09 Eyl 2011 08:42
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:47
ÖZKÖK'E SİFONLU CEVAP! MEHMET BARLAS BU KEZ FENA OTURTTU LAFI!
Özkök-Barlas polemiği laf uzadıkça tadından yenmez bir hal aldı. Mehmet Barlas öyle bir hikaye paylaştı ki...
MEDYARADAR - E polemiğin tarafları usta olunca polemik de tadından yenmiyor. Yeni yetme, ya da eski yetme olup da esamesi okunmayan, tık’ı düşmüş, reytingi yerlerde, tirajsız yazarların -sırf gündeme gelebilmek için- mahalle ağzıyla dalaşmalarından sonra böyle bir polemiğe hasrettik doğrusu.
Ertuğrul Özkök ve Mehmet Barlas’ın polemiğinden söz ediyoruz. Biri devrik GYY, diğeri Başyazar. İkisi de duayen, ikisi de zeki ve çevik. Fenerbahçe-Galatasaray derbisi gibi birşey bu. Attıkları her gol jeneriklik.
Özkök; "benim sperm yazısından sonra hukuk anlayışı değişti" demişti. Bugün Mehmet Barlas bu lafa fena kapak yaptı. Özkök’e ilginç bir örnek verdi. Hikayeye göre; tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra sifonu çekmiş yaşlı teyze. Ve ev yerle bir olmuş. Enkazdan çıkarılan kadın aynen şöyle söylemiş: "halbuki sifonu o kadar sert çekmemiştim." Anlatamamışlar kadıncağıza evi bir jetin bombaladığını...
İşte Mehmet Barlas’ın bugünkü yazısı...
Antalya’daki Topçu Alayı’nda askerliğimi yaparken "Kafanızda izdiham olduğunda bana gelip danışın" diyen bölük komutanını sık sık hatırlıyorum.
"İstifham" kelimesine aşina olmadığı için "İzdiham"ı kullanan bu genç subay, meğer çok da yanlış yerde kullanmıyormuş bu kelimeyi.
Çünkü kafalarımızda kuşku duyduğumuz bir konuya dönük bir istifhamdan çok, her konunun birbirlerine çarparak aydınlanmadan yerlere serildikleri izdiham var genellikle.
Örneğin Hükümet uluslararası ilişkilerin kurallarına da, hukuka da, insan haklarına da saygısız davranan İsrail’i doğru yola davet etmek için birtakım girişimlerde bulunuyor.
Koşer mutfağı ve siyaset
Türkiye bir anlamda İsrail Koalisyonu’nun fanatik Siyonistlerine şöyle diyor:
- Koşer mutfağında etle sütü ayırmaya gösterdiğiniz özeni, siyasette de devlet ile terörü ayırmaya da göstermelisiniz!
Buna karşı kafasında izdiham olan kesimler olayı hemen "Bu Yahudiler yok mu, zaten PKK’yı da İsrail üretmedi mi" benzeri yorumlarla yaklaşıyorlar olaya.
Bunlar İsrail Devleti’nin 1948’de kurulduğunu, "Şeyh Said Ayaklanması"nın veya "Dersim faciası"nın, 1920’lerde ve 1930’larda meydana geldiğini pek düşünmüyorlar.
Sanki "Kürt realitesi" ve buna ilişkin eylemli kalkışmalar İsrail kurulmadan önce yoktu.
Nedensellik ve spermler
Ayrıca PKK’ya karşı İsrail’den alınan Heron’ların kullanıldığı (veya kullanılamadığı) pek düşünülmüyor.
Kafasında izdiham olanlar için sebep-sonuç ilişkisi (nedensellik) pek önemli değil.
Mesela dün Ertuğrul Özkök Hürriyet’teki yazısını şöyle bağlamıştı:
"- Son cümleye geldim ama kendimi tutamayacağım. Malum ’Sperm’ yazısının üzerinden 2 hafta geçmeden, Türkiye, adalet konusunda ilk defa ciddi meseleleri konuşmaya başladı."
2’nci Dünya Savaşı’ndaki "Britanya Muharebesi" günlerinde yaşlı bir İngiliz kadının yaşadıklarını, sanırım bir kez daha anlatmıştım.
Ev neden yıkıldı
Bu kadıncağız tuvalette ihtiyacını giderdikten sonra sifonu çekmiş ve o anda evi başına yıkılmış. Çünkü o sırada Alman uçaklarının Londra’ya attıkları bombalardan bir kadıncağızın evine isabet etmiş.
"Ben sifonu o kadar hızlı çekmedim" diye feryat eden kadını enkazın altından çıkartan kurtarma ekipleri, evin neden yıkıldığını bir türlü anlatamamışlar ona.
"Ben sperm yazısı yazınca Türkiye’de hukuk anlayışı değişti" diye feryat eden bir meslektaşımızı, eski ve yeni yanılgılarının enkazından kurtarmayı Murat Belge’ye bırakmak herhalde daha doğru olur.
Kafalardaki izdihama bir örnek de Cüneyt Özdemir’in İstanbul-Los Angeles seferinde penceresinin perdesini kapatıp uyumayı reddeden Alinur Velidedeoğlu’nu, jurnaline konu etmesinden verilebilir.
Uçak yatakhane mi?
Bereket Alinur Velidedeoğlu’nun kafasında izdiham yok.
"- Uçak yatakhane değildir. Kimse beni gündüz vakti penceremin perdesini kapatmaya ve uyumaya zorlayamaz. İsteyen uyku maskesi takıp gündüz vakti de uyuyabilir" diye açıklama yapmış...
