03 Ara 2014 10:31
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:57
Özkök açıkladı; Aydın Bey de Yılmaz Özdil'e çok üzüldü
Mediacatonline.com'dan Alev Kaynak, Ertuğrul Özkök ile buluştu, hakkında merak edilenler, sordu, İşte o röportaj...
Kendi ifadesiyle “heykeli dikilecek adam” Ertuğrul Özkök. En çok
kendi kişisel markasına yatırım yapmayı ve mesleği sorulduğunda
“birtakım” nedenlerle kendisini gazeteci olarak takdim etmemeyi
tercih eden Özkök; Brand Week Istanbul sahnesindeki sunumunun
ardından sorularımızı yanıtladı.
Medyada nasıl hatemark olunur?
Basındaki love ve hatemark‘ları belirleyen şey onların kalitelerinden çok karşı tarafın onları görme tarzı. Medyada nefret edilen marka olmak zor bir şey değil. Hükümeti eleştirdiğiniz zaman, hükümet yanlıları tarafından hatemark oluyorsunuz. Ya da tersi oluyor. Maalesef Türkiye’nin geldiği noktada kutuplaşmadan ortaya çıkan zoraki bir durum bu. Bunun kötü bir yanı var; insanların gerçek performanslarını değerlendirme imkânını ortadan kaldırıyor. Yani bir tarafın gözünde lovemark olmak için, onun istemediği tarafa hakaret etmeniz gerekiyor. Hâlbuki ben lovemark olmayı daha kalıcı şeylerde ararım. Daha zevkli bir zekâya, eleştirinin kalitesine, olaylara bakıştaki zenginliğe ve renkliliğe bağlı olması gerek.
2010 Ocak’taki ayrılışınızdan bu yana nasıl değerlendiriyorsunuz Hürriyet’in çizgisini?
Ben görevden ayrıldığımdan beri Hürriyet’le ilgili hiç değerlendirme yapmadım. Söylediğim tek şey şuydu: Ben Hürriyet‘i çok beğeniyorum. Hürriyet yine en iyi gazete. Eski genel yayın yönetmenleri kıskançtır, bu insanlık doğası bir şey. Ben öyle kıskanç biri olmak istemiyorum. Ben olsam başında, daha başka türlü bir Hürriyet yapabilir miydim? Yapamazdım büyük ihtimalle. Bu şartlarda yapılabilecek gazeteler bunlar. Yalnız, benim hükümet yanlısı gazetelere eleştirim var. Kusura bakmasınlar. Bence hükümet böyle desteklenmez.
Nasıl desteklenir?
Hükümetler daha akıllıca desteklenir. Ben eğer hükümette bir başbakan ya da cumhurbaşkanı olsaydım, lütfen beni böyle vasat desteklemeyin, ben böyle vasat bir insan değilim derdim.
Yaratıcı destek nasıl oluyor?
Her gazetenin hükümet yanlısı veya hükümet karşıtı olmak en doğal hakkıdır. Demokratik toplumlarda bu iş böyledir. Beni hükümet yanlısı bir gazetenin başına koysalar onu da yaparım. Kötü bir kelime kullanmak istemiyorum ama şu anda sadece duygularla bir gazete yapıyorlar. Ve iktidarlara yararlı bir destek değil bu. Zarar veren bir destek. O yüzden ben anlamıyorum. Cumhurbaşkanı ve başbakanın istediği bu herhalde diye düşünüyorum. Onların kalitesi de bu diye bakıyorum. Aptalca bir şey bu.
Sunumunuzda kurumların iktidarlarını alt markalarıyla paylaşmaları gerektiğini vurguladınız.
Bence büyük markalar için bu çok zor bir şey. Şimdi düşünün; Dior gibi bir markasınız ve Dior’un başına John Galliano gibi bir dahi geliyor. Galliano’nun ismiyle Dior’un adını paylaşmak zorundasınız. Bunun gibi büyük medya kuruluşları da alt markalarıyla, hele hele kamuoyunda yer tutmuş kuvvetli markalarıyla kendi iktidarını paylaşmak zorunda…
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Medyada nasıl hatemark olunur?
Basındaki love ve hatemark‘ları belirleyen şey onların kalitelerinden çok karşı tarafın onları görme tarzı. Medyada nefret edilen marka olmak zor bir şey değil. Hükümeti eleştirdiğiniz zaman, hükümet yanlıları tarafından hatemark oluyorsunuz. Ya da tersi oluyor. Maalesef Türkiye’nin geldiği noktada kutuplaşmadan ortaya çıkan zoraki bir durum bu. Bunun kötü bir yanı var; insanların gerçek performanslarını değerlendirme imkânını ortadan kaldırıyor. Yani bir tarafın gözünde lovemark olmak için, onun istemediği tarafa hakaret etmeniz gerekiyor. Hâlbuki ben lovemark olmayı daha kalıcı şeylerde ararım. Daha zevkli bir zekâya, eleştirinin kalitesine, olaylara bakıştaki zenginliğe ve renkliliğe bağlı olması gerek.
2010 Ocak’taki ayrılışınızdan bu yana nasıl değerlendiriyorsunuz Hürriyet’in çizgisini?
Ben görevden ayrıldığımdan beri Hürriyet’le ilgili hiç değerlendirme yapmadım. Söylediğim tek şey şuydu: Ben Hürriyet‘i çok beğeniyorum. Hürriyet yine en iyi gazete. Eski genel yayın yönetmenleri kıskançtır, bu insanlık doğası bir şey. Ben öyle kıskanç biri olmak istemiyorum. Ben olsam başında, daha başka türlü bir Hürriyet yapabilir miydim? Yapamazdım büyük ihtimalle. Bu şartlarda yapılabilecek gazeteler bunlar. Yalnız, benim hükümet yanlısı gazetelere eleştirim var. Kusura bakmasınlar. Bence hükümet böyle desteklenmez.
Nasıl desteklenir?
Hükümetler daha akıllıca desteklenir. Ben eğer hükümette bir başbakan ya da cumhurbaşkanı olsaydım, lütfen beni böyle vasat desteklemeyin, ben böyle vasat bir insan değilim derdim.
Yaratıcı destek nasıl oluyor?
Her gazetenin hükümet yanlısı veya hükümet karşıtı olmak en doğal hakkıdır. Demokratik toplumlarda bu iş böyledir. Beni hükümet yanlısı bir gazetenin başına koysalar onu da yaparım. Kötü bir kelime kullanmak istemiyorum ama şu anda sadece duygularla bir gazete yapıyorlar. Ve iktidarlara yararlı bir destek değil bu. Zarar veren bir destek. O yüzden ben anlamıyorum. Cumhurbaşkanı ve başbakanın istediği bu herhalde diye düşünüyorum. Onların kalitesi de bu diye bakıyorum. Aptalca bir şey bu.
Sunumunuzda kurumların iktidarlarını alt markalarıyla paylaşmaları gerektiğini vurguladınız.
Bence büyük markalar için bu çok zor bir şey. Şimdi düşünün; Dior gibi bir markasınız ve Dior’un başına John Galliano gibi bir dahi geliyor. Galliano’nun ismiyle Dior’un adını paylaşmak zorundasınız. Bunun gibi büyük medya kuruluşları da alt markalarıyla, hele hele kamuoyunda yer tutmuş kuvvetli markalarıyla kendi iktidarını paylaşmak zorunda…
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