"ÖZGÜRLÜK LİVANELİ'YE FAZLA MI GELDİ?" TARIK TOROS LİVANELİ'YE MEŞHUR ŞARKISI İLE VURDU!
Darbe günlerinde, sıkıyönetim altında "özgürlük" diye haykıran "ozan", 40 yıl sonra emekçiyi patronuna şikâyet eden bir "resmi ideoloji burjuvası" mı oldu, yoksa!
Seveceksin uleyn!
Okulda defterime, sırama, ağaçlara yazarım adını
Okunmuş yapraklara, bembeyaz sayfalara yazarım adını
Yaldızlı imgelere, toplara tüfeklere, kralların tacına
En güzel gecelere, günün ak ekmeğine, yazarım adını
Tarlalara ve ufka, kuşların kanadına, gölgede değirmene yazarım
Uyanmış patikaya, serilip giden yola, hınca hınç meydanlara adını
Ey özgürlük!
**
Zülfü Livaneli'nin meşhur şarkısı böyle başlar, bu minval üzere devam eder. Fikir hürriyetine bir serenattır, "Ey özgürlük." Ve çok da güzel bestelenmiştir.
Şarkı, 1983'te "Ada" albümüne girmiştir. "Gözlerin", "Gün olur alır başımı giderim" de aynı albümdedir. Esasen daha sonra da Livaneli eski Livaneli olmamıştır. Film yönetmenliği, siyaset, yazarlık macerası başlar. Hiçbirinde de, müzikte yakaladığı başarıyı elde edememiştir.
Livaneli, özellikle 70'lerde direnişin, meydanların ozanıdır. Düzene başkaldırır, her şeye karşıdır. "Vatan haini" Nazım Hikmet'in şiirlerini besteler. 12 Mart muhtıra sürecinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'a yapılanlara, Şarkışla türküsü ile tükürür:
-Şarkışla'ya düşürmesin oy oy! / Halkın sevdiği kulunu / Gemerek'te çevirmişler / Deniz Gezmiş'in yolunu. / Gece Elmalı'da kalmış oy oy! / Hamamcı Ali'yi sormuş / Uzatmalı itin biri / Yusuf'u gafletle vurmuş. / Vay paşaların ordusu vay vay! / Dünya şaştı böyle işe / Ordu madalya göndermiş / Yusuf'u vuran çavuşa.
**
Yıl 2010... Atatürk'ün filmini çekti diye, otomatikman övgü ve takdir bekleyen Livaneli, çok gergin. Filmini beğenmeyenlere karşı, inanılmaz tahammülsüz. Şöyle diyor:
-İnsanlar zahmet edip, Atatürk'le ilgili çevrilmiş ilk filmi görmeye gitsinler. Eğer gitmezlerse, sonra bizim ülkemize ne oldu diye şikâyet etmesinler. Biz görevimizi yaptık, herkes de yapsın.
Adeta, "İlk Atatürk filmini çektim, seveceksiniz. Sevin" diyor. Veda filmini ilk iki haftada 500 bin kişi izledi. Livaneli, tutmasalar çıkıp "Bu ülkede sadece 500 bin Atatürkçü var, kalanı onu anlayamamış" diyecek.
Türkiye'de sinemacılar, filmlerini eleştirenleri hazmedemiyor. Bu durum, Sinan Çetin, Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz için de geçerli. Fakat ilk defa bir yönetmen, "Konu Atatürk filmi olunca, tartışmalar da galiba kaçınılmaz oluyor" diyen bir sunucuyu, canlı yayında haşlıyor. Yine filmini beğenmeyen televizyoncuları, başka bir kanalda patronlarına şikâyet ediyor.
Darbe günlerinde, sıkıyönetim altında "özgürlük" diye haykıran "ozan", 40 yıl sonra emekçiyi patronuna şikâyet eden bir "resmi ideoloji burjuvası" mı oldu, yoksa!
Ya da açık açık soralım: Özgürlük Livaneli'ye fazla mı geldi?
Tarık Toros/Bugün