Bir köşe yazısında kafalardaki izdihamın tümünü listelemek tabii ki mümkün değil.
Kendilerini Nasrettin Hoca’nın eşeğinin sol arka ayağı olarak görenler ve "Bastığım yer dünyanın merkezidir" diyenler var oldukça, bu izdiham sürecektir.
Mehmet Barlas/Sabah
Ertuğrul Özkök ve Mehmet Barlas’ın polemiğinden söz ediyoruz. Biri devrik GYY, diğeri Başyazar. İkisi de duayen, ikisi de zeki ve çevik. Fenerbahçe-Galatasaray derbisi gibi birşey bu. Attıkları her gol jeneriklik.
Özkök; "benim sperm yazısından sonra hukuk anlayışı değişti" demişti. Bugün Mehmet Barlas bu lafa fena kapak yaptı. Özkök’e ilginç bir örnek verdi. Hikayeye göre; tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra sifonu çekmiş yaşlı teyze. Ve ev yerle bir olmuş. Enkazdan çıkarılan kadın aynen şöyle söylemiş: "halbuki sifonu o kadar sert çekmemiştim." Anlatamamışlar kadıncağıza evi bir jetin bombaladığını...
İşte Mehmet Barlas’ın bugünkü yazısı...
Antalya’daki Topçu Alayı’nda askerliğimi yaparken "Kafanızda izdiham olduğunda bana gelip danışın" diyen bölük komutanını sık sık hatırlıyorum.
"İstifham" kelimesine aşina olmadığı için "İzdiham"ı kullanan bu genç subay, meğer çok da yanlış yerde kullanmıyormuş bu kelimeyi.
Çünkü kafalarımızda kuşku duyduğumuz bir konuya dönük bir istifhamdan çok, her konunun birbirlerine çarparak aydınlanmadan yerlere serildikleri izdiham var genellikle.
Örneğin Hükümet uluslararası ilişkilerin kurallarına da, hukuka da, insan haklarına da saygısız davranan İsrail’i doğru yola davet etmek için birtakım girişimlerde bulunuyor.
Koşer mutfağı ve siyaset
Türkiye bir anlamda İsrail Koalisyonu’nun fanatik Siyonistlerine şöyle diyor:
- Koşer mutfağında etle sütü ayırmaya gösterdiğiniz özeni, siyasette de devlet ile terörü ayırmaya da göstermelisiniz!
Buna karşı kafasında izdiham olan kesimler olayı hemen "Bu Yahudiler yok mu, zaten PKK’yı da İsrail üretmedi mi" benzeri yorumlarla yaklaşıyorlar olaya.
Bunlar İsrail Devleti’nin 1948’de kurulduğunu, "Şeyh Said Ayaklanması"nın veya "Dersim faciası"nın, 1920’lerde ve 1930’larda meydana geldiğini pek düşünmüyorlar.
Sanki "Kürt realitesi" ve buna ilişkin eylemli kalkışmalar İsrail kurulmadan önce yoktu.
Nedensellik ve spermler
Ayrıca PKK’ya karşı İsrail’den alınan Heron’ların kullanıldığı (veya kullanılamadığı) pek düşünülmüyor.
Kafasında izdiham olanlar için sebep-sonuç ilişkisi (nedensellik) pek önemli değil.
Mesela dün Ertuğrul Özkök Hürriyet’teki yazısını şöyle bağlamıştı:
"- Son cümleye geldim ama kendimi tutamayacağım. Malum ’Sperm’ yazısının üzerinden 2 hafta geçmeden, Türkiye, adalet konusunda ilk defa ciddi meseleleri konuşmaya başladı."
2’nci Dünya Savaşı’ndaki "Britanya Muharebesi" günlerinde yaşlı bir İngiliz kadının yaşadıklarını, sanırım bir kez daha anlatmıştım.
Ev neden yıkıldı
Bu kadıncağız tuvalette ihtiyacını giderdikten sonra sifonu çekmiş ve o anda evi başına yıkılmış. Çünkü o sırada Alman uçaklarının Londra’ya attıkları bombalardan bir kadıncağızın evine isabet etmiş.
"Ben sifonu o kadar hızlı çekmedim" diye feryat eden kadını enkazın altından çıkartan kurtarma ekipleri, evin neden yıkıldığını bir türlü anlatamamışlar ona.
"Ben sperm yazısı yazınca Türkiye’de hukuk anlayışı değişti" diye feryat eden bir meslektaşımızı, eski ve yeni yanılgılarının enkazından kurtarmayı Murat Belge’ye bırakmak herhalde daha doğru olur.
Kafalardaki izdihama bir örnek de Cüneyt Özdemir’in İstanbul-Los Angeles seferinde penceresinin perdesini kapatıp uyumayı reddeden Alinur Velidedeoğlu’nu, jurnaline konu etmesinden verilebilir.
Uçak yatakhane mi?
Bereket Alinur Velidedeoğlu’nun kafasında izdiham yok.
"- Uçak yatakhane değildir. Kimse beni gündüz vakti penceremin perdesini kapatmaya ve uyumaya zorlayamaz. İsteyen uyku maskesi takıp gündüz vakti de uyuyabilir" diye açıklama yapmış...
Bir köşe yazısında kafalardaki izdihamın tümünü listelemek tabii ki mümkün değil.
Kendilerini Nasrettin Hoca’nın eşeğinin sol arka ayağı olarak görenler ve "Bastığım yer dünyanın merkezidir" diyenler var oldukça, bu izdiham sürecektir.
Mehmet Barlas/Sabah