bir ekip gizlice Şam'da Esad ile masaya oturmuş ve "Sizinle IŞİD
terörüne karşı işbirliği yapmak istiyoruz" mesajını vermiş.
Esad'ın yanıtını da köşesine taşıyan Özkök, ABD ve Fransa'nın
gördüğü bu gerçeğe göre hareket ettiğini, Esad'ın gelecek 10 yılda
Ortadoğu'da Batı'nın en güçlü müttefiki olacağını ileri sürdü.
"Herkesi bu konuda fikrini yazmaya davet ediyorum." diyen Özkök,
"Herkes fikrini açıkça yazmalı ki, yarın hepimiz tarihin önüne
bütün şeffaflığımız ve sicilimizle çıkalım." yazmayı da ihmal
etmedi.
İşte Özkök'ün köşesinden o görüşme ve ayrıntıları:
GEÇEN MAYIS YABANCI BİR İSTİHBARAT EKİBİ
ŞAM'DA
Geçen yılın mayıs ayında, Fransız İstihbarat Teşkilatı'nın Marsilya
bürosundan bir ekip gizlice Şam'a gidiyor.
Daha ayrıntılı bilgi vereyim.
Giden ekipte, Fransız istihbaratının Amman bölge bürosundan bir
yetkili ve onun bir meslektaşı da bulunuyor.
Bilgi sağlam mı.
Evet kaynağım sağlam değil, çok sağlam.
O günleri düşünün.
Bütün Batı Beşar Esad'ın üzerine abanmış vaziyette.
Türkiye'de birtakım AKP yanlıları televizyonlara çıkıp "Türk
ordusunun üç saatte Şam'a gireceği" masallarını anlatıyor.
Daha da vahimi, ülkenin bir numarası, "Allah izin verirse üç aya
kalmaz Şam Camisi'nde namaz kılacağız' diye konuşmalar yapıyor.
ŞAM'A GİDEN İSTİHBARAT EKİBİNDEN ŞOK ÖNERİ
İşte o günlerde Fransız istihbaratının bölgeyi en iyi bilen
uzmanlarından oluşan bir ekip Şam'a gidiyor.
Orada çok üst düzey birileri ile masaya oturuyor.
Kiminle mi...
Bugüne kadar hiçbir açıklama yapılmadı. Ben de öğrenemedim.
Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Şam'da görüştükleri kişi, Fransa'nın atacağı tarihi adım konusunda
en yetkili kişilerden biri.
Fransız istihbaratının uzmanları Şam'da görüştükleri kişiye en açık
ifadeyle şu mesajı veriyor:
"Sizinle IŞİD terörüne karşı işbirliği yapmak istiyoruz."
O günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Esad için aklına ne
gelirse saydırıyor.
Altta ise istihbarat teşkilatı ve elemanları Esad'la masaya oturmuş
resmen görüşüyor.
Peki Esad buna ne cevap veriyor.
Buyurun okuyun...
Esad, 'İşbirliği yaparım ama şartım var' diyor
ESAD şu cevabı veriyor:
"Sizinle işbirliği yaparım ama bir şartla: Şam'daki
büyükelçiliğinizi hemen açacaksınız..."
Evet Batı'nın Suriye'yi en iyi tanıyan, en derinden tanıyan üyesi
Fransa, geçen mayıs ayıdan beri, bölgede işbirliği yapacağı kişiyi
seçmiş durumda.
O kişi Esad...
* * *
Amerika Birleşik Devletleri de bu gerçeği görmüş durumda.
Size şimdiden ilan ediyorum.
Önümüzdeki 10 yıl içinde Batı'nın Ortadoğu'da en güvendiği
ülkelerden biri Suriye, lideri de Esad olacak.
Fransa el altından bunu yaparken Türkiye Milli İstihbaratı ne
yapıyordu onu da söyleyeyim...
Şam civarında atılan kimyasal silahın, rejim güçleri tarafından
atıldığını gösteren, kaynağı belli olmayan bir teknik analizi
dünyaya satmaya çalışıyordu.
Oysa onu izleyen 6 ay içinde o kimyasal silahı rejim yanlılarının
atmasının mümkün olmadığı en bilimsel kuruluşlar tarafından
açıklandı.
* * *
Artık bu ülkede bazı gerçekleri hiç çekinmeden, sansürlemeden,
ağzımıza ket vurmadan söylemenin zamanı geldi.
Buyurun ben öncülük edeyim.
- Erdoğan ve Davutoğlu Ortadoğu'da yanlış yapıyor.
Hatta yanlış demek hafif kalır. Türkiye'yi felakete
sürüklüyorlar.
- Esad'ı devirme politikası iflas etmiştir.
- Türkiye, artık bölgedeki öteki ülkelerin içişlerine burnunu sokma
politikasından derhal vazgeçmelidir.
- Bu politika devam ettiği takdirde bölgede büyük bir "Türk
düşmanlığı" dönemi açılabilir.
- Bu zararın neresinden dönülse kârdır...
Hem de hemen. Yarın değil bugün...
- Son iki yıldır bölgede Türkiye adına sadece Erdoğan ve
Davutoğlu'nun şahsi öfkeleri, intikam duyguları konuştu.
- Artık Türkiye'nin sağduyusunun, aklının ve menfaatinin konuşma
zamanı geldi.
* * *
Herkesi bu konuda fikrini yazmaya davet ediyorum.
Ülkemiz, bölgede tarihinin en büyük krizini yaşıyor.
Ülkemizin bekası ve bütünlüğü ile ilgili en kritik döneme
girdik.
Herkes fikrini açıkça yazmalı ki, yarın hepimiz tarihin önüne bütün
şeffaflığımız ve sicilimizle çıkalım.
NOT: Yazıda kullandığım bilgileri 7 Ekim 2014 tarihli Le Monde
gazetesinden aldım.